Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/790 E. 2023/954 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/790 Esas
KARAR NO:2023/954
DAVA:Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ:06/02/2023
KARAR TARİHİ:22/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı banka arasında —– tarihli ve —— bedelli olarak genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin yapılmasından sonra müvekkili şirketin, ödemelerine devam ederken şirketin ekonomik güçlüğe düşmesi ile —– sayılı dosyasından konkordato talebinde bulunduğunu, müvekkili tarafından açılmış olan konkordato davasında davanın kabul edildiğini ve mahkeme tarafından konkordato projesinin tasdik edildiğini, ancak davalı bankanın da aralarında bulunduğu bir kısım alacaklılar tarafından verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulduğunu ve——– tasdik edilen konkordatoya ilişkin davanın reddine dair HMK’nın 353/1b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak karar verildiğini, akabinde müvekkili tarafından —— esas kararının temyiz edildiğini, yapılan temyiz başvurusu üzerine ——sayılı dosyası ile, —— kararının bozulduğunu, bozma sonrası —— esas sayılı dosyası ile yeniden bir karar verildiğini, bu karara karşı müvekkilinin temyiz yoluna başvurduğunu, —- esas sayılı dosyasınca —— kararının bozmaya eylemli direnme olarak değerlendirmesi üzerine dosyanın —– gönderildiğini, —- tarafından da direnme olmadığı cihetiyle temyiz incelemesinin —- tarafından yapılması gerektiği cihetiyle dosyanın tekraren—– —– gönderildiğini ve bu doysanın derdest olup, henüz karara bağlanmadığını, müvekkilinin ilk konkordato davasının istinaf tarafından reddi ile ekonomik yönden zora girmesi nedeniyle kararın kendisinden kaynaklanmayan ve alacaklıların kendisine sunulan projeyi kabul edip mahkemece tasdik kararı verilmesine rağmen mahkemeden kaynaklanan bir gerekçe ile —— Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmış olması nedeniyle iyi niyetli ikinci kez konkordato talebinde bulunulduğunu ve —— sayılı dosyasında dava açıldığını, yapılan yargılamada alacaklılarca yeniden sunulan projeye kabul onayı verilmesi üzerine ——– de konkordato kararının kabulüne ve tasdikine dair karar verildiğini, öncelikle müvekkili ile davalı banka arasında yapılmış olan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı borcunun bizatihi davalı banka tarafından ilk konkordato talebinden önce —– çekilen ihtarnamede kullandırılan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı olarak —- tarihi itibari ile —–gayrinakit olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin ——- açmış olduğu ilk konkordato davasında alacaklılarca projesi kabul edilmek suretiyle konkordato talebinin kabul edildiğini ve ödemelere devam edilirken kararın istinaf edilmesi üzerine————– ilk derece mahkemesi davanın kabul ve konkordatonun tasdiki kararını kaldırması nedeniyle müvekkili tarafından ikinci kez —– görülmekte olan davasında davalı tarafça mahkemeye yapılan başvuruda alacağın çekişmeli hale getirildiğini, mahkemeden ———-alacağı bulunduğundan bahisle alacaklılar listesine bu miktarın listeye eklenmesiyle bu miktar üzerinden oylamaya katılmasına dair talebi üzerine ———— tarihinde verilen karar ile gayrinakti alacak talebinin reddedildiğini, nakdi alacak talebinin kabul edilerek davalının bu alacak kalemi üzerinden alacaklı olduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden oylamaya katılmasına karar verildiğini, müvekkili tarafından davalının bu miktara ilişkin talebi kabul edilmemesine rağmen sadece oylamada kullanılacak değeri belirlemeye dönük ve maddi hukuk yönünden sonuç doğurmayan ———bu kararına karşı müvekkili tarafından kabul edilmeyen kısım yönünden zorunlu olarak menfi tespit davası açılmasının gerektiğini, davalı tarafın bizatihi çektiği noter ihtarnamesindeki rakam olan ———– nakdi alacağına ne şekilde ulaştığının taraflarınca bilinmemekte olup, gerek taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi hükümleri ve gerekse davalının —- bildirdiği akdi ve temerrüt faizine ilişkin bildirimlerinin—— getirtilerek ve uygulamada fiilen yaptığı uygulanan faiz oranının bilirkişi marifeti ile tespitiyle müvekkili hakkında konkordato sürecinde olduğu da dikkate alınarak ve konkordato sürecinde adi alacaklıların faiz işletemeyeceklerine ilişkin İİK’nın 294/3 maddesi de gözetilerek müvekkilinnin borç miktarının belirlenmesi gerektiğini, bildirilen ile fiiliyatta uygulanan faiz oranı arasında farklılık bulunduğundan esas alınması gerekenin bildirilen değil; fiiliyatta uygulanan faiz oranı olacağından bilirkişi marifeti ile bu hususların tespitinin elzem olduğunu, müvekkili tarafından ancak bu tespit sonrasında konkordato oylamasında mahkemenin verdiği ancak müvekkili tarafından çekişmeli hale getirilen maddi hukuk açısından kesin olmayan borç miktarının tespit edilmiş olabileceğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ve daha sonradan arttırılmak üzere davanın kabulü ile müvekkili şirketin davalı bankaya şimdilik 1.100.000,00-TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında aktedilen kredi çerçeve sözleşmesinin, —— yetkili mahkeme ve uygulanacak hukuk başlıklı olduğunu, davacının kredi kullandığı şubenin —– şubesi olduğunu, davacının —– Mahkemeleri’nde dava açmaması nedeniyle genel mahkemede dava açabileceği gözetildiğinde, bankaları genel müdürlüğünün ikametgahının —–olup, bağlı bulunduğu adliyenin——– Adliyesi olduğunu, davacı tarafın arabuluculuk şartını yerine getirmediğini, çekişmeli alacağa ilişkin olarak bankalarınca yapılmış bir arabuluculuk başvurusu varken ve henüz sonuçlanmamışken, davacının doğrudan menfi tespit davası açması/açabilmesinin silahların eşitliği prensibine aykırı olduğunu, ayrıca davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, menfi tespit davasının kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, dava 15.554.981,39-TL çekişmeli alacağa ilişkin ise, 1.100.000-TL’den dava açılmasının mümkün olmadığını, davanın, konkordatodan kaynaklanan çekişmeli alacağa ilişkin olup olmadığının dava dilekçesinden net olarak anlaşılamamakta olduğunu, öncelikle davacıya anılan hususun açıklattırılması gerekmekte olduğunu, dava genel mahiyette bir menfi tespit davası ise ve dava tarihi itibariyle davacının, müvekkili bankaya herhangi bir borcu bulunmadığı iddiasında ise, davayı kabul ve ikrar anlamında olmamak ve davacı tarafından yapılan açıklamanın taraflarına tebliğinden itibaren süresi içinde beyanda bulunma hakları saklı kalmak üzere, —— esas sayılı dosyasında —açık kabul bulunduğundan,—- menfi tespit talebi işin esasına girilmeden davanın reddini gerektirmekte olduğunu, dava dilekçesinde —– tarihinde keşide edilen ———–gayrinakit borç bulunduğunun kabul edildiği ve ihtarnameye itiraz edilmediğinin net bir biçimde anlaşılmakta olduğunu, buna göre bu ihtarnamede temerrüt faizi oranının %57 olduğunu ve itirazsız kesinleştiğini, faizlerin yerinde olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın yetki, dava şartı arabuluculuk, derdestlik ve hukuki yarar yokluğu, kısmi menfi tespit davası açılamayacağı yönündeki itirazları dikkate alınarak davanın reddini; itirazlarının kabul görmemesi durumunda davanın konkordato çekişmeli alacağa yönelik menfi tespit davası olup olmadığının davacıya açıklattırılması, işin esasına geçilecek ise önce dava haçlarının tamamlattırılmasını, davanın reddini ve müvekkili banka lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin 16/11/2023 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat etme yetkisinin bulunduğu ,görüldü.
Davalı vekilinin 16/11/2023 tarihli dilekçesi ile;feragatı kabul beyan dilekçesi gönderdiği, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirdiği görüldü.
Davadan feragat HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 18.785,25 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 18.515,40 TL nin davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2023