Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/286 E. 2023/1003 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/286 Esas
KARAR NO: 2023/1003
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/04/2023
KARAR TARİHİ: 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu ihtilafa ilişkin olarak dava şartı olan arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yoluna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, sigortalısı —- taşımasını gerçekleştirdiği emtianın, risklere karşı ——sigortalandığını, dava dışı —-mukim —- firmasından ithal ettiği şanzıman emtiasının —–yapılacak olan taşıma işi, dava dışı sigortalı tarafından üstlenildiğini, satışa konu emtianın taşıma işi dava dışı sigortalıya ait — plakalı — gerçekleştirildiğini, söz konusu dorsenin, —– davalı sorumluluğunda vinçle indirilmesi esnasında düşürülmesi sonucu hasar meydana geldiğini, —– hasarsız şekilde teslim alınan emtianın hasarlı olduğu alıcı firmanın adresinde gözlemlendiğini, emtialardan birkaç tanesinde kasa demirine çarpması kaynaklı siyah lekeler bulunduğu ve bu tür kasadan renk almaya neden olacak bir zıplama dıştan görünmese bile şanzıman iç parçalarının hasarlamış olabileceği gerekçesiyle açılıp kontrol edilmesi gerektiği alıcı firma tarafından dava dışı ——— iletildiğini, üretici firmadan bu işlemin maliyetinin yüksek olması sebebiyle emtianın imha edilmesi gerektiğine dair yazı aldıkları da alıcı firmanın sigorta brokerliği şirketine ilettiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde, emtiayı taşıyan aracın —— düşürüldüğü, şanzımanların yerlerinden oynadığı ve üzerinde çizilme olduğu tespit edildiğini, davalının emtianın yüklü olduğu dorseyi indirirken gereken özeni göstermeyerek kusurlu davrandığı ve zararın meydana gelmesine sebep olduğunu, bu nedenle zarardan sorumlu olduğunu, izah edilen nedenlerle 25.000,00-EUR tutarındaki alacağın takip tarihi olan 29/04/2022 tarihinden itibaren Euro cinsinden mevduatlara uygulanan yıllık en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin arabuluculuk toplantısına usulüne uygun şekilde davet edilmemesi sebebiyle söz konusu süreçten hiçbir şekilde haberdar olmadığı ve arabuluculuk görüşmelerinin müvekkilinin yokluğunda sonuçlandığını, dava konusu olayda, borcun kaynağının sözleşme olduğu, müvekkilinin —–mukim bir şirket olduğunu, yine sözleşme ifa yerinin ——– olduğunu, dolayısıyla yabancılık unsurunun bulunduğu, son olarak işbu uyuşmazlık bakımından ——- münhasır yetkisinin bulunmadığı sabit olduğundan taraflar arasındaki milletlerarası yetki sözleşmesinin geçerli olduğu konusunda duraksama olmadığını, işbu dava bakımından Mahkemezin uluslararası yetkisiz olduğunu, yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı —-, dava konusu olayda sorumluluk sigortacısı sıfatını haiz olduğunu, işbu uyuşmazlıkta dava takip yetkisini kazanabilmesi için ilk olarak sigortalısı ——- bir zarara uğradığının, yani yük sahibine bir ödeme yaptığının ispatlanması gerektiğini, davacının dava takip yetkisi bulunmadığından davanın reddine, davanın Mahkememizin yetkisiz olması sebebiyle reddine, icra takibinin iptali ile birlikte dava konusu talebin zamanaşımına uğradığı kesinleşeceğinden — sayılı şikayet dosyasının iş bu dava bakımından bekletici mesele yapılmasını, davanın zamanaşımından reddini, esastan reddini, yargılama giderlerinin ve sair sonçlarının davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davacının sigortalısı olup taşıma işi yapan ve taşıma kapsamındaki risklere yönelik zararları teminat altına aldırdığı dava dışı——- taşıdığı ve taşıma sürecinde davalının eylemi nedeniyle zarara uğrayan emtialar için hak sahibine sigortacı sıfatıyla yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.Taraf teşkili sağlanmış, deliller celp edilmiş, yargılamaya devam olunmuştur.Öncelikle Mahkememizce dava şartları açısından değerlendirme yapılmış, davalı cevap dilekçesinde arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yerine getirilmediğini ileri sürmüş olup; ——– karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; arabulucunun arabuluculuk faaliyeti sırasında uyması gereken kurallara uymaması yahut sorumluluklarını yerine getirmemesinin arabulucu açısından doğuracağı sonuçların 6325 sayılı Kanun’da ayrıntılı olarak düzenlendiğine göre arabulucunun kusuru sebebiyle arabuluculuk toplantısından haberdar olmadığını iddia eden tarafın kanuni düzenlemeler çerçevesinde hak arama hürriyetini kullanabileceği konusunda tereddüt olmaması gerektiği, arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması hâlinde dahi 7036 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen arabuluculuk dava şartının gerçekleşmiş sayılacağı kabul edilmesi gerektiğinden bu yöndeki itirazının reddine karar verilmiştir.Mahkememizin yargı hakkının bulunmadığına dair itirazın incelenmesinde ise; davalı taraf borcun kaynağının sözleşme olduğunu, davalı ile davacı sigortalısı olan firma arasında sözleşme bulunduğunu, sözleşme 9. Maddesi kapsamında —– mahkemelerinin münhasıran yetkili olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlıklara —— nedenle Mahkememizin yetkisinin olmadığını, olayın haksız fiil olarak kabulü halinde de dava konusu olayın ———–gerçekleştiğini, MÖHUK m: 34/1 kapsamında yine —– uygulanması gerektiğini ileri sürmüş, davacı taraf ise MÖHUK 24 maddesine göre tarafların bir hukuk seçimi yaptıklarının kabul edilebilmesi için bunun açık olması gerektiğini, davalı tarafın sunduğu sözleşmede sigortalının imzasının bulunmadığı gibi internetten alınan bir matbu metin olduğunu, ilgili metnin yetki sözleşmesi vasfı taşımadığını, MÖHUK 24/4. maddesine göre tarafların hukuk seçimi yapmamış olması halinde sözleşmeden doğan ilişkiye o sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukukun uygulanacağını, somut olayda alıcı ve zarara uğrayan sigortalı ile davacı sigortacının ——yerleşik olduğunu, bu nedenle —– uygulanması gerektiğini, eldeki davanın haksız fiilden kaynaklanan alacak davası olarak açıldığını, davalının kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile emtiayı hasara uğrattığını MÖHUK 34/3. Maddesine göre de ——- uygulanması gerektiğini bildirmiştir. Eldeki dava sigortacı olan davacının taşıma işi yapan sigortalısının taşıma faaliyeti sırasında kullandığı dorsenin davalı sorumluluğunda vinç ile indirilmesi sırasında düşürülmesi sonucu taşınan emtialarda hasar meydana geldiği, hasar bedelinin davacı sigortacı tarafından dava dışı sigortalısına ödendiğinden bahisle sorumlu olan davalıdan rücuen tahsili amacıyla açıldığı anlaşılmıştır. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesine dair esaslar ——— belirlendiği, buna göre, halefiyet esasına göre açılan dava sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi kabul edilerek, sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde var kabul edildiği, buna göre, davacı sigortacının halefi olduğu sigortalısı ile davalının hukuki statülerinin değerlendirilmesi gerektiği ———–bu açıklamalar gözetildiğinde işbu sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın sigortalının davalı firmaya karşı açacağı davanın tabi olduğu şartlara tabi olduğu, davalı tarafça içeriğinde yetki kaydı bulunduğu bildirilen ve sunulan, terminal ve aracılık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin 14/12/2020 tarihli sözleşmenin 9. Maddesine göre —– mahkemelerinin münhasıran yetkili olduğu, MÖHUK 24/1. Maddesine göre —— mahkemelerinin münhasıran yetkili olduğu, yine dayanak olarak haksız fiil nedeni üzerinde durulduğu takdirde de MÖHUK 34/1. Maddesine göre de haksız fiilin meydana geldiği yerin —–olduğu, mahkememizin yetkisinin bulunmadığı anlaşılmış, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu olduğundan HMK’nın 114/(1)-a ve 115/(2). maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının 6100 sayılı HMK m: 114/1-a bendi kapsamında usulden reddine,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 9.102,31 TL harcın mahsubu ile artan 8.832,46 TL nin davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2. Maddeye göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu hususta müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2023