Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/478 Esas
KARAR NO:2023/976
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 06/07/2023
KARAR TARİHİ: 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı—- trafik kazasına konu —– tarihlerinde geçerli olmak üzere —– himayesine aldığını, —– tarihinde; dava dışı sigortalı araç sürücüsü —- sevk ve idaresindeki —– üzerinde seyir halindeyken, davalıya ait ——- plakalı araç sürücüsünün sağ yan kısımları ile sigortalı aracın sol ön yan kısımlarına çarpması sonucu aralarında maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, sigorta ettirene ait araçta oluşan zararın müvekkiline ihbar edilmesinden sonra ——-uyarınca derhal bağımsız nitelikteki sigorta eksperi görevlendirildiğini, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde, davalı tarafın vermiş olduğu hasar için 10.574,21-TL tazminat ödemesigerçekleştirildiğini, ve müvekkilinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi gereği sigortalısının kanuni halefi sıfatına hak kazandığını, eksper raporu doğrultusunda yapılan kusur tespitine göre davalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, tazminatın rücuen tahsili için —— sayılı dosyası ile davalılar hakkında takip başlatıldığını davalıların haksız olarak takibe itiraz ettiklerini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını, yetkili icra dairesinin—- icra daireleri olduğunu iş bu nedenle davanın reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.—–dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde davacının başlatmış olduğu takibe davalıların süresinde itiraz ettiği, itirazlarında icra dairesinin yetkisine de itiraz ettikleri belirlenmiştir.Dava, İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.Uyuşmazlık; icra dairesinin yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK.’nun 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir.İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ——–İİK’nin 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’a atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nin bu husustaki hükümleri uyarınca belirleyeceği sonucuna varılmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” düzenlemesine; aynı Kanun’un 7. maddesinde ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak, yetkisizlik kararı verir” düzenlemesine yer verilmiştir.Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü yer almaktadır.Bir davada (takipte) birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak ya da icra takibi yapmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını (takibini) bu genel ve özel yetkili mahkemelerden (icra dairelerinden) hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede (icra dairesinde) açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.Somut olayda kazanın meydana geldiği yerin ——– olduğu yine davalıların yerleşim yeri —– olduğu anlaşılmakla davalıların icra müdürlüğünün yetkisine yönelik haklı ve yerinde bulunan itirazlarının kabulüne ve bu nedenle itirazın iptali talebinin esasının incelenmesine girilmeksizin itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davalılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 3.200,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023