Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/740 E. 2018/229 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2013/740 Esas
KARAR NO : 2018/229

DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu; bu ilişki ve güven ortamı sebebiyle 26/12/2001 tarihinde davalı şirketin talimatı ile davalı şirkette çalışan …’na 300.000 USD avans verdiklerini, elden verdikleri avans ile ilgili …’nun imzasını içeren belge aldıklarını; taraf şirketler arasındaki ilişkinin 2006 yılında sona erdiğini; fakat 2001 yılında alınan 300.000 USD karşılığında herhangi bir mal verilmediğini, paranında iade olmadığını bildirerek fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 10.000 USD’nin dövize uygulanan banka faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; bilahare 21/09/2011 tarihinde talebini ıslah ederek 300.000 USD’ye yükseltmiş; ıslah harcını da karşılamıştır.
SAVUNMA : Davalı şirket vekili; dava açmakta davacı tarafın hukuki menfaatinin bulunmadığını zira işaret ettikleri makbuz ile Ümraniye …. İcra Müdürlüğünün ……. sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, o dosyada TL üzerinden alacak talep edip, bu dosya üzerinden de USD üzerinden talepte bulunamayacaklarını; ayrıca dayandıkları makbuzda davacının isminin geçmediği, bu sebeple makbuzun davacı alacağını göstermeyeceğini; taraflar arasındaki cari ilişki içinde parasını alıpta teslim etmedikleri mal bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş;
Davalı … ise; aynı makbuza dayalı olarak kendisi aleyhine de icra takibi başlatıldığını; bu nedenle iş bu davayı açmakta davacı tarafın hukuki menfaati bulunmadığını; belgede davacının “alacaklı” olarak isminin geçmediğini, kaldı ki kendisinin davalı şirketin sigortalı şoförü olduğunu, imzanın kendisine ait olmayabileceğini, kendisine ait çıksa dahi böyle bir belgeyi imzalamadığını; davacı şirkete evrak getirirken başka belgelerin arasına konulmak suretiyle bu makbuzun imzalatılmış olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, aralarında ticari ilişki bulunduğu ihtilafsız olan şirketler arasındaki, karşılıksız ödenen paranın iadesine ilişkindir. Davacı şirket ödediği avansın karşılığında mal gelmediğini bu nedenle ödemenin karşılıksız kaldığını belirterek iade talep etmektedir.
Davacı tarafın dayanağı olan makbuzda, “………..’na 300.000 Dolar” demekte olup, parayı alan kısmında …’nun ismi telefon numarası ve imzası mevcuttur. Bu belgedeki imza davalı … tarafından “benim olmayabilir” şeklinde itiraza uğradığı için mahkememizce imza incelemesi yaptırılmış, alınan Adli Tıp Kurum raporuyla imzanın …’na ait olduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında uzun süreli bir ticari ilişkinin bulunduğu ve davacının iddiasının söz konusu bu makbuzla verilen 300.000 USD’nin karşılığında mal teslim edilmediğine ilişkin olduğundan; mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için karar oluşturulmuş; ancak davacı taraf o yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını zayi olmuş bulunduğunu, bu hususunda belgeli olduğunu bildirmiş, davalı taraf ise, 10 yılı geçen ticari kayıtları yasal olarak saklama yükümlülüğü ortadan kalktığı için kayıtlarının imha edildiğini bildirmiş; bu şekilde her iki tarafın ticari defter ve kayıtları da incelenememiştir.
Olayla ilgili olarak davacı şirket sahibinin şikayeti üzerine ceza yargılaması da yapılmış olup; Çatalca Asliye Ceza Mahkemesinin ……… Esas – ….. Karar sayılı dosyasında; müşteki…… katıldığı sanık olarak … ile davalı şirketin satış yetkilisi olan…… yargılanmasında; olayın hukuki mahiyette olduğu tespit edilerek sanıkların beraatlarına karar verilmiş; karar kesinleşmiştir. Bu dosyadaki taraf beyanlarında; her iki sanığında iddiaları reddettiği; bu nedenle davalı şirketi ya da diğer davalı olan şahsı bağlayıcı bir ifadenin bulunmadığı görülmüştür.
Ortada, davalı şirkette şoför olarak çalıştığı ihtilafsız olan davalı …’dan alınan bir para makbuzu mevcut olup, bir de bu para makbuzu karşılığında mal verilmediğine dair iddia mevcuttur. Davacı taraf, söz konusu ödemeyi davalı şirket için yaptığını ve mal almadan verilen AVANS olduğunu iddia etmektedir. Taraf kayıtları incelenemediği ve ceza dosyasından da davalıları bağlayıcı bir sonuç çıkmadığından; olayımızda PEŞİN ALIŞVERİŞ karinesinin uygulanması gerekeceği, verdiği avansa karşılık belge alan davacının, hayatın olağan akışı içinde bu belge üzerine “karşılığında mallar bilahare teslim edilecektir” şeklinde bir şerh koymasının gerekli olduğu; ancak böyle bir şerh halinde bu paranın avans olarak kabulünün mümkün olduğu; aksi taktirde önceden teslim aldığı ya da aynı anda teslim aldığı mala karşılık yapılan ödeme kabul edilmesi gerektiği; bu nedenle ispatın böyle bir belge almayan davacıda olduğu; davacı tarafın, 300.000 USD’nin davalı şirketçe gönderilecek mallar karşılığında baştan verildiğini ispat etmesi gerektiği; edemediği; ayrıca davacının kendi kabulünde olduğu üzere paranın davalı şirkete ulaştırılmak üzere verildiği; davacının bu paranın avans olduğunu ispat edemediği sebebiyle; mahkememizin kabulü gereğince, paranın almış bulunduğu mallara karşılık yapılan ödeme olduğu bu sebeple …’nun da sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı; iş bu davada davacı taraf paranın avans olarak verildiğini ispatlaması halinde davanın davalı şirket yönünden kabulüne karar verileceği, aksi taktirde reddedileceği ancak hiç bir şekilde … aleyhine bir hüküm kurmanın mümkün olmadığı değerlendirilmiş;
Davasını ispat edemeyen davacıya yemin delilinin hatırlatıldığı; davacı tarafın yemin deliline dayanması üzerine davalı şirket temsilcilerinin huzura geldiği ve usulünce yemin de ettikleri nazara alınarak; davanın her iki davalı yönünden de reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde 300.000 USD’nin değer 509.340,00 TL olduğundan bu bedel nazara alınmak suretiyle vekalet ücreti taktir edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVANIN HER İKİ DAVALI YÖNÜNDEN REDDİNE,
Davacı tarafın dava açarken karşıladığı 229,30 TL peşin ilam harcı ile bilahare ıslah ile tamamladığı 7.681,10 TL olmak üzere toplam 7.910,40 TL harçtan maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 7.874,50 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde ve davacı taraf başvurursa bakiye kalacak gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 34.323,60 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’ye verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin ve davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalı …’nun yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.