Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/646 E. 2018/1364 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2013/646 Esas
KARAR NO : 2018/1364

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/07/2012
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ————————- %50 ortağı olduğunu; diğer %50 ortağın yine dava dışı ———————————– olduğunu; davalının ise, bu her iki şirketin müdürü olduğunu ve aynı zamanda ——— ortaklarından biri olduğunu; her iki şirketin aynı iştigal sahasında çalıştıklarını; bu nedenle şirketler arasında menfaat çatışması bulunduğunu; davalının her iki şirketinde müdürü ve temsilcisi olması ve ———–.. Şirketinin aynı zamanda ortağı olması nedeniyle davacının hissedarı olduğu ————- zarar verdiğini; davalının kasıtlı olarak —–. Şirketini zarara uğrattığını; şirketin iştigal konularını ve müşteri portföyünü —————. Şirketine yönlendirdiğini; bu nedenle —–. Şirketinin yüksek kazançlar elde etmeye başladığını; şirketlerin faaliyet alanlarının İnternet ortamında katma değerle servisler işletmek ve İnternet ortamında hizmet sunmak olduklarını; bu durumun web sayfaları incelendiğinde açıkça görüldüğünü; davalı tarafından ——.. Şirketi çalışanlarının ————-.. Şirketinin bünyesine dahil edildiğini hatta demirbaşlarının ——– … Şirketine devir edildiğini; —— kar payının yok edildiğini; kendisinin büyük ortağı olduğu —- karlı hale getirildiğini; müdürlük maaşını istediği gibi tayin ettiğini, —— … şirketinin içini boşalttığını bu nedenle müvekkilinin şikayeti üzerine Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının ———– hazırlık dosyası ile hakkında tahkikat başlandığını; şirket bilançosunu eksiye düşürerek ———- şirketi ile işi kalmayan davalının şirket sözleşmesinin feshi için Kadıköy ——. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2010/503 Esas sayılı dosyada dava açtığını; bu nedenle ———————- şirketini kasten iflas durumuna getirdiğini; bu hususun açılan davada da bilirkişi raporu ile tespit edildiğini; davalı müdürün basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediğini; özenli bir yönetici gibi hareket etmeyip sadakat borcuna aykırı davrandığını ve rekabet yasağı yükümlülüğüne uymadığını belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 400.000,00 TL olarak şirkete verdiği zararın zarar tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile———— Şirketine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, 6012 sayılı TTK’nun 560. Maddesi ve eski TTK’nun 309. Maddesi gereğince şirket müdürlerine karşı açılacak sorumluluk davalarında davacının zarar ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halükarda zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağını; bu nedenle 2003 ile 2009 dönemi arasında meydana geldiği iddia edilen eylemlerden dolayı zaman aşımının dolduğunu, davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini; kaldı ki, davacının söz konusu talebi şirket adına mı kendi adına mı yaptığının belli olmadığını; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını; davacının iddialarının soyut ve gerçek olmadığını; müvekkili yönünden iddia edilen menfaat çatışmasının söz konusu olmadığını;————– gelirinin son yıllarda düşmesinin sektörel daralmadan kaynaklandığını; müvekkilinin kusurlu bir yönetiminin dahi söz konusu olmadığını; davacının şikayeti üzerine başlatılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ——————– soruşturma nolu dosyasında müvekkili yönünden takipsizlik kararı verildiğini ve kesinleştiğini; hukuk litaretöründe iştigal konusunun transferi diye bir işlem bulunmadığını bu nedenle ———— iştigal konularının ——- … Şirketine aktarıldığı konusundaki iddiaların kabul edilemez olduğunu; Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının ————- hazırlık dosyasında davacının bu iddialarının tümüyle incelendiğini ve takipsizlikle sonuçlandığını; davacı tarafından müvekkiline iftira atıldığının ortaya çıktığını; dava dilekçesinde söz edilen Kadıköy——–. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/503 Esas sayılı dosyasındaki davalının sözleşmenin feshi davası olmadığını; davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olduğu; bu talepleri kabul edilmezse iflasın talep edildiği; davayı açanın ise iddia edildiği gibi müvekkili olmayıp——– .. Şirketi olduğunu; bu şirketin ortak sıfatıyla ——————— Şirketine karşı davayı açtığını, o davada bilirkişi———- verdiği rapora dayanılarak davacı tarafından mahkememizdeki iş bu davanın açıldığını oysa kendilerinin bilirkişi——- şikayet ettiklerini; şikayetin soruşturulduğunu ve zaten o mahkemeninde ——————- raporu ile yetinmeyip bir başka rapor alınması için ara karar oluşturulduğunu; davacının mahkememizde açtığı sorumluluk davasında, davanın kabul edilebilmesi için şirket müdürünün kusurlu bir eylemi ve eylem sonunda oluşan bir zararın oluşması gerektiğini; oysa ne kusurlu bir davranışın ne de bir zararın söz konusu olduğunu; gerçek dışı iddialarla davanın açıldığını; davacının zarar doğurduğunu iddia ettiği şirket kararlarının iptali yönünde de açmış bulunduğu bir davanın bulunmadığını; bu davanın esasen açılmasının sebebi davacı … ve onun babası —– sahip olduğu ——– İletişim Hizmetleri AŞ aleyhine ————– alacağından dolayı Şişli —-. İcra Müdürlüğünün 2010/16664 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılıp, yapılan haksız itiraz sonunda açılan itirazın iptali davasınında İstanbul——-. Asliye Ticaret Mahkemesince 2011/160 esas sayılı dosyası üzerinden davanın kabulüne ve %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi olduğunu; bu dava nedeniyle mahkemenizdeki iş bu davanın karşı tarafça açıldığını; davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK’nun 555/1 madde gereğince açılan ve dava dışı şirketin ortağı tarafından ikame edilen şirket zararının tahsili davasıdır.
Getirtilen Ticaret Sicil kayıtlarından davacının ve——-. Şirketinin %50’şer hisse ile———————Şirketinin ortakları olduğu; davalının ise bu şirketin müdürü olduğu; aynı zamanda davalının ————. Şirketinin hissedarı olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tarafların ileriye sürdüğü hazırlık soruşturmaları ve ceza dosyaları takip edilmiş, hukuk mahkemesi dosyaları takip edilmiş; uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacının ortağı olduğu ve zararın giderilmesini talep ettiği ———————— hakkında iflas kararı verilmiş ve İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/105 Esas sayılı dosyasında 09/07/2013 tarihinde verilen iflas kararı kesinleşmiş; iflas idaresi olan İstanbul Anadolu ——–. İcra İflas Dairesi ile yapılan yazışmada iflas işlemleri —– İflas nosu üzerinden takip edilen————— Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin iflas masası olarak TTK’nun 556. Madde gereğince iş bu davanın öncelikle iflas masası tarafından takip edilebileceği; takip edilmezse davacımızın açtığı davaya devam edileceği, takip edilecekse iflas idaresi tarafından bundan böyle takip edilmesi bildirilmiş; TTK’nun 556/2 maddesi gereğince iflas idaresi tarafından müflis masasına vekil atanmadığını ve mahkememizde görülen davanın da iflas idaresi tarafından takip edilmeyeceği 03/12/2018 tarihli yazı cevabında bildirilmiş; bu nedenle davacı tarafından açılan davayı davacımızın takip edebileceği kabul edilerek incelemeye devam olunmuştur.
Tarafların dilekçe ve cevap dilekçelerinde iddia ettikleri dosyalarda mahkememizce incelenmiş olup;
Takip alacaklısının ————– takip borçlusunun —— olduğu Şişli —–. İcra Müdürlüğünün 2010/16664 Esas sayılı dosyası ile ödenmeyen fatura bedellerinden ve dolayısıyla satılan mal bedellerinden dolayı icra takibi yapıldığı; takibin 139.689,57 TL alacak yönünden gerçekleştiği; borçlu şirket tarafından “borcumuz yoktur” şeklinde takibe itiraz edildiği, açılan itirazın iptali davasında İstanbul ———. Asliye Ticaret Mahkemesince 2011/160 Esas – 2012/30 Karar sayılı ilamı ile davanın kabul edildiği ve %40’da inkar tazminatına hükmedildiği; davacımızın———— ortaklarından biri olduğu;
Kadıköy —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/503 Esas sayılı dosyasında —————– Şirketi ortağı olduğu ——- Şirketi aleyhine şirketin fesih ve tasfiyesi, bu kabul edilmezse şirketin iflası isteminde dava açıldığı; yapılan yargılama sonunda —– —- Limited Şirketinin 31/05/2010 tarihli bilançosuna göre 359.733,82 TL borca batık olduğu tespit edildiği için şirketin fesih ve tasfiyesine girilmeksizin iflas kararı verildiği ve mahkeme kararının 25/03/2015 tarihinde kesinleştiği; davacının; davalı aleyhine yapmış bulunduğu şikayet sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ———- Soruşturma sayılı dosyasında ve Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının —— Hazırlık sayılı dosyalarında takipsizlik kararı verildiği görülmüş ayrıca davalımızın sanık olarak katıldığı İstanbul Anadolu —– Asliye Ceza Mahkemesinin —— Esas ve —– Karar sayılı dosyasında beraat kararı verildiği, kararın kesinleştiği; İstanbul Anadolu——–. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/401 Esas sayılı dosyasında da hileli iflas nedeniyle ——– Şirketinden dolayı davalımızın yargılandığı, o dosyada da İstanbul Anadolu——— Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/494 Esas ve 2016/220 Karar sayılı dosyasında; konunun incelendiği, beraat kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesince yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği; söz konusu kararında kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen uzman bilirkişi heyetinden 24/05/2016 tarihli raporunu ibraz etmiş olup, bu raporda davalının 01/08/2006 ile 09/07/2013 tarihleri arasında müflis şirketin müdürü olarak görev yaptığını; 26/07/2007 tarihinden önceki eylemlerinin 5 yıllık uzun zaman aşımına girdiğini; 26/07/2007 – 26/07/2010 arasındaki eylemlerin ise ancak zarar ve sorumlusu biliniyor ise 2 yıllık zaman aşımına girdiğini; 2006 yılında alınan ve davalının müdür olarak seçilmesine ilişkin kararlarda bulunan davacıya ait imzanın sahte olduğunun fakat bunun hem davacının hem de davalının bilmesi gerektiğini; 2008 yılından itibaren davalının bu kez sahte olmayan bir imza ile müdür seçilip görev yaptığını; bu sebeple herhangi bir zararın oluşmadığını; 2009 – 2010 yıllarında müflis şirketin uzmanlaştığı alanda sektörel daralma yaşandığını; iflasın en muhtemel nedeninin bu olduğu ve davalının su istimali ileriye sürülmüş ise de; böyle bir su istimalinin tespit edilemediğinin rapor edildiği görülmüştür.
Davacı tarafça iddia edilen ve davalıya isnat edilen eylemlerin aynı zamanda cezayı gerektirmesi nedeniyle ve suç teşkil etmesi sebebiyle davamızın ceza zaman aşımına tabii olduğu ve bu sebeple davacının eylemlerinin zaman aşımına uğramadığı mahkememizce belirlenmiştir. Bu nedenle davalı tarafın zaman aşımı savunmasına ve bu yöndeki bilirkişi raporunda varılan sonuca mahkememiz katılmamıştır.
Ancak, gerek 24/05/2016 tarihli raporda belirlenen maddi vakıalar ve teknik doneler gerekse beraatle sonuçlanan ————-. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/494 Esas – 2016/220 Karar sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporundan; davalı şirket müdürünün ——————- Şirketini kasten zarara uğratmadığı, davalının TTK’nun 555. Madde kapsamında sorumluluğunu gerektirecek kusurlu bir davranışında bulunmadığı; ——————-. Şirketine menfaat sağladığı, ——— Şirketinin içinin boşaltıldığı;—— İletişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin müşteri ve demirbaşlarının —–… Şirketine geçirildiği, elemanlarının diğer şirkete yönlendirildiği şeklindeki iddiaların ticari defter ve kayıtlar ile teyit edilmediği; ———Şirketinin davalının kötü yönetimi sonunda iflas etmediği, sektörel daralma sebebiyle borca batık hale geldiği; bu çerçevede davalı yönetici tarafından şirkete verilen ve tazmini gereken bir miktarın bu sebeple bulunmadığı kanaatine varılarak davanın sübuta ermediği sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş; son celsede davacı vekili son diyeceklerini bildirmek için süre talep etmişse de; davanın TTK’nun 1532. Madde gereğince basit yargılamaya tabii olduğu; HMK gereği basit yargılamada son diyecekleri için taraflara süre vermenin mümkün bulunmadığı nazara alınarak aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
SÜBUT BULMAYAN DAVANIN REDDİNE,
Davacı tarafından yatırılan 5.964,45 TL peşin başvuru ilam harcından alınması gereken maktu harcın mahsubu ile bakiye 5.928,55 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki————– gereğince 29.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.