Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/194 E. 2023/842 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/194 Esas
KARAR NO:2023/842
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 15/03/2023
KARAR TARİHİ: 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı ——davacı müvekkili şirket nezdinde —- sigortalı olduğunu, —— gönderilmek üzere yüklemesi yapılan— emtiası —- navlun faturasına istinaden ——- plakalı araç ile davalı-borçlunun sorumluluğu altında taşındığını, emtiaların alıcıya varışını müteakip yapılan kontrollerinde hasarlı olduklarının görülmesi üzerine —— hasarlı teslim şerhi düşülmüş ve taşıyıcı temsilcisi olan sürücü imzalı hasar tutanağının tanzim edildiğini, davalı-borçlu taşıyıcı emtiaları sağlam, eksiksiz ve hasarsız bir vaziyette, yüke ilişkin yazılı hiç bir çekincelerini içermeyen temiz taşıma senedi ile teslim aldığını, ancak emtialar, davalı taşıyıcının sorumluluğu altında yapılan taşıma işlemleri esnasında hasarlandığını, bu nedenlerle gerek Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri gerekse ———-ilgili hükümleri gereği eksiksiz ve hasarsız olarak emtiaları teslim alan davalı taşıyıcının kendi sorumluluğu altında yapılan taşıma işlemleri esnasında emtiaların hasarlanmasına neden olması sonucu doğan zarar nedeniyle sorumlu olacağının kabulünün gerekeceğini, dava konusu emtialarda meydana gelen hasara istinaden gerekli tüm incelemeler ve araştırmalar yapıldığını, inceleme ve araştırma sonucu tanzim edilen ——- nolu ekspertiz raporuna istinaden poliçe teminatı kapsamında dava dışı sigortalıya (ödeme muvafakatnamesi ile) 4.219,68-USD tazminat bedeli ödendiğini, sigorta poliçesinin geçerli olduğu bir dönemde meydana gelen hasar ile ilgili dava dışı sigortalı firmaya hasar tazminatı ödemesi yapıldığından tazminat ödeme dekontu ile Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği halefiyet şartları sağlandığını, dava dışı sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili bakımından müvekkil sigortacı şirket sigortalının haklarına halef olmakta, böylece talepte bulunma, icra takibi açma ve dava hakkı da halefiyet ilkesi gereği müvekkili şirkete geçmekte, sorumlulara karşı rücu hakları kayıtsız ve şartsız olarak müvekkili davacı şirkete devredildiğini, icra takibi öncesinde davalı-borçluya rücu ihtarnamesi göndermişse de rücu ihtarnamesine olumsuz cevap verildiğinden CMR madde 27 gereği asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden icra takibi başlatıldığını, borca ve ferilerine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olan davalı-borçlunun itirazlarının iptalini sağlamak amacı ile başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalı-borçlunun takip dosyasına yapmış olduğu tüm itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı-borçlunun takip dosyasına vaki borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, TTK m.855/3 te; rücu haklarına ilişkin zamanaşımının rücu alacaklısının zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde zamanaşımına uğrayacağını hüküm altına aldığını, davacı davasının zararın doğumundan 1 yıl sonra, rücu borçlusunu ve zararı öğrendiği tarihten itibaren 3 aylık süreyi de geçirdiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, öğrenme tarihi dosyadaki belge ve bilgilerle sabit olduğunu, CMR konvansiyonu 17/4-b maddesi gereğince bu tür taşımalarda, emtianın zarar görmesi halinde taşıyan değil, emtiayı gönderenin (yükleme işleminden sorumlu olan) sorumlu olacağı açıkça hüküm altına alındığını, müvekkilinden söz konusu hasar bedelinin rücuen talep edilmesi haksız ve dayanaksız bir durum olduğunu, resmi yollardan yapılan bir hasar tespiti olmadığını, yükü taşıyan aracın yükün olduğu bölümdeki mühürler açıldıktan sonra malzemeyi kontrol etmesi ve varsa hasar durumu,hasarın malın araç içinde dağılmasından mı kaynaklandığı, istifleme hatasından mı olduğu açık ve tereddüde mahal vermeyecek şekildetespit edilmesi gerektiğini, meydana gelen zarar gönderici ve aynı zamanda yükleyici, istifleyici olan firmanın sorumluluğunda olduğunu, her türlü talep hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle davanın——— ihbarına, davacının davasının zamanaşımına uğraması ve haksız ve kötüniyetli ikame edilmiş davanın reddine, meydana gelen hasarda taşıyıcıdan kaynaklı bir durum olmadığını, gönderici -yükleyicinin sorumluğu olduğundan davanın esastan reddine, kötü niyetli takip nedeniyle davacının yüzde 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin ve arabuluculuk ücretinin davacıya yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davada dahili davalı sıfatını taşımadığını, taraf sıfatı kamu düzenine ilişkin olduğundan hakkında usul yasası hükümlerine göre dava açılamayan kişi ihbar talebi ile davalı sıfatı kazanamadığından aleyhlerine hüküm kurulamayacağını, davalı ——— sorumluluğunda yapılacak taşımaların, müvekkil şirket nezdinde ———— sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu hasardan sorumlu tutulabilmesi için, dava konusu taleplerin müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçenin teminatı kapsamında olduğu, ispata muhtaç olduğunu, hiçbir şekilde sorumluluğun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla birlikte, davacı tarafın sınırlı sorumluluk hükümleri üzerinde kalan talebinin reddine, ihbar olunan olarak aleyhlerine hüküm kurulamayacağını beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davacı sigortacının, dava dışı sigortalısına davalının sorumluluğunda olan taşıma işleminde oluşan hasar bedelini ödemesi nedeniyle davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.——– sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine —- tarihli takip talebine istinaden— tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı —— tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ işlemlerinin yapıldığı, borçlu tarafından verilen 18/11/2022 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, alacağın zamanaşımına uğradığının ileri sürüldüğü, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, bu haliyle eldeki davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
CMR madde 32″1- Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır ve şu tarihlerde başlar:
a) Teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihinden itibaren,
b) Tam kayıplarda, kararlaştırılan zaman limiti bitiminden 30 gün sonra kararlaştırılmış zaman limiti yoksa, yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki 60 ıncı günde,
c) Bütün diğer durumlarda, taşıma mukavelesinin akdedildiği tarihten sonraki üç aylık dönemin sonunda. Limit döneminin işlemeye başladığı gün bu döneme dahil edilmeyecektir.
2. Yazılı bir istem, taşımacı bunu yazılı bildiri ile geri çevirip, ona ilişkin belgeleri de iade edinceye kadar zaman limitini erteler. Talebin bir kısmı kabul edildiği takdirde zaman süresi anlaşmazlık konusu olan istek için tekrar devam etmeye başlar. Istemin alındığını, cevap verildiğini ve belgelerin gönderildiğini kanıtlamak, bu durumlara güvenen tarafa aittir. Aynı gayeyle yapılan başka istemler için zaman süresi ertelenemez.
” hükmüne amirdir.TTK madde 855″ (1) Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.
(2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar.
(3) Rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar.” hükmüne amirdir.Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafça taşımacı sıfatı olan davalı aleyhine dava dışı sigortalısına yapılan hasar ödemesinin rücuen tahsili için takip başlatıldığı, takibe itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, dava dışı ———davacı sigortacı nezdinde nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu,——— gönderilecek emtianın davalı sorumluluğunda taşımasının kararlaştırıldığı, emtianın alıcıya varışından sonra hasarlı olduklarının görülmesi üzerine 28/07/2015 tarihli hasar tutanağı düzenlendiği, tutanakta davalı temsilcisi araç şoförünün isim ve imzasının bulunduğu, davacının sigortalısına 03/09/2015 tarihinde 4.219,68 USD ödeme yaptığı, halefiyete ve sorumluluk ilkelerine istinaden davacının davalıya yapılan ödemenin taraflarına yapılması hususunda 27/11/2015 tarihli ihtarname gönderdiği, ihtarnamenin davalıya 30/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, dayanak takibin 04/08/2016 tarihinde başlatıldığı görülmüştür. Dava konusu taşıma uluslararası karayolu taşımasına yönelik olduğundan CMR Konvansiyonunun uygulanması gerektiği, ilgili konvansiyonun 32. Maddesine göre yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerektiği, 2. Fıkraya göre ise yazılı bir istem, taşımacı bunu yazılı bildiri ile geri çevirip, ona ilişkin belgeleri de iade edinceye kadar zaman limitini erteleyeceği, davacının ihtarına rağmen davalının cevap vermediği, bu kapsamda takip tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığı, yine TTK 855. Maddesi 3. Fıkrasına göre rücu haklarına ilişkin zamanaşımının, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davacının belirtilen 3 aylık sürede davalı tarafa başvurmadığından ödeme tarihinden itibaren 1 yıl şartının uygulama imkanının olmadığı, zamanaşımı süresini kesen işlemlerin taraf ve icra dairesi takip işlemleri olduğu, kesilen sürenin yeniden işlemeye başlayacağı, icra dosyasının fiziken ve ——kayıtlarından detaylı incelenmesinde; 04/08/2016 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, 2. Ödeme emrinin ise 25/07/2017 tarihinde düzenlendiği, daha sonra 11/06/2019 tarihine kadar takip işlemlerinin 1 yıllık süre içerisinde yapıldığı ancak 11/06/2019 tarihi ile 07/01/2021 (3. Kişilerdeki haklar üzerine haciz konulması talebi) 12/01/2021 ( bankalara haciz ihbarnamesi gönderimi) ve 04/03/2021 ( davacının haciz talebi) tarihi arasında zamanaşımını kesen işlem yapılmadığı, 11/06/2020 tarihinde sürenin dolduğu, 2020 yılı mart-nisan- mayıs- haziran aylarında Covid nedeniyle yargısal sürelerin durduğu 13/03/2020-15/06/2020 tarih aralığı gün sayısı eklendiğinde dahi bu sürede 1 yıllık sürenin her halükarda dolduğu, davalının süresinde bu defiyi ileri sürdüğü, davacı alacağının zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Takip konusu alacak zamanaşımına uğradığından davacının davasının reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL’nin peşin olarak yatırılan 1.348,23 TL’den mahsubu ile 1.078,38 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan17.900,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6——- bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleşince icra dosya aslının iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2023