Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/235 E. 2023/835 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/235 Esas
KARAR NO:2023/835
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:15/03/2021
KARAR TARİHİ:31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ——- kararıyla ——— genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında alınan tedbirler doğrultusunda çıkarılan ——- kapatılarak malvarlığının hazineye devredilmiş olduğu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından düzenlenen—- sayılı inceleme ve değerlendirme raporunda,——- kayıtları incelenerek hak, alacak, mal varlığı ile borç ve yükümlülükleri tespit edilmiş, bunun sonucunda davalının ilgili kuruma 73.522,07 TL tutarında borcunun olduğu belirlenerek ——- sayılı dosyasında borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı şirketin her ne kadar böyle bir borcunun bulunmadığını ileri sürmüşse de kapatılan kurumun ticari defter ve belge kayıtlarına ve bunlara dayanılarak tanzim olunan——-sayılı görüş ve öneri raporunun incelenmesi ile kapatılan kurumun, kapatma öncesi faaliyette bulunduğu ve halen defter kayıtlarının bulunduğu —— adresinde bulunan defter, kayıt ve belgelerin talep edilmesi halinde incelenebileceği, açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle; ——– sayılı dosyasında yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra takibine devam edilmesine, davalı borçlu hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının hangi sebepten ötürü alacaklı olduğunu ve dava konusu miktarı hangi sebeple talep ettiğinin açıklaması gerektiğini, davacı sadece —— alacağımız vardır.” şeklinde bir dava açtığı, alacağın kaynağı nedir? ——— davalı şirkete mal satmış veya hizmet sunmuş, bedelini mi alamamıştır.? Bu hizmet ve mal nedir.? Ya da —–adına kayıtlı ——- hatları vardır, bu hatlara istinaden mi alacak talebinde bulunulmaktadır.? dava dilekçesinden bu hususların hiçbir şekilde anlaşılamadığı, ——hatlarından kaynaklı bir talebinin olması durumunda; davalı şirket abonelerine elektronik haberleşme hizmeti sunmakta ve sunduğu hizmete ilişkin fatura düzenlediğini, davacı hangi faturalara, faturaların hangi miktarlarına istinaden talepte bulunduğu, talebinin gerekçesinin ne olduğu, dolayısıyla dava dilekçesinde alacağın kaynağı ile ilgili hiçbir açıklama bulunmadığı, bu sebeple HMK.’nın 31. Maddesi gereğince davanın aydınlatılmasını veya HMK.’nın 119.maddesi uyarınca usulüne uygun bir dava dilekçesi sunması için davacıya süre verilmesini talep ettiklerini, davacının, mahkemeye iddialarını ispatlar nitelikte bir delil de sunmadığı, ispatlanamayan davanın reddini talep ettiklerini, dava konusunun miktarı sebebiyle davacı, iddiasını senetle ispat zorunluluğunda olduğunu, ancak davacı ispata yönelik hiçbir belge sunmamış, yalnızca kendileri tarafından düzenlenen araştırma raporundan bahsetmekle yetinmiş, kaldı ki, mahkememizce düzenlenen —— tarihli tensip zaptının ——- numaralı ara kararı ile davacı tarafa —– tarihli inceleme raporunu sunmak üzere 2 hafta kesin süre verilerek kesin süreye uymamanın sonuçları da ihtar edildiğini, davacı taraf 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyaya herhangi bir rapor sunmadığını, ilgili raporun içeriğine karşı itiraz ve cevap hakları saklı kalmak kaydıyla, kesin süre dolduktan sonra delil sunulmasına ve iddianın genişletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, iş bu davanın konusu davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen faturalarla ilgili ise iş bu davanın 6102 sayılı TTK’nin 18. ve 21/2.maddeleri uyarınca reddine karar verilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, alacağın likit olmaması ve huzurdaki uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden icra inkâr tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığı, davacı, yeterli bir araştırma yapmaksızın kapatılan kurumun müvekkilden alacağı olduğu iddiası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davacının alacak iddiası belirlenebilir nitelikte olmadığını, davacı tarafın kesin süre içerisinde iddiasının kaynağı olduğunu belirttiği belgeyi sunmadığı da gözetildiğinde, icra inkâr tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı, davalı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, açıklanan ve mahkemenizce resen ele alınacak sebeplerle; davanın reddine, iddia edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.——— sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 21/07/2020 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 98.605,18 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 07/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 18/08/2020 havale tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi ———- tarafından düzenlenen 27/08/2023 tarihli rapora göre; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların defter ve belgelerinin incelenmesi, bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı ——— Olağanüstü Hal Kapsamında Kanun Hükmünde Kararname ile———– halefi olduğu, bu bağlamda Mahkememizin vermiş olduğu görev ve yetki ile; davacının dosya kapsamında —— içeriğinde sunmuş olduğu —— tarihli İnceleme ve Değerlendirme komisyon raporunda —— hesabında borç bakiyesi veren hesaplar arasında davalı ——-borç bakiyesinin bulunduğunun tespit edildiği görüldüğünü, davalı —–yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; ——— yıllarında fiziki ortamda tutulan envanter defterinin noter onayı ile elektronik olarak tutulan aynı yıllara ilişkin GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının T.T.K” nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre süresinde ve usulüne uygun tutulduğunu, davalı şirketin kendi defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı görüldüğünü, Davacının Alacak Talebi Yönünden: Mahkemenin vermiş olduğu görev taraflar arasındaki uyuşmazlık kapsamında yapılan inceleme çerçevesinde; taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşmenin dosya kapsamında yer almadığı, davacı alacaklının —– sayılı dosyasındaki —- tutarlı asıl alacak talebinde dayanak olarak —- kapatılıp malvarlığı hazineye devredilen —— raporunda ——- şirketinin davalı şirketten alacalı olduğu iddiasına yönünde, davacının alacak talebini somut olarak ispat etmesi gerektiği, raporun —- bölümünde tarafların ticari defterleri karşılaştırmalı olarak incelendiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- hat kullanımına ilişkin olduğu, davalı şirketin davacı tarafa—— kullanım hizmetine ilişkin faturalar düzenlediği, davacı şirketinde bu hizmet karşılığında davalı şirkete ödemeler gerçekleştirdiği, ancak davacının kendi ticari defterlerinde —– hesabında gerçekleştirdiği ödemeleri kaydettiği, davalının düzenlemiş olduğu faturaları ise kaydetmediği anlaşıldığını, —— göre; bilanço hesabına tabi defter tutan ticari işlemlerin kullanmış oldukları hesap planlarında ——— No.lu Satıcılar hesabına; işletmenin faaliyet konusuyla ilgili her türlü mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan borçların takip edildiği, bu hesap mal ve hizmet alımında hesabın alacağına, ödeme yapıldığında ise hesabın borç hanesine kayıt yapılabileceği, raporun —–bölümünde izah edildiği davacı tarafın kendi defterlerinde — satıcılar hesabının 73.522,07 TL borç bakiyesi vermiş olmasının davalı şirketin davacı tarafa düzenlemiş olduğu —– kullanımına ilişkin faturaların davacı şirketin kendi defterlerinde davalı açık hesabında kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, tüm bu tespit ve incelemeler çerçevesinde; davacı şirketin ——–, sayılı takip dosyasındaki 73.522,07 TL tutarlı asıl alacak talebine ilişkin dosya kapsamında sunmuş olduğu 08.03.2018 tarihli “İnceleme ve Değerlendirme komisyon” raporunun davacının alacağının ispatına ilişkin tek başına karine oluşturmadığı, nihai hukuki değerlendirmenin Mahkememizin takdirinde olduğunu, davacı/alacaklının takip öncesinde faiz talebine ilişkin dosya kapsamında taraflar arasında önceden kararlaştırılmış vade, sözleşme, ihtarnameye ilişkin tebliğ şerhlerinin dosya kapsamında yer almadığı, temerrüt şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin hukuki değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olmak üzere, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 k m.2/2 kapsamında yasal faiz talep edebileceği değerlendirildiğini, sair hususların Mahkememizin takdirinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, davalı yandan Hazineye devredilen —–raporuna istinaden alacaklı olduğu iddiası ile icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82.maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında Hazineye devredilen ——alacağı istemine dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacı tarafın sunduğu inceleme ve değerlendirme komisyon raporunda davalı şirketin 73.522,07 TL borç bakiyesinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, davacının alacak iddiası ile ilgili somut bir delil sunmadığı, raporda davalı kayıtlarına göre taraflar arasındaki ilişkinin ——- hizmetinden kaynaklandığı, davalının kurumsal faturaları düzenlediği ve bedellerini tahsil ettiği, davacının faturaları kayıtlarına işlemediğinin, davacı tarafın kendi defterlerinde satıcılar hesabının 73.522,07 TL borç bakiyesi vermiş olmasının davalı şirketin davacı tarafa düzenlemiş olduğu —— hat kullanımına ilişkin faturaların davacı şirketin kendi defterlerinde davalı açık hesabında kayıtlı olmamasından kaynaklandığının tespit edildiği bu hali ile davacı tarafın davalıdan alacağını ispatlayamadığından davanın reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sübut bulmayan davasının REDDİNE
2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin hazineden karşılanmasına,
7-Karar kesinleştiğinde mahkeme kasasında bulunan —— tarihli İnceleme ve Değerlendirme Raporunun yer aldığı ——— iadesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,———- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2023