Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/182 E. 2023/586 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/182
KARAR NO : 2023/586

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2017
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız—– Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine—–. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasında icra takibin yapıldığı, icra dosyasının dayanağının —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas ve —–. Sayılı gerekçeli kararında Bilirkişi Raporunda toplam 764.013,14 TL’nin iade edilmesi gerektiği tespit edilmişse de taleple bağlı olarak Sayın Mahkeme 734.190,13 TL’nin 354.761,01 TL bedelinin hizmetin verilmediğinden dolayı iade edilmesi gerekliği bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar vermiş olup, davacı tarafından ıslah edilmeyen kısım icra takibinde talep edildiği, icra dosyasına sunulun —–Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas ve—– Karar sayılı gerekçeli kararında aynı şekilde karar verildiği, sehven faiz alacağı 29.822,87 TL eksik talep edilen tutarın—-. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasında talep edildiği, davalı tarafından icra takibinin mükerrer olduğunu iddia ederek takibe itiraz ettiği, ilam takibinden de görüleceği üzere talep edilen tutarın 764.013,14 TL değil 734.190.13 TL olup iki tutar arasındaki fark olan 29.822,87 TL faiz talep edildiğini, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 icra inkar tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

ll. DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Esas ve —–Karar Sayılı davanın konusunun 1999 yılı ile 2007 yılları arasında ödemesi yapılmış olan terminal ve gözetim hizmet bedellerinin iadesi işlemi oluşturduğunu, 2007-2008 yılları arası döneme ait yapılmış olana ödemelerin iadesi talepli açılmış olan —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas ve —– Karar Sayılı dosyasında ise davacının feragati nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kesinleştiğini, asıl dava ile talep edilmeyen faiz alacağının huzurda açılmış dava ile talebinin mümkün olmadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine —-. İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı dosyasında icra takibin yapıldığı, icra dosyasının dayanağı olan —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–Esas ve—–sayılı gerekçeli kararında Bilirkişi Raporunda toplam 764.013,14 TL’nin iade edilmesi gerektiği tespit edilmişse de taleple bağlı olarak mahkemece 734.190,13 TL’nin 354.761,01 TL tutarın iade edilmesi gerektiğinden bahisle bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, eksik talep edilmeyen 29.822,87 TL faiz alacağının—- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında talep edildiğini, davalı tarafından icra takibinin mükerrer olduğunu iddia ederek takibe itiraz ettiği, ilam takibinden de görüleceği üzere talep edilen tutarın 764.013,14 TL değil 734.190.13 TL oldğunu iki tutar arasındaki fark olan 29.822,87 TL faizin şu an talep edildiğini, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 icra inkar tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle ; davalı aleyhine—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas ve—– Karar sayılı davanın konusunun 1999 yılı ile 2007 yılları arasında ödemesi yapılmış olan terminal ve gözetim hizmet bedellerinin iadesi işlemi oluşturduğunu, 2007-2008 yılları arası döneme ait yapılmış olana ödemelerin iadesi talepli açılmış olan —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– Esas ve —– Karar Sayılı dosyasında ise davacının feragati nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kesinleştiğini, asıl dava ile talep edilmeyen faiz alacağının huzurda açılmış dava ile talebinin mümkün olmadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; “.—– Asliye Ticaret Mahkemesinin ——sayılı gerekçeli kararın da; “Bilirkişi kurulu ek raporunda, davalının davacıya terminal ve gözetim hizmeti vermediğine dair belirleme kapsamında davacı yanca ödemesi yapılan terminal ve gözetim bedeli 354.761,01 TL olarak belirlenmiş ve dava tarihi itibarıyla reeskont faiz toplamı 409.252,13 TL olarak hesaplanmış, asıl davada davacı yanın 764.013,14 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.” ve yine anılan karar da “bilirkişi kurulu ek raporunun 2-A maddesinde listelenen toplam 354.761.01 TL bedelin ilgili hizmetin verilmemiş olması sebebiyle davacıya iade edilmesi gerektiği, bu miktar üzerinden dava tarihine kadar yapılan hesaplama üzerinden belirlenen işlemiş faizi ile birlikte toplam 764.013,14 TL’nin iadesinin gerektiği, talep 734.190,13 TL olmakla taleple bağlı hüküm kurulabileceği” belirtilmiştir. İşbu Mahkeme kararı, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle, 20.09.2016 tarihinde kesinleşmiştir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacı, davalıya karşı açmış olduğu davada, dava tarihine kadar işlemiş olan temerrüt faizi alacağının tutarını, Mahkeme kararında tespit edilmiş olana nazaran 409.252.13 TL – 379.429.12 TL = 29.823.01 TL eksik hesaplamış olduğu, davacıca 29.11.2016 tarihinde, işbu 29.823,01 TL’lik faiz alacağının tahsili için, davalı aleyhine icra takibine başladığı, davalının itirazı neticesinde takibin durması üzerine de işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Davalı, davacının takip ve dava konusu 29.823,87 TL’lik faiz alacağının zamanaşımına uğradığını iddia etmiştir.TBK.md.147/1 uyarınca dönemsel alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Faiz alacakları da dönemsel alacaklardandır. Davacının toplam 409.252,13 TL’lik faiz alacağını —– Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmüş olan davada 379.429,12 TL olarak hesaplamış ve talep etmiş olduğu, dolayısıyla da Mahkeme kararına nazaran 29.823,01 TL eksik hesaplamış ve talep etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının eksik talep etmiş olduğu 29.823,01 TL’lik faiz alacağının zamanaşımı süresi, ——Asliye ticaret Mahkemesinde görülmüş olan davanın açıldığı 19.04.2010 tarihinde baştan işlemeye başladığı, asıl alacağa ilişkin 19.04.2010 tarihinde—–.ATM ‘de 19.04.2010 tarihinde alacak davası açıldığı, alacağa ilişkin zamanaşımının bu tarihte kesildiği, bu davada ıslah yapılmadığı, 19.04.2015 tarihinde alacağın zamanaşımı süresinin dolduğu, eksik faiz alacağına ilişkin 29.823,01 TL için ise 29.11.2016 tarihinde takibe başlanıldığı, takip tarihi itibari ile alacağın zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından davanın reddine ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Kararın istinafı üzerine dosyayı inceleyen—-BAM —-.HD —– sayılı ilamı ile,
” —–. İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının davacı —–, borçlunun davalı—–olduğu 379.429,12 TL dava tarihine dek işlemiş faiz, 354.761,01 TL asıl alacak olmak üzere — ATM’nin—— sayılı dosyasının, —-ATM’nin —– sayılı dosyasının,—– ATM’nin ——sayılı dosyasının ayrı ayrı vekalet ücretleri ve işlemiş faiz tutarları olmak üzere toplamda 1.090.313,01 TL alacağın takibe konu edildiği, takip sebebi olarak —–Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/11/2013 tarihi, —– sayılı ilamının gösterildiği anlaşılmaktadır.
—-. İcra Müdürlüğünün —sayılı icra dosyasının incelenmesinde alacaklının —- borçlunun —– oldukları, 29.822,87 TL alacağın takibe konu edildiği, takip sebebi olarak —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–sayılı ilk gerekçenin 6. sayfasındaki ibare ve bozma sonrası yeni esas alan——. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–sayılı gerekçeli kararının 6. sayfasının 2. paragrafında belirtilen alacak toplamları farkının gösterildiği anlaşılmaktadır.Faiz talebi ayrı bir dava konusu yapılabilirse de, davalı daha önce mütemerrit duruma düşmüş ise, davacı dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren faiz istemeyip yalnız faiz istemekle, dava tarihinden itibaren faiz istemiş sayılır; yani temerrüt tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemde işlemiş olan faizden zımnen feragat etmiş sayılır. Bu halde mahkeme, dava tarihinden itibaren faize hükmettikten sonra, davacı, temerrüt tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için artık faiz isteyemez ( Prof. Dr.——).
Davacının faiz alacağına ilişkin talebi 1999 yılı ile 2007 yılları arasında ödemesi yapılmış olan terminal ve gözetim hizmet bedelleri ile önceki davanın açılış tarihi olan 19/04/2010 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olup, eldeki istinafa konu davadaki takip tarihinin 29.11.2016 olduğu, bu tarih ile ilk kararın verildiği tarih arasındaki döneme ilişkin faiz alacağı, ilk davanın yargılama süresine denk gelen ve o davada talep edilmeyen faiz alacağına ilişkin olduğundan, davacı bu döneme ilişkin faiz alacağını ayrı bir dava ile isteyebilecektir. O halde davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Asıl alacak ödenmedikçe faiz zamanaşımına uğramaz. Asıl alacak davasında faiz istememişse bu davanın açılmış olması faiz istemi yönünden zamanaşımını kesmez. Faiz davalarında zamanaşımı süresi asıl alacak süresine bağlıdır. Ancak bağımsız faiz davalarında bu sürelerin hesabı, asıl alacak zamanaşımı süresinin hesaplanmasından farklıdır. Çünkü asıl alacağın zamanaşımı süresi ileriye doğru hesaplanırken, bağımsız faiz davalarında zaman aşımı süresi, davanın açıldığı tarihten geriye doğru hesaplanır. Asıl alacağın zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile, eğer açılan dava sürmekte ise veya asıl alacak henüz tahsil edilmemişse, borçlunun temerrüdü para tahsil edilinceye kadar devam edeceğinden, faize ilişkin davanın açıldığı tarihten geriye doğru “asıl alacağın zamanaşımı süresi kadar” faiz istenebilir (Y. —-. H.D. 22.06.2017 tarih ve —–. sayılı ilamı).Sözleşmeden kaynaklanan alacağın talep edilebilmesi TBK’nun 146.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan bu süre içerisinde talepde bulunulması yeterlidir. Faiz alacağının talep edildiği eldeki istinafa tabi davaya esas takip tarihi 29.11.2016 tarihidir. Bu halde davacının bu tarihten geriye doğru 10 yıl içinde temerrüt faizi talep etmesi mümkündür.
Asıl alacağa ilişkin davada—- Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/11/2013 tarihi, —–sayılı ilamı ile dava dilekçesindeki talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, karar 20.09.2016 tarihinde kesinleşmiştir. Ancak dava ilk defa, —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —– numaralı dosyası üzerinden 12/03/2009 tarihinde açılmıştır. Dolayısıyla istinafa tabi davaya esas takip tarihi 29.11.2016 tarihi olmakla; esas alacağa ilişkin zamanaşımı süresi henüz dolmadan takip başlatılmış olduğundan ilk derece mahkemesinin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermesi hukuka aykırı olmuştur.” gerekçeleriyle mahkememiz kararını kaldırmıştır.Kaldırma kararı doğrultusunda dosya yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur. Dava, önceden görülüp kesinleşen alacağın tahsili talepli başka bir davadaki yargılama aşamasında bilirkişilerce tespit edilen ancak ıslah dilekçesi verilmediğinden taleple bağlılık ilkesi gereği mahkemece hükmedilmeyen faiz alacağının, tahsili talebi ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu,
—– Asliye Ticaret Mahkemesinin—–Esas —-Karar Sayılı ve —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin—– sayılı gerekçeli kararlarında taleple bağlı şekilde hüküm kurulduğu, davacının—–. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasında ilamlı takibe konu edilen miktar 764.013,14 TL ve 734.190,13 TL arasındaki ıslah edemediği miktar olduğu, takip bu iki rakam arasındaki fark olan 29.822,87 TL. Olduğundan, bu alacağın takibe konu edilmesinin yerinde olduğu değerlendirilerek itirazın iptaline karar verilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. (Yargıtay —–HD ——)Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının—-. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.037,21 TL karar ve ilam harcından 509,31 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.527,90 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı ve 509,31 TL peşin harç toplamı: 540,71‬TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.