Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/681 E. 2018/591 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2013/681 Esas
KARAR NO : 2018/591

DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 30/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalı şirketin %7,293 oranında hissedarı olduğunu, 2003 yılına kadar Yönetim Kurulu üyesi olan davacının 2004 yılında yönetim kurulundan çıkarıldıktan sonra görev almadığını, yönetimden ayrıldığı günden bu yana şirketin faaliyetlerim izlemesinin engellendiğini, davalının ….. ve onarımı İşi ile iştigal ettiğini, davalı şirketin 2003 yılından beri ortaklarına kar dağılmamasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, haricen edinilen bilgiye göre geçen yıl Vergi Dairesinden 600.000,00 TL KDV alacağı aldığını, Pay sahibinin kar payı hakkının, vazgeçilmez ve bertaraf edilmez bir hak olarak ortaya çıktığının, davalı şirketin bir anonim şirket olduğunu ve amacının kar dağıtmak olduğunu ve fakat şirketin yaklaşık 7 yıldır kar dağıtmadığı dikkate alındığında davacının müktesep hakkının ihlal edildiğinin sabit olduğunu, davalı şirket tarafından hukuka aykırı bilanço hazırlanarak karın düşük gösterildiğini, davalı şirket ticari defter vc kayıtlan incelenerek kar payı alacağının tespitine, davacının bugüne kadar elde etmesi muhtemel şimdilik 10.000,00 TL kar payı alacağının davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri vc vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialannı kabul anlamına alınmamak kaydıyla davanın 3 aylık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını bu nedenle esasa girilmeden davanın reddinin gerektiğini, davacının talep ettiği anlamda dağıtılacak bir temettü bulunmadığını, davalı şirketin 2007-2008-2009 ve 2010 yılları bilançolarını zararla kapattığından dağıtılacak herhangi bir kann bulunmadığını, davacının yönetim kurulundan çıkarılmasının şirketin değil genel kurulun takdiri olduğunu, geçmiş yıllara ait Genel Kurul Hazirun Cetvellerinin tetkikinde davacının en son 2004 yılı genel kurulunda kendisini vekille temsil ettirdiğini ve izleyen yıllarda da usulüne uygun yapılan davetlere katılmadığını, genel kurul öncesi faaliyet dönemine ilişkin kar zarar hesabı, bilanço, yönetim ve denetim raporlan TTK 362/1 gereğince her genel kurul öncesi hissedarların tetkikine açık olduğu halde davacı tarafından incelenmediğini, 2010 yılı bilançosu ile gelir gider tablosunun tüm ortaklann incelemesine açık olduğu ve 17.08.2011 günlü toplantı davetiyesi kendine tebliğ edilmiş olmasına rağmen kendisinin kötüniyede tüm şirket faaliyetlerinin bir rapor halinde kendisine gönderilmesini talep ettiğini, davalı şirket 2005 yılında 207.941,19 TL ve 2006 yılında 604.173,52 TL kar elde ettiğini ve bu karların dağıtılmayarak fevkalade yedeklere ayrılmasının Genel Kurul tarafından oybirliği ile karar verildiğini, 2009 ekonomik krizi ile davalı şirketin büyük çapta sarsıntıya uğradığını, Gruba dahil diğer şirketler ile birlikte TTK 324.m ve İİK 179/b gereğince Kadıköy Asliye…..Ticaret Mahkemesine müracaat ederek iflas erteleme talebinde bulunulduğunu, 03.03.2011 tarihinde iflas erteleme karan verildiğini, dosyanın temyizde olduğunu, bu nedenlerle davalı şirketin geçmiş 4 yıl içerisinde bilançosunu zararla kapamış olduğundan dağıtılacak temettü olmayacağı için davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle kar payı alacağı talebine ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultunda davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak dosyada mübrez 10/12/2013 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda sonuç olarak; davacı taraf iddiaları çerçevesinde incelenen 2003-2011 yılları arasındaki dönem itibarıyla, davalı şirket faaliyet sonuçları ile varlık ve kaynak dengesindeki eğilimin genel olarak olumsuz yönde seyrettiği, bu bağlamda özellikle 2006 yılından sonraki yıllarda davalı şirketçe raporlanan zararların içinde satış zararlarının önemli bir paya sahip bulunduğu ve bu çerçevede davacı iddialarında bahsi geçen dava dışı şirkete satışlar nedeniyle de zarara uğrandığının anlaşıldığı, davalı şirketin 2003-2011 yıllarını kapsayan zaman aralığında her ne kadar 2004,2005 ve 2006 yıllarında kar raporlandığı görülüyorsa da anılan dönemlerde raporlanan öz kaynaklarının ödenmiş sermayesinin altında bulunması nedeniyle kara dağıtıma elverişli bir mali durumunun bulunduğundan söz edilmeyeceği, nitekim ilgili yıllarda kar dağıtımına yönelik herhangi bir kararın da alınmadığı, 2006 ve 2010 yıllarında ise faaliyet sonuçlarının sürekli zarar olması nedeniyle dağıtıma esas alınabilecek bir karın söz konusu olmadığı, buna göre, hissedarı olduğu davalı şirketçe raporlanan kayıtlar çerçevesinde ve incelenen dönem aralığı itibarıyla, davacının kar payı alacağının mevcut bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
Dosyada mevcut Mahkememizin …….Sayılı kararı ile davalı şirketin iflasına karar verildiği ve kararın 23. Hukuk Dairesinin ….. Sayılı kararı ile Onandığı ve 11.11.2015 tarihinde Karar düzeltme talebinin de reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı şirkete ait iflasın İstanbul …… İcra Dairesinin …… iflas nolu dosyasında tasfiye işlemlerinin devam ettiği ve İİK 194 maddesi gereğince durdurulan yargılamanın 08.06.2016 tarihinde 2. Alacaklılar toplantısının yapılmış olması nedeni ile davalı iflas idare memurluğuna da davetiye çıkarılmış ancak iflas idare memurluğu tarafından davaya katılınmamış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davanın TTK 507 maddesine göre açılan kar payı alacağının tespiti ve tahsili talebine ilişkin olduğu, davacının davalı iflas eden şirketin 7.292 hissedarı olduğu, ve davayı kendi kar payı alacağına ilişkin açmış olması nedeni ile HMK 114 maddesi gereğince aktif dava ehliyetinin bulunduğu, Alınan ve denetime olanak verecek şekilde hazırlanan 10.12.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı şirketin 2003-2010 yılları arasında davalı müflis şirketin gerilediği ve iflas ertele talebi ile açılan davada borca batıklık durumunun sürdüğü ve İstanbul Anadolu……. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/450 E. Sayılı dosyası ile şirketin iflasına karar verildiği, davalı şirketin 2003-2009 yılları arasında genel kurul kararı ile kar dağıtımına yer olmadığına karar verildiği ve bu genel kurul kararlarının iptaline yönelik bir dava açılmadığı, 2006 yılı mali tablolarında dönem karı tutarlarının genel kurul kararı ile geçmiş yıllar zararları hesabına aktarıldığı, davalı şirket tarafından dava konusu yıllar itibarı ile kar dağıtımına elverişli bir faaliyet bulunmadığının bilirkişi raporu ile belirlendiği, kaldıki davalı şirketin bu ekonomik tablo sonucunda iflasına karar verildiği, davacı iddiasının davalı müflis şirketin dava dışı …. ile ticari işlemler nedeni ile zarara uğradığı iddia edilmiş ise de bilirkişiler tarafından verilen raporlarda davalı şirket ile dava dışı …. yapılan satışlarında brüt satış zararının ortaya çıktığı, 2006 ve 2010 yıllarında davalı şirketin faaliyet sonuçlarının sürekli zarar olması nedeni ile davacı yönündün dağıtıma esas alınabilecek bir karın söz konusu olmaması nedeni ile davacının kar payı alacağının da bulunmadığı, her ne kadar davacı vekili tarafından İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinde davacı tarafından açılan davalı müflis şirket , ortaklarından ….temsilen …. hakkındaki davanın bekletici mesele yapılması gerektiği iddia edilmiş ise de derdest davada mahkememiz dosyasında dava dışı ……nin davalı olarak gösterildiği, şirket yöneticilerinin sorumluluğu nedeni ile açılan dava ve bilirkişi raporları ile yöneticilerin özen ve sadakat borcunu ihlal ettiklerine ilişkin rapor verilmiş ise de o davada davacı lehine karar oluşturulması halinde zarar bedelinin davalı müflis şirket masasına dahil olacağı ve davacı tarafından masadan alacak talebinde bulunabileceği, Mahkememizde görülen davada salt davalı şirketin kar payı dağıtmamasının talep konusu olduğu, İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın bu dava için HMK 165 maddesi anlamında bekletici mesele yapılamayacağı. anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın Reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 148,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 112,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..