Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/137 E. 2018/1375 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2013/137 Esas
KARAR NO : 2018/1375

DAVA : Hisse Devrinin İptali ve Alınan Kararların İptali
DAVA TARİHİ : 27/03/2007 – Görevsiz Mahkemede Açılış Tarihi
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Hisse Devrinin İptali ve Alınan Kararların İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacılar vekili, davacı şirketin İstanbul Ticaret Odasına —— sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, davacı şirketin —— hissesinin müvekkili ———— —–‘inini müvekkili————–, 990/3000 hissesininde müvekkili ——— ait olduğunu; davalılardan ———- aldığı vekalete dayanarak onun hissesini ——————– Noterliğinin 26/02/2007 tarihli ve ——– yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesi ile öz kardeşi ve diğer davalı ——-devrettiğini yine ———aldığı vekaletle —– 26/02/2007 tarihli ve ———- yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesi ile — hissesini de öz kardeş olan davalı ——- devrettiğini; her iki devir işlemlerinde de 1995 tarihli noter vekaletlerini kullandığını; vekaletlerin üzerinden 10 seneyi aşkın sürenin geçtiğini, bu nedenle vekaletlerin artık geçersiz olduğunu kaldı ki, satışlardan müvekkilleri ————————— kesinlikle haberdar olmadığını; devir bedeli olarak alınan bedellerinde davacı müvekkillerine ödenmediği; davalı ———- sahte şirket kaşesi kullanmak suretiyle ve şirketi borçlu göstererek ———– emrine 28/02/2009 vade tarihli 99.000,00 TL bedelli senedi davacı ———— lehine ise, yine 28/02/2009 vade tarihli 102.000,00 TL bedelli bonoları düzenlediğini ve güya bu bonoları hisse devir bedeli olarak göstermeye çalıştığını; bu şekilde şirketinde haksız ve yersiz olarak borç altına sokulduğunu; davalılardan —————–‘in de bu şekilde sahip olduğu ve Ticaret Siciline tescil edilen hisselerinden sonra Bakırköy ————. Noterliğinde 23/02/2007 tarihli ve ——- nolu yevmiyesi ile sahte bir karar defteri düzenlettiğini; oysa şirketin Üsküdar——– Noterliğinden 28/01/2004 tarihinde——- yevmiye nolu ve noter tasdikli bir karar defterinin bulunduğunu; sahte karar defterinin müvekkillerinden ——-( hissesi devredilmeyen ortağın ) sahte imzası ile alınan kararla çıkartıldığını; daha sonra 28/02/2007 tarihinde ——— sayı ile sahte karar defterine yazılmak suretiyle ——– yeni müdür seçilmesine karar verildiğini, bu kararda da —————- ait imzanın sahte olduğunu; şirketin ortaklar pay defterininde sahtecilik yoluyla çıkarıldığını;——— müdür seçimine ilişkin kararında hükümsüz olduğunu, bu şahsın müdür olarak attığı imzalarında geçersiz olduğunu belirterek; tüm bu sahtekarlıktan sonra davacı şirketin tüm mali ve ticari itibarının kaybolduğunu, şirketin idaresi resmiyette sahte evraklarla davalı ——— ve müdür seçilen —- geçtiğini, davacı şirketin asıl ve eski ortakları olan davacı müvekkillerini arayan davalıların; dava açmaları ve şikayette bulunmaları halinde şirketi batıracaklarına dair tehdit ettiklerini; davacılarında yasal yolların uzun zaman alacağını ve bu süre içinde şirketinde davalılar tarafından zarara uğratabileceklerini düşündükleri için, hisseleri geri almayı kabul ederek——- söz konusu hisseleri Bakırköy ———. Noterliğinin 14/03/2007 tarihli ve —– yevmiye nolu sözleşmeleri ile geri aldıklarını; almadan sonra müvekkili davacıların yeniden şirkete ortaklık işlemlerini yaptıkları ve gerekli müdürlük kararlarını yeniden almak zorunda kaldıklarını ancak geçersiz satış işlemleri ile yapılan hisse devirleri ve sahte yönetim kurulu kararları, sahte yönetici seçimleri yönünden iptalde hukuki menfaatleri bulunduğundan;
————. Şti’nin hissedarlarından —– bu şirketteki hisselerini davalı —– tarafından ————- ——–noterliğinde 26/02/2007 tarih ve—– yevmiye no ile düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile devretmesine dair hisse satışı sözleşmesinin İPTALİNE,
Bakırköy ———-. Noterliğinin 23/02/2007 tarihli ve ——— yevmiye nosu ile çıkartılan karar defterinin GEÇERSİZ OLDUĞUNA; bu karar defterinde 27/02/2007 tarihinde —- karar ile alınan hisse devrine ilişkin karar altındaki imzanın —– ait olmadığının TESPİTİ ile BU KARARIN İPTALİNE,
28/02/2007 tarih ve ——- sayılı olan yeni şirket ortaklarını ve yeni müdür seçimine dair karardaki ——– ait imzanın sahte olduğunun tespiti ile alınan BU KARARIN İPTALİNE,
Çıkartılan sahte ortaklar pay defterinin sahtecilik sebebiyle İPTALİNE,
———— müdür seçimine ilişkin kararında HÜKÜMSÜZLÜĞÜNÜN TESPİTİNE ve ——————- olduğu karar ve atmış olduğu imzaların şirket yönünden yok hükmünde olduğunun TESPİTİNE,
Karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılardan ——–vekili istifa etmeden vermiş bulunduğu cevap dilekçesinde, müvekkillerinden ———- davacı şirketin kuruluş aşaması olan 05/03/1993 tarihinden 1999 tarihine kadar mali müşavirlik danışmanlığını yaptığını; müvekkil şirketi kurması için kendisine verilen vekaletlerden dahi ——– tarafından henüz azledilmediği; ayrıca davacılardan ———- Bakırköy —–. Noterliğinden 21/04/1995 tarihinde ————- yevmiye numarası ile verdiği vekalette kendisine hisse satışı hususunda tam kapsamlı satış vekaleti verdiğini aynı şekilde diğer davalı——- da Bakırköy ————– Noterliğinden aynı tarihli ———— yevmiye nolu vekalet ile hisse satışı yönünden tam kapsamlı satış vekaleti verildiğini; onların dışında kurucu ortaklardan——- da aynı gün 23119 yevmiye nolu vekalet ile hisselerinin satışı için müvekkili ———— vekalet verdiklerini; müvekkilinin bu vekaletlerle—— ait hisseyi 1020 payına karşılık 102.000,00 YTL ile Bulancak Noterliğinde ——– tarihinde —– yevmiye nolu sözleşme ile; davacılardan———— ait 990 hisseyi ise 99.000,00 YTL bedelle ——- Noterliğinin 26/02/2007 tarih hisseyi ———- yevmiye no ile——-sattığını, her iki satıştan da davacıların haberdar olduklarını, muvafakatlarının bulunduğunu; hisse devir sözleşmelerinin geçerli olduğunu; hisse devirlerinden sonra ————- 22/03/2007 tarihinde müvekkili ———- satış vekaletinden azlettiklerini; her iki satışında azilden önce gerçekleştiğini ve satışla birlikte konusu kalmadığı için davacılar tarafından azledildiğini; yapıldığı tarih itibariyle vekaletlerin geçerli olduğunu, vekaletlerde herhangi bir süre kısıtlaması yer almadığından davacıların 10 yıllık geçerlilik süresi yönünden itirazlarını kabul etmediklerini; hisse satışlarından herhangi bir muvazaanın bulunmadığını; davacıların hisse satışlarından dolayı dava açılıncaya kadar herhangi bir taleplerininde bulunmadığını; açılan davanın haksız olduğunu; ————– devraldığı hisselerle birlikte şirketin %67 hissesine sahip olduğunu ve kalan hissenin——– ait olduğunu; bu nedenle müvekkili ———– şirketin oy çokluğuna sahip olduğunu; bu oy çokluğunu kullanarak ————müdür tayin ettiğini; bu nedenle müdür tayinine ilişkin kararında geçerli olduğunu; ————- imzası ona ait olmasa dahi oy çokluğuyla alınan kararın geçerli olacağını; ————– geçerli bir kararla tayin edilen müdür olması nedeniyle yaptığı işlemlerinde geçerli olduğunu, bu işlemlerin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını; hisse devri yapan davacılara şirketçe satış bedelinin senet verilmek suretiyle ödendiğini; 14/03/2007 tarihli devir teslim tutanağı ve sözleşmenin 2. Maddesi gereğince şirkete ait kaşe, karar defteri, ortaklık pay defteri, imza sirküleri, devir için yapılan makbuzlar ve yeni hissedarlara (———————— ) devredilmiştir. Yine aynı tutanak ve sözleşmenin 3. Maddesinde şirket müdürü ————–şirket müdürlüğü görevinden bu tarih itibariyle istifa ettiğininde yazılı olduğunu ve bu devir işlemleri ve teslim evrakları ile yapılan şirket işlemlerinden dolayı birbirleri ibra ettiklerinin de yazılı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş;
Davalılardan ——– Ticaret Odası vekili ise, iş bu davada müvekkiline husumet düşmediğinin davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, vekaletle —— tarafından gerçekleştirilen hisse devir sözleşmelerinin geçersizliğinin iptali buna bağlı olarak hisse alan — isimli eski şirket ortağının zamanında çıkarılan yeni karar defterinin sahteliğinin tespiti ve iptali, davalı ———– şirket yöneticisi seçilmesine ilişkin kararın iptali ve bu şirket yöneticisi tarafından alınan kararların şirketi bağlayıcı olmadığının tespitine ilişkin olup; dava önce İstanbul —————— Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış ancak şirketin ikametgahı nedeniyle verilen yetkisizlik kararı ile mahkememize gelmiş; davacılardan —– da imzası taklit edilen şirket ortağı olarak iş bu davada davacı olması; davacı şirketinde dava tarihi itibariyle ortakları olan davacılarla birlikte söz konusu taleplerde hukuki menfaatinin bulunması sebebiyle davada aktif dava ehliyetinin bulunduğu belirlenmiş; ancak istenilen taleplerle Ticaret Sicil Odasının bir alakasının bulunmadığı, ——Ticaret Odasınca şirketçe alınan kararların tescil ve ilan işleminin yapıldığı; bununda yasadan kaynaklanan görevinden dolayı gerçekleştiği nazara alınarak; —- Ticaret Odası aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş; diğer davalılar yönünden ise dava esastan incelenmiştir.
Olayla ilgili İstanbul Anadolu ———. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/250 Esas – 2017/523 Karar sayılı dosyasında da ceza yargılaması yapılmış olup; söz konusu bu ceza yargılamasında davalılardan ——– tarafından diğer davalı —- davamıza da konu olan ——————a ait şirket hisselerinin devrine ilişkin satış işleminden dolayı “güveni kötüye kullanmak” suçundan dolayı muhakeme yapılmış; davalı —— ve hisseyi devralan kardeşi ————–sanık olarak yargılanmışlar; her iki sanıkta ceza yargılaması sonunda ayrı ayrı mahkum olmuş; haklarında ——— uygulanmış; sanık vekillerinin itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemesince itirazlar reddedilmiş; karar kesinleşmiştir.
İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/250 Esas – 2017/523 Karar (Yargıtay ———. Ceza Dairesinin bozmasından önceki esası 2008/191 ) sayılı hükmünde; açıkça yazılı olduğu gibi, söz konusu yargılamada davamıza konu olan hisse devirlerinin; davalı ————– tarafından vekaletler ve dolayısıyla güven kötüye kullanılmak suretiyle sağlandığı; bu durumdan ———- haberdar olduğu; davalıların el ve iş birliği içinde hareket ettikleri ayrıca yine davamıza konu olan ve sahte olduğu ileriye sürülen yönetim kurulu karar defterinin çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararında ve yeni müdür seçiminde şirketin diğer ortağı olan ———- imzasının sahte olduğu; ——–ait olmadığı, bu sahte imzalarında ————- tarafından atıldıkları belirlenmiş olup; söz konusu maddi vakıaların mahkememizi bağlayacağı tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca ortaya çıkan duruma göre; her ne kadar davacı şirketin ortaklarından ———————–ın kendi hisselerini devretmesi için ————1995 tarihli vekaletleri verdikleri ve bu vekaletlerden azletmeden evvel vekil tarafından hisseleri ——— devredildiği sabit ise de; ceza yargılamasında açıkça bu vekaletlerin kötüye kullanılıp kullanılmadığının değerlendirildiği ve kötüye kullanıldığı; ———- bu sebeple hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı mahkum edildiği; gerçekten de vekil ————– ile hisseleri devir alan ———–kardeş olmaları; satış bedeli olarak ————————– alınıp hisseleri devreden ———– verilen bir satış bedelinin olmadığı tam tersine şirketin borçlu / keşideci olduğu senetlerin verilmeye çalışıldığı; bu çerçevede davalılar ————– el ve iş birliği halinde davranarak söz konusu hisselerin esasen muvazaalı işlemlerle devrettikleri / devraldıkları; vekaletin kötüye kullanılması yoluyla bu işlemin sağlandığı; bu nedenle hisse devirlerinin geçersiz olacağı; kaldı ki,———- şirket temsilcisi olarak atandığı kararda şirketin geçersiz olan bu hisse devrine rağmen ortağı olan —————; —– imzasının sahte olduğu; bununda —– tarafından sağlandığı; bu nedenle ————– toplantıya katılmadığı; hal böyle olunca toplantıya katıldığı sabit olan diğer ortak ———–in bu hususu bilmediğinin; sahtekarlıktan haberi olmadığının kabulünün imkansız olduğu; zira toplantıda karşısında ———– bulunmadığı; yine böyle bir toplantı ile şirketin yeni bir yönetim karar defterinin çıkartılmasınında geçersiz olduğu, eski karar defterinin geçerli olduğu sabit görülmüş; davacı tarafın sadece ———- olduğu karar ve atmış olduğu imzaların şirket yönünden “yok hükmünde olduğunun” tespitine ilişkin talebin; bu şahsın müdürlüğünün hükümsüzlüğüne ilişkin zaten verilmiş olan hükmün içinde kalacağından bir karar verilmesine gerek bulunmadığı tespit edilmiş, bu çerçevede aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN, DAVALILARDAN ——— TİCARET ODASI YÖNÜNDEN HUSUMETTEN REDDİNE,
Davanın diğer davalılar yönünden KABULÜ ile;
—————-. Şti’nin hissedarlarından ————- bu şirketteki hisselerini davalı ———————- tarafından —————noterliğinde 26/02/2007 tarih ve ———-yevmiye no ile düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile devretmesine dair hisse satışı sözleşmesinin İPTALİNE,
Bakırköy ————. Noterliğinin 23/02/2007 tarihli ve ——– yevmiye nosu ile çıkartılan karar defterinin GEÇERSİZ OLDUĞUNA; bu karar defterinde 27/02/2007 tarihinde —————— karar ile alınan hisse devrine ilişkin karar altındaki imzanın ———- ait olmadığının TESPİTİ ile BU KARARIN İPTALİNE,
28/02/2007 tarih ve——– sayılı olan yeni şirket ortaklarını ve yeni müdür seçimine dair karardaki ———— ait imzanın sahte olduğunun tespiti ile alınan BU KARARIN İPTALİNE,
Çıkartılan sahte ortaklar pay defterinin sahtecilik sebebiyle İPTALİNE,
———– müdür seçimine ilişkin kararında HÜKÜMSÜZLÜĞÜNÜN TESPİTİNE,
Dava maktu harca tabii bulunduğundan maktu harçtan eksik 22,80 TL harcın davalılar ———————— alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinden 26,20 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile 11 davetiye gideri 86,00 TL’nin ( hakkındaki dava husumetten reddedilen ————– çıkarılan tebligatlar ve yetkisizlik kararının tebliği ve dosyanın yetkili mahkememize gönderilmesine ilişkin masraflar katılmaksızın ) 112,20 TL yargılama giderinin davalılar —————- alınarak davacılara verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacılara iadesine,
Karar tarihindeki —————- gereğince, davacılar lehine 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine,davalılar ——————alınarak davacılara verilmesine,
Hakkındaki dava husumetten reddedilen ————Ticaret Odası lehine de 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacılardan alınıp, bu davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.