Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/198 E. 2023/974 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/198 Esas
KARAR NO:2023/974
DAVA:Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:16/03/2023
KARAR TARİHİ:28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlulardan—— müvekkili tarafından —- çerçevesinde tanınan kredi limiti kapsamında nakdi ve gayrinakdi kredi kullandırıldığını, işbu kredinin —– tarafından müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, davalıların taksitleri ödememesi üzerine — Nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini ancak adreslerini değiştiren ve yeni adresi bildirmeyen borçlulara yapılan tebligatın iade geldiğini, ihtar ve çağrılara rağmen borcunu ödememekte direnen davalı-borçlular aleyhinde ——- sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız olarak takibe itiraz ettiklerini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı gibi takibin de yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, takibin haksız olduğunu, müvekkillerinin böyle bir borcu olmadığını beyan ederek davanın reddine davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.——— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının 08.12.2022 tarihinde davalı borçlular aleyhine 798,12 TL ihtarname, 18.679,23 TL asıl alacak olmak üzere toplam 19.477,35 TL toplam alacak için takip başlattığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ olduğu, borçluların 18.01.2023 tarihinde borca itiraz ettikleri, takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı belirlendi.Dosya rapor tanzim etmek üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup ——— hazırlamış olduğu raporda özetle; banka ile davalı 24.02.2021 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı —– müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığını, kefilin şirket ortağı olması nedeniyle eş rızasının aranmadığını, bankanın borçlu şirkete —- tarihinde, 12 ay vadeli aylık % 1,44 sabit faiz oranlı ve 39.451,88 TL/AY ödemeli, 430.000,00 TL taksitli ticari kredi kullandırdığını, asıl borçlunun ise 11 taksiti ödemiş olduğunu, son taksitin ise 20.930,30 TL’sini ödemiş olduğunu bakiye 18.521,47 TL’lik kısmı ödemediğini, 07.12.2022 tarihinde hesabın kat edilerek davalılara ihtarat yapıldığını ancak temerrüt oluşmadan takip başlattığını, yapılan hesaplama neticesinde asıl alacak miktarının 18.679,23 TL olduğunu, asıl alacak tutarına yıllık %22,464 oranında faiz işletilmesi gerektiğini beyan etmiştir.Dava, hukuki niteliği itibari ile; ——— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından hangi tutarda kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin hangi tutarının davalı tarafından ödendiği, davacının bakiye alacağının ne olduğu, kredi hesabının usulüne uygun kat edilip edilmediği, davalıların kredi borcundan sorumlu olup olmadığı, bu itibarla ——– takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.Davalı vekilinin icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği görülmekle taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 19. maddesinde İstanbul Anadolu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kıldığı anlaşılmakla yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı şirket ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalıların müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 18.679,23 TL TL olarak tespit edildiği, yine davalının noter masrafının belgelendirdiği anlaşılmakla takibin 19.477,35 TL devamı gerektiğini kanaatine varılmıştır. İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ———–Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile——— sayılı takibine davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptali ile; takibin; 798,12 TL ihtarname, 18.679,23 TL asıl alacak olmak üzere toplam 19.477,35 TL alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %22,464 oranında faiz işletilmek suretiyle, devamına fazlaya ilişkin istemin reddine
2-İtiraz olunan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.330,50 TL karar ve ilam harcından 235,24 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 1.095,26 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL başvuru harcı ve 235,24 TL peşin harcı toplamı: 415,14‬ TL ile aşağıda dökümü yazılı 2.176,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 3.200,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023