Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/208 E. 2023/492 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/208
KARAR NO : 2023/492

DAVA : Alacak
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 30/04/2013
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Ana davada davacı — vekilince verilen dava dilekçesinde özetle: davacı ile davalılardan — ile kardeş olduklarını, diğer davalıların davalı — oğlu ve gelini olup. davalı kardeşi adına tapuda kayıtlı taşınmaz üzerine davalıların işyeri kurmak için inşaat yapmaya karar vermeleri üzerine kendisinden borç para istediklerini. 27/05/2002 tarihli geri ödemeye ilişkin protokol ile davalılara 66.312 Euro ve 5.804dolar borç verdiğini ayrıca davalıların bankadan kredi almaları için nakdi kefalet verdiğini. davalılardan —adına çekilen kredi borcunun geri ödenmemesi nedeniyle bankanın alacağını 109.891.000.00 TL olarak hesaplarından tahsil ettiğini, davalıların borçlarına karşılık verdikleri çekleri ödemediklerini iddia ederek 66.512 Euro 5.804 dolar, ödenmeyen çekler ile 109.891.000,00 TL’nın 07/11/2002 tarihinden faizleri ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalılar davacı ile aralarında düzenlenen protokol ile alacağın nasıl ödeneceğinin düzenlendiğini. protokolde yazılı olmamasına rağmen davacının çekler ile takipler başlattığını, hem protokol düzenlenip hem de protokoldeki ödeme tarihleri ile aynı tarihli çekler verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu diğer alacak kaleminin dayanağı bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.

Birleşen davada davacılar vekilince verilen dava dilekçesinde özetle: müvekkillerinin murisi olan —sağlığında abisi olan davalılardan— ve yeğeni — ile onun eşi —– duymuş olduğu güvenle kendilerine borç para verdiğini kredilerinde kendilerine garantör olduğunu, ancak borçların geri ödenmediğini. müvekkillerinin murisinin davalılara 27.05.2002 tarihli protokolde belirtilen 66.312 Euro ve 5.804 Amerikan doları borç verdiğini faiz miktarını belirleyip borcu taksitlendirdiklerini, bu borçların da ödenmediğini murisin davalıların bankadan kredi almalarını sağlamak amacıyla bankada mevcut toplamda 74.500 USD döviz hesaplarına rehin konmasına muvafakat ettiğini, fakat borçluların murisin bütün ikazlarına rağmen bankadan alınan ve murisin garantör ve rehin veren olduğu bu kredi borçlarını ödemediklerini, sonuçta murisin bankada davalıların kredisine karşılık rehin tutturduğu dövizler 31.10.2002 tarihinde Türk parasına çevrilerek muristen 109.891.000.000.TL. davalıların kredi borçlarına mahsuben tahsil edildiğini, tüm bu borçların bugüne kadar ödenmediğini, —Asliye Ticaret Mahkemesine — sayılı dosyası ile dava açıldığını davanın halen derdest olduğunu, ancak dava dilekçesinin sonuç kısmında ” tüm davalılardan 109.891.00 TL nin ticari avans faiz oranı üzerinden müştereken ve müteselsilen tahsil” talep edilmiş fakat hangi tarihten itibaren faiz istendiği hususun sehven yazılmadığını, esasen dilekçe içeriğinden garanti edilen paraların TL ye çevrilme tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğunun anlaşılmakta ise de daha sonra bir ihtilafa mahal vermemek için iş bu ek davayı açmak durumunda kaldıklarını iddia ederek iş bu ek davanın —Asliye Ticaret Mahkemesinin —-esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, mal kaçırma şüpheleri ve daha önce benzer girişimleri de dikkate alınarak tüm davalıların menkul ve gayrimenkul malları üzerinde dava miktarını karşılayacak şekilde ihtiyati tedbir/haciz konulmasını, müteveffa —- davalılardan alacağı olan 109.891.00 TL nin, paranın muristen tahsil edildiği 31.10.2002 tarihinden. —Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava tarihi olan 14.07.2010 tarihine kadar olan dönemde işlemiş ticari avans faiz miktarı olarak —-201.649.906 TLnin — 252.939.19 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsilini. bunun kabul görmediği takdirde ihtarname tarihi olan 30.12.2002 tarihinden —-.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava tarihi olan 14.07.2010 tarihine kadar olan dönemde işlemiş ticari avans faiz miktarı olarak — 196.062.08 TL’nin—– 247.351.31 TLnin müştereken ve müteselsilen tahsilini, bunun da kabul görmediği takdirde ilk davanın açılış tarihi olan 29.01.2003 tarihinden,—-Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava tarihi olan 14.07.2010 tarihine kadar olan dönemde işlemiş ticari avans faizç miktarı olarak —- 190.281.51 TL’nin.— 241.570.74 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsilini. yargılama gideri, vekalet ücreti ve diğer giderlerin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava önce Mahkememizin —- sayılı esasında görülmüş, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine —Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesinin —- esas ve—– karar sayılı kararı ile;
“(..) Taraflar arasındaki 27/05/2002 tarihli protokol ile belirtilen borç ve ödeme planınca göre ödenmeyen borçlar nedeniyle 23.212,00 TL ödeme de bulunulduğu, —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasında davacı —- beyanları ile sabittir.
İpotek hakkının kurulmasına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Söz konusu protokolün 5. maddesinde “söz konusu borca karşılık —yukarıdaki meblağ değerindeki bir gayrimenkulü —ipotek edecektir” ibaresinin ver aldığı görülmektedir. Sözleşmenin kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 110. maddesi kapsamında başkasının edimini taahhüt niteliğinde bulunup, —-, borcun ödenmemesi durumunda zarardan sorumlu olup, bu davalı yönünden —- pasif husumetinin bulunmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.—- 18/11/2002 tarihli yazısı ile, — kullanmış olduğu nakit kredi tarafından ödenmemiş olması nedeniyle borcu 109.891.000.000.00 TL olarak 05/12/2001,02/01/2002, 08/04/2002 ve 25/04/2002 tarihli blokaj taahhütnamelerine istinaden —tarafında ödendiği belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 303/1. maddesinde “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün. diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için: her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde açıklanmıştır. Madde metninden: bir. kararın maddi anlamda kesinleşmesi için öncelikle şekli anlamda kesinleşmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasında ilk verilen kararın Yargıtayca bozulması üzerine bozma kararındaki ilama uyulması halinde, taraf için usulü kazanılmış hak teşkil etse de. işbu dava için kesin hüküm ve usulü kazanılmış hak oluşturmayacağından, kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, davalı—- yönünden davanın kesin hükme ilişkin dava şartı nedeniyle usulden reddine ilişkin kararı usul ve yasaya aykırıdır. Belirtilen gerekçelerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılması gerekmektedir.” şeklindeki kanaat ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına dair karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında yargılamaya Mahkememizin işbu esası üzerinden devam olunmuştur.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
—.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış yapılan incelemede; davacı —- tarafından davalısı —- aleyhine tüm davalılardan 66.312 Euro ve 5.804 amerikan dolarının ödenmeyen çeklerin bankaya ibraz tarihi olan 07/11/2002 tarihinden itibaren devlet bankalarınca dövize uygulanan en yüksek döviz faizi ile birlikte B.K.83 göre fiili ödeme günündeki Türk lirası karşılığının 440 fazlası ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrıca davalılardan — 109.891.000.000 TL ‘nında gene ayrı tarihten geçerli olarak —- kısa vadeli krediler için uygulanan en yüksek TL avans faiz oranı ile birlikte 640 fazlası ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, tüm diğer dava ve hakları saklı tutarak mahkeme masraf ve vekalet ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle dava açıldığı: —Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyasında — karar sayılı kararı verilmiştir.
Anılan kararın temyizen incelenmesi üzerine Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin — esas — karar sayılı bozma ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği, bozma üzeri dosyanın —-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esas, sayılı esasını aldığı. ancak dosyanın takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığı ve sonrasında açılmamış sayılmasına dair karar verildiği, görülmüştür.
Asıl davada davacılar vekilince, murisleri —tarafından ikame edilen ve takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilen —Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-esas sayılı dosyasında ki talepleri ile ilgili olarak, davalı —–66.312 Euro ve 5.804 USD’ nin faizi ile ile tahsiline, tüm davalılardan 109.891 TL’ nin tahsiline, —– tarafından kullandırılan krediden murisin ödediği meblağın tahsilini dava dilekçesi ile talep etmiş, talep sonucunun açıklanmasının istenmesi üzerine, 05/12/2018 tarihli dilekçesiyle davacı vekilince—kredisiyle ilgili talebini davalılardan —- yönünden şimdilik 1 TL olarak tahsili şeklinde açıklanmıştır.
Birleşen—-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-esas sayılı dosyası ile ise ana davaya konu 109.891 TL yönünden, paranın muris —- tahsil edildiği 31/10/2002 tarihi ile ana dava tarihi olan 14/07/2010 tarihine kadar işlemiş ticari faizi, tutarlar belirtilmek suretiyle davalılar —-tahsili talep edilmiştir.
Ana davada taraf gösterilen —- yönünden, — bir tüzel kişiliği haiz olmadığı, —-şeklinde kullanılan işletme adı olduğu dosyaya ibraz edilen 24/08/2001 tarihli vekaletname içeriğinden anlaşılmış, bu davalının taraf ehliyetini haiz olmadığı değerlendirilmiş, dava şartı yokluğu nedeniyle dava bu davalı yönünden usulden reddedilmiştir. Davacı vekilince bu davalı yönünden davanın atiye bırakıldığı bildirilmiş ise de davanın geri alınması anlamına gelen bu talep yönünden davalı tarafın açıkça rıza göstermesinin gerekeceği, —-ise tüzel kişiliğinin bulunmadığı, tarat sıfatının da bulunmadığı değerlendirilerek yukarıda açıklanan suretle davanın onun yönünden reddine karar verilmiştir.Ana davaya konu —– tarafından kullandırılan krediden davacılar murisinin ödediği meblağın tahsili talebi ile ilgili olarak talep sonucunun açıklanması ve hangi davalılardan ne tutarda alacak talep edildiğinin bildirilmesi davacı vekilinden istenmiş, davacı vekilince talebi davalı —- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte şimdilik 1 TL olarak açıklanmış, ne var ki dava açıldıktan 8 sene sonra yapılan bu açıklama ekinde sunulan tüketici kredi sözleşmesi sureti ile ihtarname suretinden söz konusu krediye ketfaletinden kaynaklı olarak davacılar murisince yapılmış bir ödeme olup olmadığına ilişkin kanaat hasıl olmadığından bu talep yönünden, ispat edilemediğinden talebin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Yine davaya konu 109.891 TL’nin davalılardan —- ana davada ve faizinin birleşen davada tahsilinin talep edilmesine ilişkin olarak ise, davacılar murisi —- davalılardan— kullandığı krediye kefaleti nedeniyle ve kredi borcunun —- tarafından ödenmemesi nedeniyle banka tarafından tahsil edildiği gözetilerek davalılardan —-bu kredi ilişkisinin tarafı olmadığı bu talep yönünden pasif husumetlerinin bulunmadığı değerlendirilmiş, bu istemin asıl alacak kısmı yönünden asıl davada, faizi yönünden birleşen davada, bu davalılar yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
Asıl davaya konu edilen 109.891 TL’nin davalı —- tahsili istemi yönünden ise davalı —kullanmış olduğu kredinin ödenmemesi nedeniyle, 109.891 TL’nin davacılar murisi —-kefelati nedeniyle hesabından çekilmiş olduğu, bu tutar kadar davalı—- sebepsiz zenginleşmiş bulunduğu belirlenmekle; ana dava tarihi olan 14/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı — tahsili ile miras hisseleri oranında davacılara verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davaya konu edilen ve —– hesabından tahsil edilen 109.891 TL’nin esas alacak davasının açıldığı 14/07/2010 tarihine kadar sürece ilişkin faiz istemi yönünden birleşen davada bu tutarın 31/10/2002 tarihinde hesaptan tahsil edildiği bildirilerek ve faiz başlangıç tarihi olarak terditli istemler ileri sürülmüş ise de; — 18/11/2002 tarihli yazısı ile —- kullanmış olduğu nakit kredinin ödenmemiş olması nedeniyle kendisine 31/10/2002 tarihli ihtarın keşide edildiğinin bildirildiği, dolayısıyla bu tarihin, 109.891 TL’nin davacılar murisi hesabından tahsil edildiği tarih olarak esas alınamayacağı gözetilmiş. bundan başka davacılar murisince —Noterliğinden gönderilen 30/12/2002 tarihli ve —- yevmiye nolu ihtarın davalı —-02/01/2003 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda borcun ödenmesi için davalılara 5 gün süre tanındığı, buna göre davalı—- sebepsiz zenginleştiği 109.891 TL’ye ilişkin temerrüdünün 07/01/2003 tarihinde başladığı, birleşen davada asıl dava tarihine kadar işleyen faiz talep olunmakla, 07/01/2003-13/07/2010 tarihleri arasında 109.891 TL için faiz hesabı Mahkememizce “—-web sitelerinden istifade ile re’sen yapılmış bu şekilde belirlenen 168.687,20 TL’ye ilişkin hüküm kurulmuştur. 109.891 TL yönünden gerek asıl davada gerekse birleşen davada davacılar vekilince avans faizi talep olunmuş ise de ailevi bağlar nedeniyle kurulan borç ilişkisinde avans faizi hükmedilmesinin dayanağı bulunmadığı değerlendirilmekle yasal faize hükmedilmiş, birleşen davada da hesaplama yasal faiz üzerinden yapılmıştır.
Asıl davaya konu döviz borcu yönünden ise dosya içine sureti alınan ve Yargıtay denetiminden geçip kısmen bozulan —- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—- esas sayılı dosyasında da değerlendirilen ödeme planı protokolü başlıklı 22/05/2002 tarihli belgenin tetkikinde protokolün borçlu —- ile alacaklı —-arasında yapıldığı, söz konusu borca karşılık —-borç tutarı kadar bir gayrimenkulünü —- ipotek edeceğinin kararlaştırıldığı, 66.312 Euro ve 5.804 USD borcun ödeneceği vadelerin ve ilgili tutarların tablo halinde açıklandığı görülmüştür.Davalı —–vekilince her ne kadar cevap dilekçesinde ve aşamalardaki diğer dilekçelerinde, davanın zamanaşımına uğradığına yönelik, görev ve işbölümü yönünden itirazda bulunmuş, yanı sıra—– sağlığında davalıdan özür dileyip davalı ile barıştığı önceki davayı takip etmeyeceğini belirttiği 2008-2009 arası, uyuşmazlık konusu paraların elden ödendiği belirtilmiş ise de, verilen cevap dilekçesi cevap süresinden sonra sunulmakla zamanaşımı ve işbölümü itirazlarının süresinde yapılmadığı değerlendirilmiş itibar edilmemiştir. (Mahkememiz 03/08/2010 tarihli karar ile yasal 10 günlük süreye ek olarak 45gün ek cevap süresi talep üzerine verilmiş. bu karar 22/07/2010 tarihinde tebliğ edilmiş, 10 günlük yasal süre ilavesiyle 01/08/2010 tarihinden sonra 02/08/2010 tarihinden itibaren 45 gün ilavesiyle en geç 15/09/2010’da cevap dilekçesi verilmesi gerekirken 27/10/2010 tarihinde süresinden sonra cevap dilekçesi sunulmuştur.)
Borcun anlaşma ile son bulduğuna ilişkin iddialar ile ispat yükünü üstüne alan davalı tarafça, borcun sona erdiği usulünce ispat olunmamış ancak davacı tarafa borca karşılık 29/07/2004 tarihinde 23.212.374.000 TL ödeme yapıldığı Yargıtay—–esas sayılı ilamı ile de tespit edilmiş ve her 2 tarafça da beyan edilmiş olduğu gözetilerek ayrıca—- Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesinin — esas ve —- karar sayılı kaldırma kararı ile de: “taraflar arasındaki 27/05/2002 tarihli protokol ile belirtilen borç ve ödeme planına göre ödenmeyen borçlar nedeniyle 23.212,00 TL ödeme de bulunulduğu,—-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasında davacı —- beyanları ile sabittir” şeklindeki tespiti de dikkate alınarak yapılan bu ödemenin, döviz borcundan mahsubu gerektiği kanaatiyle ve ayrıca anılan kaldırma kararında; protokolün 5. maddesindeki taahhüdü nedeniyle davalı—- sorumluluğuna işaret edilmekle, döviz borcunun — ve —–terekesinden müştereken müteselsilen tahsiline dair karar vermek gerekmiştir.
Bu kapsamda Mahkememizce alınan 11/09/2019 tarihli bilirkişi raporundaki faiz hesaplarına iştirak olunmuş, protokole konu tutarın faizinin dava tarihi itibariyle 43.457.91 Euro ve 4.645.59 USD olduğuna Mahkememizce de kanaat getirilmiş, ancak karşılıksız kalan çek nedeniyle ceza yargılaması kapsamında ödenen 23.212,37 TL’nin karşılığı olan 13.070.76 Euro’nun ana paradan bu 13.070.76 Euro’nun faizinin de belirlenmiş faiz tutarından tahsili gerektiği yönündeki bilirkişi kanaatine iştirak olunmamış, zira yapılan ödemenin öncelikle faizden tenzil edilmesi gerektiği ödenen tutarın ayrıca faizinin tenzilinin yerinde olmadığı kanaatiyle Mahkememizce ödenen 23.212.37 TL’nin karşılığı 13.070,76 Euro’nun protokol gereği belirlenmiş oranlara göre hesaplanan 43.457.91 Euro’dan tenzil edileceği ve davacıların protokol gereği euro alacağının dava tarihi itibariyle 66.312 Euro+(43.457.91 -13.070,76:30.387.15)=96.699,15 Euro olduğu, dolar alacağının da 5.804 4 4.645.39 – 10.449,39 USD olduğu kanaatiyle belirlenen bu tutarlar yönünden davanın davalı — terekesi yönünden kabulüne, davacılar vekilinin 04/05/2019 tarihli dilekçesi gözetilerek belirlenen talep tutarının da fazlaya ilişkin kısmının reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte davalı— 1/7 oranda davacı — mirasçılarından olduğu alacaklı/borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle borcun 1/7’lik kısmının sukut ettiği, davalı — terekesinin borcun bakiye 6/7’lik kısmından sorumlu olduğu dikkate alınmıştır.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ana dava yönünden;
-Davalı —-yönünden davanın, taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
-Davaya konu;—- tarafından kullandırılan krediden davacılar murisinin ödediği meblağın tahsiline ilişkin talep yönünden sübut bulmadığından reddine,
-Davaya konu 109.891 TL’ye ilişkin talebin davalılar —- yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine
-Davaya konu 109.891 TL’ye ilişkin talebin davalı — yönünden kabulü ile, 14/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —-tahsili ile miras payları oranında davacılara verilmesine,
-Davaya konu döviz alacağı istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile;
96.699,15 Euro’nun (davalı —-terekesi yalnızca 82.884,98 Euro’sundan sorumlu olmak üzere) ve
10.449,39 USD’nin (davalı —- terekesi yalnızca 8.956,62 USD’sinden sorumlu olmak üzere) fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalı — terekesinden ve davalı —- terekesinden müştereken müteselsilen tahsili ile miras payları oranında davacılara verilmesine, aşan istemin reddine,
2-Birleşen dava yönünden;
-Davalılar —- yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
-Davalı — yönünden istemin kısmen kabulü ile 168.687,20 TL’nin davalı—- tahsili ile miras payları oranında davacılara verilmesine, aşan istemin reddine
3-Asıl dava alınması gerekli 21.566,99 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.697,45 TL ve yargılama esnasında yatırılan toplam 5.023,09 TL tamamlama ve ıslah harcı toplamı olan 8.720,54‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.846,45‬ TL harcın 4.471,36 TL’sinin davalı—- kalan 8.375,09‬ TL’sinin davalılar — terekesinden ve—terekesinden (Davalı —- terekesinin sorumluğu 7.178,28 TL ile sınırlı olmak kaydı ile) tahsiline hazineye irad kaydına,
4-Asıl davada davacı tarafından dava açılırken ve yargılama sırasında yatırılan harçlar toplamı olan 8.720,54 TL harcın 3.035,28 TL ‘sinin davalı — kalan 5.685,26‬ TL’nin davalılar — terekesinden ( Davalı —- terekesinin sorumluluğu 4.872,83 TL ile sınırlı olmak kaydı ile ) alınarak miras payları oranında davacılara verilmesine,
5-Asıl davada avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar için takdir olunan 47.201,13 TL nispi vekalet ücretinin tarafların sorumluluk oranlarına göre hesaplanan 16.428,92 TL’sinin davalı —-, kalan 30.772,20 TL’sinin davalılar—- ve — terekesinden (davalı —–terekesi sorumluluğu 26.374,85 TL ile sınırlı olmak kaydı ile) alınarak miras payları oranında davacılara verilmesine,
6-Asıl davada avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar —- terekesi ve —– terekesi için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin miras payları oranında davacılardan alınarak davalı — terekesi ve—- terekesine verilmesine,
7-Birleşen davada alınması gerekli 11.523,02 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.319,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.203,42‬ TL harcın davalı —— tahsiline hazineye irad kaydına,
8-Birleşen davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar için takdir olunan 26.303,08 TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak miras payları oranında davacılara verilmesine,
9-Birleşen davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar –terekesi ve—- terekesi için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin miras payları oranında davacılardan alınarak davalı — terekesi ve—- terekesine verilmesine,
10-Birleşen davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı —- için takdir olunan 13.480,32 TL vekalet ücretinin miras payları oranında davacılardan alınarak davalı —–verilmesine,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,Dair, Esas ve bileşen dosyada davacı Vekili, —- Tereke Tasfiye memuru vekili , Davalı —- Vekili yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.