Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/105 E. 2018/684 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/105 Esas
KARAR NO : 2018/684

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
KARAR TARİHİ : 20/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin …tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlendiğini, gündemin görüşülmesinden önce açılan hazirun cetvelinin davalı şirtetin en son yapılan 18.06.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında imzalann hazirun cetvelinden farlı olduğnu tespit eden müvekkilinin davalı şirketin pay defterini incelemek istediğini pay defterinin incelenmesi neticesinde 1,2,4,6,7,10 sayfalarında 8.7.2013 tarihi gösterilmek sureti ile gerçek dışı veusulusüz kayıtlarını girildiğinin tespit edildini 29.01.2014 tarihine kadar davalı şirkette yönetim kurulu başkan yardımcısı olan müvekkilinin pay defterine hisse devrine ilişkin kayıtların işlenmesine dair bir yönetim kurulu kararı bulunmadığını davlı şirket pay sahiplerinden dava dışı ……şirkt nezdindeki pay sayısının bir kısım diğer pay sahiplerin devrir edilmiş olanrak gösterilmeksureti ile toplamdan % 50 den % 25 e azaltılması hususunda dava dışı şirket tarafuından davalı şirkete iletilmiş bir talebin bulunmadığını davalı şirket pay defterine 8.7.2013 tarihinde işlenmiş kayıtların gerçeğe aykırı olduğnu ve sahte olduğunun genel kurul asgari toplantı nisabının bulunmadığını , davalı şirketin usulsüz pay defteri tuttuğunu, şirketin sorumluğunda olduğunu yolsuz kayıt içeren pay defteri ile pay sahipliği haklarını kullanılmasının engellendiğini iddia ederek davalı şirketin pay defterinin 1,2,4,6,7 ve 10 sayfalarında 08.7.2013 tarihli yolsuz kayıtlarının silinmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket hisse defterine gerçeğe aykırı kayıtlar yapıldığı usulsüz hiss defteri tutulduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğnu, müvekkili şirket hissedarlarıdan birisinini dava dışı …… ünvanlı şirket oluşturduğunu, söz konusu şirketin 18.06.2013 tarihinde müvekkili şirkette o tarihde % 50 hisseye sahip olduğunu, aynı tarihli olağan genel kurulundan müvekkili şirkette sahip olduğ u hisselerinin tamamının müvekkili şirkete yönelik sorumluluklarını yerine getirememesi sebebi ile dava dışı şirketin kimlere hangi hisse oranında devir edeceğini belirlendiğini davacı asıl tarafından 29.01.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına kadar müvekkil şirketin yönetim kuruluna sunudğu dava dışı şirketin devir etmiş hisselerine ilişkin bir bildirimi olmadığını, müvekkili şirkete bu konuda 13.02.2014 tarihli noter ihtarında bulunduğunu, ihtarnamade kendilerine devrine karar verilen hisselerin şirket hisse dtefterine işlenmesine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkili şirket hisse defterinin yolsuz ve sahte kayıtlar yapıldığının gerçeğe aykırı olduğunu 29.01.2014 tarihli olaganüstü genel kurul toplantısının davacı ve bir kısım yönetim kurul üyelerini aldığını ve ilan edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle pay defterindeki kayıtların yolsuz olduğu iddiasıyla silinmesi talebine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında davacının davalı şirket hissedarı oludğun şirketin kurucu ortaklarından bulunduğu 29.01.2014 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ileyönetim kurulu üyeliğinden azledildiği hususlarından bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davalı şirketin pay defterinin 1,2,4,6,7,10, sayfalarında yer alan 8.7.2013 tarihli kayıtların yolsuz ve gerçeğe aykırı olup olmadığı olarak tespit edilmiştir.
Davacı vekili ekinde protokol sunduğu 19/06/2018 tarihli dilekçesi ile; davalı taraf ile sulh olunduğunu, sulh protokolünün ekte sunulduğunu, dava konusu hakkında karar verilmesine yer kalmadığını beyan etmiştir.
Sulh protokolünün incelenmesinde tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
Dosyaya ibraz edilen sulh protokolü kapsamında dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Sulh nedeni ile davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL harçtan, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Taraflarca talep edilmediğinden taraflar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
3-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.