Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/207 E. 2020/105 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/207 Esas
KARAR NO: 2020/105
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 07/01/2011
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalılardan ——– arasında ——– tarihli ——- bedel karşılığında belirli nitelikleri olan haiz sıcak hadde malzeme satımı sözleşmesinin akdedildiğini, bu anlaşmaya uygun olarak %20 peşinata denk gelen —- karşılığı ————- şubesine ait teminat niteliğindeki – adet çekin müvekkili tarafından ——— verilmek üzere ——— teslim edildiğini, bilahare —— tarihli ————şubesine ait teminat niteliğindeki çekin yerine kaim olmak üzere —— tarih————— çekin müvekkili tarafından …’e teslim edildiğini, …’ün sözleşmeye konu malı hiçbir zaman müvekkile teslim etmediğini davalılardan — bu çeki, ortağı kuzeni———-çalışan diğer davalı ——- ciro ettiğini …’ın avukatı ile ——-avukatını aynı olduğunu, …’ın asgari ücretli çalışan biri olduğunu, bu yönü ile resmi bir işlem yapabilecek mali potansiyele sahip olmadığını, söz konusu davalının … ile işbirliği yaparak senedi takibe koyduğunu, davalılardan —- senedi ——— ATM —— D.iş dosyasında ihtiyati hacze konu ettiğini ve ihtiyati haciz kararı aldığım, ——–. ATM ——– D.iş dosyasından alınan ihtiyati haciz kararının —-İcra Müdürlüğünün ——– Es. Sayılı dosyası ile icra takibi yapılarak 3. Kişi konumundaki ——— mağdur edecek şekilde haciz işlemlerinin tatbik edildiğini, müvekkil firmanın cebri icra tehdidi altında mal alamadığı bir ilişki sebebi ile borçlu durumda gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini, hiçbir borcu olmayan, davalılar tarafından anlaşmalı olarak takibe konulan çek miktarı kadar olan borcun, müvekkili firmanın borcu olmadığının tespiti ve satılan malların iadesine, kötü niyetle hareket eden davalıların aleyhine tespite konu miktarın %40’ından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı yanın keşide etmiş olduğu Çek’in karşılıksız kalmış olduğunu, söz konusu çekin değiştirilerek yeni çek keşidesinin ——– gerçekleştirildiğini, ek protokolün yapıldığı gün malın limanda hazır olduğu hususunun davacı yana bildirildiğini, davacı yanın ————–dolandırdığım, davacı yanın limanda tutulan malın bedelini ödememesi sebebi ile daha fazla bu malın limanda tutulamayacağının davacıya yazılı olarak bildirildiğini, üretimi yapan firmanın, peşinatı ödenip de satın alınmayan malzemeyi iptal ettiğini ve peşinatı da irat kaydettiğini, davalılardan ————— söz konusu çeki ciro ederek müvekkiline verdiğini, müvekkilinin mali durumunun sorgulanmasının kabul edilemeyeceğini, kıymetli evrakın mücerretliği ilkesinin söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; — tarihli sözleşmeyi kendi adına değil,———– şirketi temsilen imzaladığını, sözleşme üzerinde ———- adresi bulunmakta olup yurt dışındaki adrese tebligat yapılması gerektiğini belirterek şahsına yönelen davanın husumet sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, davacı yanın keşide etmiş olduğu senedin teminat senedi olmayıp borç çeki olduğunu ve malın peşinatına karşılık geldiğini, davacı şirket yetkilisinin malın bedelini peşin olarak ödememiş olduğunu, karşılıksız kalan çekin yenisi ile değiştirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket yabancı şirket olması nedeniyle ————- aracılığıyla usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiş, daha sonra diğer davalı … işbu şirket yetkilisi sıfatıyla şirket adına vekalet sunmak suretiyle davalı şirket adına dava vekil tarafından takip edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen ——– İcra Müdürlüğü’nün ——-Es. sayılı dosyasının incelenemesinde; alacaklı … tarafından —-meblağlı ——— keşide tarihli çeke dayalı olarak olarak ——Asliye Ticaret Mahkemesinin —– D.iş esas ve karar sayılı dosyasından almış olduğu İhtiyati Haciz kararı ile — TL asıl alacak,— TL işlemiş faiz,—————- TL çek tazminatı, —TL ihtiyati haciz vek.ücreti, — ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam —-TL’nin borçlu ———-tahsili için ilamlı takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun sahibi bulunduğu inşa halinde ———– talimat yolu ile haciz uygulandığı, haczedilen malların ihale edilmek suretiyle satıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacının——– tarihli sözşme kapsamında davalıya keşide etmiş olduğu ———- TL bedelli ——— şubesine ait çekten dolayı davalılara borçlu olup olmadığı, istirdat talebinin yerinde bulunup bulunmadığı ve anlaşmadaki belirlenen edimlerin taraflarca yerine getirilip getirilmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
———.İcra Hukuk Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Tarafların delilleri toplanarak, Davacı şirkete ait ——- yılları ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için tayin edilen günde dosya Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi ——– raporunda; Dava dosyası, icra takip dosyası örneği ile dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucu, Davacı şirketin — tarihli sözleşme ve — tarihli ek protokol kapsamında davalı şirkete keşide etmiş olduğu —- tarihli —– TL bedelli ———- şubesinin çekinden dolayı davalılara borçlu olmadığı, Davacının, haczedilen ve satılarak davalıların alacaklarına mahsup ettikleri malların İstirdadını talep edebileceği, Davacı vekilinin belirttiği davalı … vekilinin —– tarihli davaya yanıt dilekçesindeki ifadelerin ikrar olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkeme bu ifadelerin açık ikrar olduğu kanaatine varırsa 3 no.lu davalının iyiniyetli olduğunun söylenemeyeceği, Davalı alıcının gecikmeden, ödemeden doğan sorunlarda sorumlu olduğu hususlarının sözleşmenin 5’ci maddesinde açıkça yer aldığı, davacı alıcı ancak 5’ci maddede yazılı hususlarda davalı alıcının zararlarını ve masraflarını karşılamakla yükümlü olduğu, ancak huzurdaki davada böyle bir talep ve/veya bu yönde bir karşı dava bulunmadığından, davalının ancak bu hususları dava konusu yapması halinde talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
———– davacı şirketin —— tarihinde resen terkin edilmiş olduğu bildirilmiş, davacı vekiline şirketin ihyası davası açması için süre verilmesi üzerine davacı vekili tarafından şirketin ihyası davası açtıklarını ve davanın —-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– sayılı Esasında görülmekte olduğunu bildirmiştir.
—-Asliye Ticaret Mahkemesinin ———– karar sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Dosya taraf vekillerinin talebi doğrultusunda yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ————- raporunda; HMK m.201’e göre senede bağlı olan her çeşit iddiaya defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyetteki hukuki işlemler ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Bu açıdan bakıldığında davacı yanın senedin teminat niteliğini haiz olduğu yönündeki savunması da hiç kuşkusuz davaya konu senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldırmaya yönelen bir beyandır. Dolayısıyla davacı —- davaya konu olan senedin teminat senedi olduğunu kesin delille ispat etmesi gerekmektedir. Somut olayda bu kapsamda bir delilin ikame edilmiş olduğundan söz edilemeyeceği mütalaa olunmakla, anılan senedin bir avans çeki mahiyetinde yani bir borç senedi olduğu değerlendirilmektedir. Taraflar arasındaki ———— tarihli ———— davacı ile davalılardan ——— arasında imza edilmiş olmakla birlikte, anılan sözleşmede satıcı sıfatını haiz olan———————- bağlamında anılan malın üretimini yurt dışındaki bir firmadan gerçekleştirmiştir. Durum böyle olunca, ———– tarihli ———— bağımsız olarak, bu defa ———– üretici firma arasında yeni bir hukuki ilişki meydana gelmiştir. Bu hukuki ilişki, —— tarihli – ————— taraflara yüklediği hak ve borçlardan tamamen bağımsızdır. Dolayısıyla örneğin, —– tarihli ——- —- davacıya—– yüklediği ödeme yükümlülüğü davacı tarafından yerine gelmemiş bile olsa davalılardan— her durumda yurt dışı üretici firmaya ödeme yapma yükümlülüğü altında olup, bu yükümlülük ——- üretici firma arasındaki hukuki ilişki sebebi iledir. Yani bu iki ilişkinin birbirinden bağımsız olduğunu, Öncelikle somut olay ve dosya kapsamı incelendiğinde, davacı yanın, —- tarihli ——- anlaşmasına aykırı davranışları halinde keşide edilmiş olan avans çekinin irat kaydedilebileceğine ilişkin hiçbir açıklamanın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, davalılardan ———- havale tarihli cevap dilekçesinde, “malzemeyi daha fazla limanda bekletemeyeceği için çeki irat kaydederek malzemenin iptal olduğunun davacı şirket yetkilisine bildirdiğini, zira üretim yapan fabrikanın da peşinatı ödenip de satın alınmayan malzemeyi iptal ettiğini ve peşinatı da irat olarak kabul kaydettiğini” şeklinde açıklamalarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğu mütalaa olunmaktadır. Zira yukarıda ifade etmiş olduğumuz üzere,——— tarihli ——— anlaşmasından bağımsız olarak, ——yurt dışı üretici firma arasında yeni bir hukuki ilişki meydana gelmiştir. Yurt dışı üretici firmanın, —– tarihli ——— anlaşmasından bağımsız olarak, davalı – — yaptığı ödemeyi irat kaydetmesi, davalı —- zararı olarak kabul edilecek ve iç ilişkide davacıya riicu imkanı verecek ise de davalı —- davacıya karşı dava açma yolu ile zararlarının karşılanması cihetine gitmediği ve doğrudan yurt dışı üretici firmanın irat kaydı sebebi ile uğradığı zararın karşılığı olarak bu defa davaya konu çeki kendisinin irat kaydettiği anlaşılmaktadır. Oysa, —- tarihli—- anlaşmasında, —– anlaşmasına aykırı davranışları halinde keşide edilmiş olan avans çekinin iratkaydedilebileceğine ilişkin hiçbir açıklamanın mevcut olmadığını, Ciranta konumundaki davalı —-diğer davalı … ile dava dışı ———— isimli şirketinde çalışan olarak göründüğü, davalı —-dava dışı ——— kuzen olduğu, davalılardan ——— çalışan konumunda olduğu, dava dışı ———- davalı …’ın avukatının ayniyet arzettiği dikkate alındığında, ciranta konumundaki davalı …’ın senedi ciro yolu ile devralırken taraflar arasındaki ihtilaftan habersiz olarak ve basit bir ticari ilişki sebebi ile bu senedi devralmış olduğunun kabulü hayatın olağan akışına uygun düşmemesine sebebiyet verir nitelikte olduğunu, Davalı …’in hangi hukuki ilişki dolayısıyla bu senedi ciro yolu ile iktisap ettiğini, bu ilişkinin kendisine yüklediği yükün ne olduğunu, bu yükü yerine getirip getirmediğini ispat etmek durumunda olduğu, varsa bu tür bir hukuki ilişkiye girmesine ve bu ilişkiden doğan sorumluluğunu yerine getirmesine imkan verecek düzeyde mali imkanlara sahip bulunup bulunmadığını ortaya koyması gerekeceği, bu hususlar davalı … tarafından ispat edilmedikçe, senedin, keşidecinin zararına olarak iktisap olarak değerlendirilmesinin organik bağ yaklaşımına ve bu yöndeki Yargıtay uygulamalarına uygun düşeceği mütalaa olunduğunu. Somut olay kapsamında ciranta davalı …’in bile bile borçlu (davacı) zararına olarak senedi iktisap etmiş sayılabileceği, ——— edilebilecek olan malın teslim edilmemiş olduğuna ilişkin şahsi defin cirantaya karşı da dermeyan edilebileceği, ———– kaynaklı olarak davacıya mal tesliminin yapılmamış olması karşısında davaya konu senedin bedelsiz kalmış olduğu, herhangi bir dava açılmadan ve zarar tayin edilmeden senedin irat kaydının hukuki bir dayanağının da olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili ———- tarihli celsede; dosyada yapmış olduğumuz tespitte —- mallardan ——————– alacağa mahsuben alındığını, başkaca müvekkiline teslim edilen bir malın olmadığını, Çekin bu kadarlık kısmını davalıdan tahsil ettiklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava hukuki niteliği itibariyle davacının davalılara icra iflas kanunu 72. Maddesi kapsamında borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, celp edilen —– İcra Müdürlüğü’nün ——- Es. sayılı dosyasının incelenemesinde; alacaklı … tarafından ——– TL meblağlı —— keşide tarihli çeke dayalı olarak olarak —Asliye Ticaret Mahkemesinin —- D.iş esas ve karar sayılı dosyasından almış olduğu İhtiyati Haciz kararı ile ———- asıl alacak,—– TL işlemiş faiz, —–TL çek tazminatı, —– TL ihtiyati haciz vek.ücreti, —— TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam —- TL’nin borçlu ———— tahsili için ilamlı takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun sahibi bulunduğu inşa halinde ———- talimat yolu ile haciz uygulandığı, haczedilen malların ihale edilmek suretiyle satıldığı, Dava dosyası, icra takip dosyası örneği ile dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucu, Davacı şirketin —- tarihli sözleşme ve —- tarihli ek protokol kapsamında davalı şirkete keşide etmiş olduğu ————- şubesinin çekinden dolayı davalılara borçlu olmadığı davalı … vekilinin ———— tarihli davaya yanıt dilekçesindeki ifadelerin ikrar olarak kabul edileceği bu ifadelerin açık ikrar olduğundan 3 no.lu davalının iyiniyetli olduğunun söylenemeyeceği, dava konusu ——— tarihli sözleşmenin tarafları davacı ile davalı ———– Arasında imzalanmış olup davalılardan … davalı şirketin yetkilisi olduğundan kendisine husumet yöneltilemeyeceği, ———- tarihli ——— anlaşmasından bağımsız olarak, bu defa ——-üretici firma arasında yeni bir hukuki ilişki meydana gelmiştir. Bu hukuki ilişki, ——- tarihli ———— taraflara yüklediği hak ve borçlardan tamamen bağımsızdır. Dolayısıyla örneğin, —- tarihli — —— anlaşmasının davacıya ——— yüklediği ödeme yükümlülüğü davacı tarafından yerine gelmemiş bile olsa davalılardan —- her durumda yurt dışı üretici firmaya ödeme yapma yükümlülüğü altında olup, bu yükümlülük —– üretici firma arasındaki hukuki ilişki sebebi iledir. Yani bu iki ilişkinin birbirinden bağımsız olduğunu, Öncelikle somut olay ve dosya kapsamı incelendiğinde, davacı yanın, ———-tarihli ————- aykırı davranışları halinde keşide edilmiş olan avans çekinin irat kaydedilebileceğine ilişkin hiçbir açıklamanın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.——— davacının sac alım anlaşmasına aykırı davranışları halinde keşide edilmiş olan avans çekinin irat kaydedilebileceğine ilişkin hiçbir açıklamanın mevcut olmadığını, Ciranta konumundaki davalı …’ın, diğer davalı … ile dava dışı ———– isimli şirketinde çalışan olarak göründüğü, davalı … ile dava dışı ———– kuzen olduğu, davalılardan ————– çalışan konumunda olduğu, dava dışı ————-avukatının ayniyet arzettiği dikkate alındığında, ciranta konumundaki davalı …’ın senedi ciro yolu ile devralırken taraflar arasındaki ihtilaftan habersiz olarak ve basit bir ticari ilişki sebebi ile bu senedi devralmış olduğunun kabulü hayatın olağan akışına uygun düşmemesine sebebiyet verir nitelikte olduğu, Davalı …’in hangi hukuki ilişki dolayısıyla bu senedi ciro yolu ile iktisap ettiğini, bu ilişkinin kendisine yüklediği yükün ne olduğunu, bu yükü yerine getirip getirmediğini ispat etmek durumunda olduğu, varsa bu tür bir hukuki ilişkiye girmesine ve bu ilişkiden doğan sorumluluğunu yerine getirmesine imkan verecek düzeyde mali imkanlara sahip bulunup bulunmadığını ortaya koyması gerekeceği, bu hususların aksinin davalı … tarafından ispat edilemediği dolayısıyla davalı …’ın iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde menfi tespit talebi ile satılan malların iadesi talebi bulunduğu, bedel istirdat talebinin bulunmadığı dava açıldıktan sonra ödenen miktar olmadığı, davalı satıcı şirket, borçlar kanunu uyarınca alıcı satılan malı teslim almazsa bile onu saklamakla yükümlü olduğundan davalı şirket söz konusu yükümlülüğü yerine getirmediğinden alıcının sözleşme konusu malları alma şansını bitirdiği, davalının zararının oluşup oluşmadığı ayrı bir davanın konusu olacağından bu konuda davalı talepleri reddedildiği dikkate alınarak davanın DAVALI …. ŞİRKETİ VE … YÖNÜNDEN kabulü ile, Davacının aleyhine başlatılan——– İcra müdürlüğünün ———— sayılı dosyasındaki takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine Davalı … yönünden sözleşmenin tarafı olmadığı şahsi olarak sorumlu olabileceği yönünde yeterli delil bulunmamasından dolayı davanın husumetten reddine Davacı tarafın talep ettiği kötü niyet talebinin şartları oluşmadığından reddine icra iflas kanunu 40/2 maddesi gereğince dava kesinleştiği zaman hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade edileceğinden davacının satılan malların iadesiyle ilgili karar verilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN DAVALI —-.— KABULÜ İLE,
Davacının aleyhine başlatılan ——– İcra müdürlüğünün ————-sayılı dosyasındaki takipten dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalı … yönünden davanın husumetten REDDİNE,
3-Davacı tarafın talep ettiği kötü niyet talebinin şartları oluşmadığından reddine,
4-Davalı … için yapılmış yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yapılmış, 18,40 TL başvurma harcı, 2.524,50 TL peşin harç, 35,00 TL yurtdışı tebligat harcı, 2,90 TL vekalet harcı olarak toplam 2.580,80 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak 1.253,50 TL masraf olmak üzere toplam 3.834,30 TL yargılama giderinin davalılar …. İle …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …. Tarafından yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 20.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar …. ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine
9-Alınması gereken 11.612,70 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 2.524,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.088,20 TL harcın davalılar …. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
10-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar,davacı vekilinin ve davalı … ve … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —————- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 12/02/2020