Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/405 E. 2023/806 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :2023/405 Esas
KARAR NO :2023/806
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/06/2023
KARAR TARİHİ: 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde . müvekkili ile davalı arasındaki 13.06.2022 tarihli belirsiz süreli sözleşme gereğince, davalı ———-olarak müvekkili şirketin çocuk kitapları için çizimler yaptığını, bunun karşılığında da davalı tarafça müvekkile yapılan işin fatura edildiğini, tarafların, davalı tarafından——— tarihine kadar 30 şehrin çizimini yapması konusunda anlaştığını, 15 şehrin çiziminin tamamlandığını, kalan diğer 15 şehri çizmediğini, sonrasında kendisine verilen sürenin yetersiz olduğunu bu şartlar altında çalışamayacağını, sözleşmeyi feshetmek istediğini ifade ettiğini ve fesh edildiğini, proje başlangıcından beri almış olduğu 25.679,82TL’lik tutardan hiçbir şekilde iade yapmadığını, davalıya karşı her ne kadar dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da anlaşma sağlanamadığını, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:

DAVALI VEKİLİ CEVEP DİMEKÇESİNDE
Davacı şirket ile müvekkilinin Kasım 2021’de görüşmeler yapmış ve iş alımı konusunda anlaşmaya vardıklarını, bordrolu çalışanı olarak işe başladığını, 13/06/2022 tarihinde bu defa taraflar ”Belirsiz Süreli Uzaktan Çalışma İş Sözleşmesi’ni” imzaladıklarını ve ”freelance” çalışma şeklinde iş sözleşmesinin devam etmesine karar verdiklerini, dosya asliye ticaret Mahkemesinde açılmışsa da müvekkilinin gerek daha öncesinde davacı şirkette bordrolu olarak çalışması olması ve Belirsiz Süreli Uzaktan Çalışma İş Sözleşmesi neticesinde sabit aylık gözetilerek görevli iş Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş, davacının davasında haksız olması sebebiyle davanın reddine, davacının kötü niyetli olarak işbu davayı açmış olması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle ücret iadesi ile sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle doğan zararın tazminine yönelik alacak davasıdır
Davalının tacir kaydının araştırılmasına yönelik ———- yazı yazılmış, yazı cevabında davalının 08/05/2018 tarihinde müracaat ederek sicil kaydını yaptırdığı ve kaydının devam ettiği bildirilmiştir.——–yazılan yazı cevabında davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, ticari kazanç elde ettiği, bildirilerek 2022 yılı ticari kazanç ve dönem içinde elde edilen hasılat bilgileri gönderilmiş, yıllık hasılat tutarının 30.081,36 TL olduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Dosyaya alınan davalı hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde davacı ile davalı arasında 03/01/2020 başlangıç, 14/06/2022 ayrılış olmak üzere iş sözleşmesinin bulunduğu, taraflar arasında çekişmesiz ve ihtilafa neden olan 13/06/2022 tarihli, illüstrasyon ve tasarım işlerinin yapılmasına dair belirsiz süreli uzaktan çalışma iş sözleşmesi bulunduğu, bu çalışmanın hizmet cetvelinde görünmediği, davalının esnaf kaydının bulunduğu, vergi dairesinden gelen yazı cevabında bildirilen hasıla tutarının Vergi Usul Kanununun 177. Maddesindeki sınırın altında kalması nedeniyle davalının tacir olmadığı, eldeki davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalının gerçek kişi olup tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava niteliği de taşımadığı sabit olup; ayrıca aralarındaki ilişkinin dayanak sözleşmenin özel şartları dikkate alındığında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı, uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin—— Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli —— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
24/10/2023