Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/888 Esas
KARAR NO:2023/942
DAVA:Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ: 08/11/2022
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ——-imzalandığını diğer davalının şirketin tek ortağı olduğunu ve müteselsil kefil olarak imza attığını, kredi borcunun vadesinde ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek davalılara ihtar edildiği ancak yine de ödenmediğini bu nedenle müvekkili tarafından davalılar aleyhine —–dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların haksız olarak takibe itiraz ettiklerini beyan ederek itirazların iptaline takibin devamına, davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılara usulüne uygun tebligat yapıldığı cevap dilekçesi sunmadıkları görüldü.—— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borcular aleyhine 34.477,60 TL asıl alacak, 5.864,07 TL işlemiş faiz, 606,00 TL ihtiyati haciz masrafı, 608,21 TL masraf, 293,20 TL —- olmak üzere toplam 41.849,08 TL üzerinden takip başlattığı ödeme emrinin borçlu şirkete 22.03.2019 tarihinde, gerçek kişi borçluya tebliğ olmadığı, borçluların 26.03.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı belirlendi.
Dosya rapor tanzim etmek üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup bankacı bilirkişi —- hazırlamış olduğu raporda özetle;taraflar arasında —- tarihinde 200.000,00 TL limitli KREDİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ (Sözleşme) imzalandığnı, ilave olarak aynı tarihte KEFALET SÖZLEŞMESİ imzalandığını, Kefil ——- müteselsil kefil sıfatı ile KEFALET SÖZLEŞMESİ’ni imzaladığını, kefalet imzasının 6098 Sayılı TBK’nın 583’ncü maddesinde belirtilen şekil şartlarını taşıdığını, kefilin şirket ortağı olduğu, dolayısıyla 584’ncü maddede belirtilen eş rızasına gerek bulunmadığına, dolayısıyla kefilin asıl borçlunun borcundan sorumlu bulunduğuna kanaat getirildiğini, 30/07/2018 tarihinde banka tarafından hesabın kat edildiğini,03/08/2018 tarihinde hem şirkete hem kefile tebligat yapıldığını, 06/08/2018 tarihinde borçluların temerrüde düşürüldüğünü, yapılan hesaplama neticesinde asıl alacak miktarının 38.540,00 TL olduğunu ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 34.477,60 TL olarak kabul edilerek bu miktar üzerinden inceleme yapıldığını, %33 oranında temerrüt faizi hesaplandığını, yapılan hesaplama neticesinde asıl alacak miktarının 34.477,60 TL, işlemiş faiz miktarının 5.864,07 TL , 293,20 TL — toplam alacak miktarının 40.634,87 TL olduğunu belirtmiştir.Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından hangi tutarda kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin hangi tutarının davalı tarafından ödendiği, davacının bakiye alacağının ne olduğu, kredi hesabının usulüne uygun kat edilip edilmediği, davalıların kredi borcundan sorumlu olup olmadığı, bu itibarla —-takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı şirket ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalının müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 40.634,87 TL olarak tespit edildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda belirtmemiş ise de 606,00 TL ihtiyati haciz masrafı talebinin haklı olduğu anlaşılmakla takibin 41.240,87 TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiş olup itiraz edilen alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile ——– takibine davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile; takibin; 34.477,60 TL asıl alacak, 5.864,07 TL işlenmiş temerrüt faizi, 293,20 ——— 606,00 TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere 41.240,87 TL alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %33 oranında faiz işletilmek suretiyle, devamına fazlaya ilişkin istemin reddine
2-İtiraz olunan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.817,16 TL harçtan peşin alınan 714,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.102,48 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 17.900,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar davada kendilerini vekil ile temsil etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 714,68 TL peşin harç toplamı: 795,38 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %1,45 ve kabul %98,55 oranına göre hesaplanan 1.946,36 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.537,38 TL’sinin davalıdan, 22,62 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023