Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/996 E. 2023/1046 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/996 Esas
KARAR NO:2023/1046
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:13/12/2022
KARAR TARİHİ:12/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil —– tarafından ——- aleyhine başlatılan icra takibine karşı borçluların haksız olarak itiraz etmesi sonucu duran takibin devamı için işbu itirazın iptali davasının ikame edildiğini, dava konusu uyuşmazlık TTK 4/1 uyarınca her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı için görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, söz konusu uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkeme HMK 16/1 uyarınca haksız fiilden zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu doğrultuda zarar gören davacının yerleşim yeri adresi ——olduğu için yetkili mahkeme —– Mahkemeleri olduğunu, işbu davaya konu uyuşmazlığın sebebini müvekkil şirkete ait —– plakalı araç ile davalı araç sürücüsünün idaresindeki —plakalı araç arasında—- —- tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası oluşturduğunu, müvekkil şirketin işleteni olduğu, dava dışı araç sürücüsü olan — idaresindeki —– plakalı araç ile kurallara uygun bir şekilde seyir halinde iken, davalı araç sürücüsü olan ——– plakalı aracın, müvekkil şirkete ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, çarpmanın sonucunda müvekkil şirkete ait araçta ciddi hasar meydana geldiğini, taraflar arasında anlaşmalı olarak maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiğini, tramer sorgu sonucuna göre de davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu ve müvekkilinin zararını kusuru oranında gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkil şirketin işleteni olduğu aracın onarımı müvekkil şirket tarafından yapıldığını, onarıma ilişkin müvekkil şirkete —- tarafından ——-tutarında fatura tanzim edildiğini, ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere davalı araç sürücüsünün asli ve %100 oranında kusurlu olduğunu, hasarın tespiti için ekspertiz yapıldığını, ekspertiz ücreti olan 289,10 TL müvekkil şirket tarafından ödendiğini, ekspertiz ücretini yargılama gideri olarak talep ettiklerini, davalı sigorta şirketi, müvekkil şirkete 2.126,00 TL tutarında ödeme de bulunduğunu, kalan bakiyenin tahsili için davalılar aleyhine ———sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalılar/borçlular tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiğini, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşmaya varılmadığını, davalı tarafın yasal evraklar ile likit bir alacağa karşı kötüniyetli olarak borcu olmadığı yönünde itiraz ettiğini, müvekkilinin alacağını almasında gecikmeye sebebiyet verdiğini, hasar tazminat meblağı doğrultusunda yapılan takibe ödemeyi geciktirme amacıyla haksız itirazda bulunan kötüniyetli davalı aleyhine alacak rakamının %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, haklı ve hukuka uygun davanın kabulüne,borçlunun takibe, asıl alacağa, ferilerine ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptaline, ——- sayılı icra dosyasındaki takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin Davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı vekili, müvekkil aleyhine ——–sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, taraflarınca takibe itiraz edildiğini, davacı tarafından itirazın iptali talebiyle ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, müvekkil şirket nezdinde —- numaralı—- sigortalanan —– tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle —— plakalı aracın maddi hasara uğraması sonucu, davacının talebi üzerine —- numaralı hasar dosyası açıldığını, işbu hasar dosyası kapsamında dosya müvekkili şirket tarafından ekspere tevdi edilerek araç maddi hasarı değerlendirmeye alınmış olup eksper raporuna istinaden 14.12.2020 tarihinde 2.126,00-TL araç hasarı, 18.08.2021 tarihinde 7.127,16-TL değer kaybı ödemesi yaparak poliçeden kaynaklı tüm sorumluluklarını ifa ederek borcundan kurtulduğunu, somut uyuşmazlıkta kaza 22.06.2020 tarihinde meydana geldiğini, kaza tarihi dikkate alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresinin somut uyuşmazlık bakımından bu süre geçtiğini, zamanaşımı sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkil sigortacı şirket, üçüncü kişilerin uğramış olduğu maddi zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, davacının, dava değerinin en az %20’si oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta davacı kazadan sonra müvekkile usulüne uygun olarak başvuruda bulunmadığını, işbu nedenle müvekkilin temerrüde dahi düşmediğini, bu durumda müvekkil aleyhine haksız olarak açılan davada kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz istemi usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi yoluna gidilmesi gerektiğini, öncelikle davanın usulden reddine, aksi takdirde esastan reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, haksız ve mesnetsiz davayı ikame etmiş olan davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, davacı tarafından sunulan ekspertiz raporlarının hükme esas alınmamasına ve ekspertiz ücreti taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın dayanağı olan icra takibinin yetkisiz İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, yetki itirazı ve yetkili icra dairesinin ——- İcra Daireleri olduğu hususunu itiraz dilekçesinde belirtilmiş olmasına rağmen dosya yetkili İcra Müdürlüğüne taşınmadığını, öncelikle icra müdürlüğünün yetkisizliği sebebiyle usulden reddi gerektiğini, huzurdaki dava, trafik kazasından kaynaklı itirazın iptali davası olduğunu, salt davacı tarafın ticaret şirketi olması, davayı ticari nitelikli dava haline getirmediğini, dava konusu, Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davacının tacir olması, davayı ticari dava niteliğine de dönüştürmediğini, müvekkil, gerçek kişi şahıs olup, tacir de olmadığını, huzurdaki davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevsiz olduğundan, görev itirazında bulunduklarını, davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiğini, huzurdaki dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın bu sebeple reddi gerektiğini, kaza tarihi 22.06.2020 olduğunu, sair hususlar nazara alındığında dahi kaza tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinin görüldüğünü, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü, araç maliki ve aracı sigortalayan sigorta şirketi müteselsil sorumlu olup, sigorta şirketine başvuruda bulunmuş ve alacağını tahsil etmiş olan davacının, bir de müvekkile karşı dava ikame etmesi haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetle ikame ettiği işbu davada, alacağın % 20’inden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası şeklinde gerçekleşen haksız fiil nedenine dayalı olarak tazminat istemine yönelik başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.Taraf teşkili sağlanmış, taraf delilleri celp edilmiş,uyuşmazlığın çözümü amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi rapor içeriğine göre; sigortalı —— plakalı aracın sürücüsü —- %100 oranında kusurlu, davacının işleteni olduğu —- plakalı aracın sürücüsü — kusursuz olduğu, —- plakalı araçta hasar tutarının kaza tarihi itibariyle KDV dahil 3.702,34 TL ve davalı tarafın bu tutarın tamamından sorumlu olduğu bildirilmiştir. ——— sayılı dosyasının tetkikinde; davacı (alacaklı) tarafından borçlulara ( davalılar) yönelik 23/09/2021 tarihinde 1.821,34 TL eksper ücreti ile eksik bakiye alacağı, 132,42 TL işlemiş faiz, 210,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.164,39 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçluların süresi içinde borca, ferilerine itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır.İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu cihette İcra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Davalı ——— tarafından takibe yetki yönünden de itirazda bulunulduğu, İİK’nin 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’a atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nin bu husustaki hükümleri uyarınca belirleyeceği sonucuna varılmaktadır.İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmasının gerektiğinden, izah edilen nedenlerden ötürü davacı tarafından yapılan icra takibinin geçerli bir icra takibi olup olmadığının tespiti gerekir. Mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir. İtirazın iptaline konu icra dosyasında, borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, HMK 7. Madde kapsamında birden fazla davalının bulunduğu durumda biri için yetkili olan icra dairesinin/ mahkemenin diğeri için de yetkili olacağı, davalı sigortanın adresinin ——– olması nedeniyle —- İcra dairelerinin yetkili olduğu değerlendirildiğinde takibe yetki itirazının yerinde olmadığı, özel dava şartı yokluğundan bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşılmış esasın incelenmesine geçilmiştir.Tüm dosya münderecatı kapsamında ; 22/06/2020 tarihinde, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü davalı —–yönetimindeki —— plaka sayılı araç ile seyir halinde iken aracının ön kısmı ile önünde aynı yöne seyir eden sürücü —- yönetimindeki —- plakalı aracın arka kısmına çarpması sonucunda dava konusu trafik kazası meydana geldiği, davalı nezdinde —-plakalı aracın davalı şahıs adına kayıtlı olduğu,Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere,
Davalı sürücüsü —— olayda tamamen kusurlu olduğuna, davacı sürücünün ise atfı kabil bir kusuru bulunmadığına kanaat getirildiği, Buna göre,—- tarihinde meydana gelen kazanın, —- plaka sayılı araç sürücüsü —–kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı,– plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—-plaka sayılı araç sigortacısı — Şirketi; Sigorta ettirenin, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması,—- araç maliki —– araç maliki olması nedeniyle araç işleteni olmasından kaynaklı KTK madde 85 kapsamında tehlike sorumluluğu bulunması, —– plaka sayılı araç sürücüsü —, araç sürücüsü olması nedeniyle TBK madde 49 kapsamında haksız fiil sorumluluğu bulunması, ——–kararında da belirtilen kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız eylem sorumluluğunun kurucu unsurları; Fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve zararın tümünün olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalıların sorumlu oldukları kabul edilmiştir.Davacı vekiline talep sonucu hakkında açıklama yapması için verilen süre içerisinde 21/03/2023 tarihli dilekçe ile 205,69 TL işlemiş faiz taleplerinin bulunduğu bildirilmiştir.Davacı adına kayıtlı —— plakalı araçta hasar tutarının kaza tarihi itibariyle KDV dahil 3.702,34 TL olarak hesaplandığı, davalının hasar bedeli olarak yaptığı 2.126,00 TL nin mahsubu sonucu 1.576,34 TL bakiye hasar bedelinin bulunduğu, taleple bağlı kalınarak 1.532,24 TL eksik bakiye hasar bedeli yönünden takibin devamına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.Davalıların işlemiş faiz sorumluluklarınındeğerlendirilmesinde, sigorta şirketi açısından davacının dava öncesi başvurusunun tarihinin 02/11/2020 olduğu, 8 iş günü sonrası olarak 12/11/2020 temerrüt tarihi olarak esas alınması gerektiği, bu tarih ile takip arası işlemiş yasal faizin 106,92 TL olarak Mahkememizce hesaplandığı, davalı araç maliki- sürücüsü açısından temerrüt tarihinin haksız fiilin gerçekleştiği kaza tarihi olan 22/06/2020 olduğu, bu davalı açısından faizin ise 173,04 TL olarakhesaplandığından ——-dosyasında davalı/borçluların 1.532,24 TL asıl alacak ile 173,04 TL işlemiş yasal faiz( davalı sigortanın sorumluluğu 106,92 TL olmak üzere) yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte icra takibinin devamına, aşan istemin reddine dair karar verilmiştir.Davacının talep ettiği hasar bedeli alacağı belirsiz olup inceleme sonucu belirli hale geldiğinden alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarakdeğerlendirilmesi gerekir. ——-Davacı yanın talep etmiş olduğu ekspertiz ücreti ise yargılama giderlerinden olup bu anlamda maddi tazminat içerisinde değerlendirilemeyecektir. ——- Bu cihette, davacı tarafça talep edilen ekspertiz ücreti alacağı, yukarıda belirtilen emsal kararlarda işaret edildiği üzere yargılama giderleri içersinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, açıklanan sebeple davacının ekspertiz ücreti tahsil talebinin, reddine karar verilmiştir; Lakin ekspertiz ücreti, yargılama giderlerindedeğerlendirilmesinden sebeple tarafların leh veya aleyhinde herhangi bir vekalet ücreti hesabına konu edilmemiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1) Davanın kısmen KABULÜ ile, —— sayılı dosyasında davalı/borçluların 1.532,24 TL asıl alacak ile 173,04 TL işlemiş yasal faiz( davalı sigortanın sorumluluğu 106,92 TL olmak üzere) yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA, aşan istemin reddine,
2) Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
289,10 TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri kısmında değerlendirilmesine,
3) Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 80,70 TL nin ve davacı tarafından yatırılan 3,50 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 84,20 TL’nin mahsubu ile 185,65‬ TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ——Yönünden kabul edilen tutarın toplam kabul tutarına oranlanması sonucu %96 oranındaki sorumluluğu gözetilerek 178,22 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile hazineye irad kaydına,
4) Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 3,50 TL ıslah harcı toplamı olan 84,20 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı —–sorumluluğu 80,83 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5) Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi gideri ile 155,25‬ TL tebligat müzekkere gideri ve yargılama gideri kısmında değerlendirilmesine karar verilen 289,10 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 2.536,55‬ TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (% 98,12 kabul) hesaplanan 2.488,86 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ——orumluluğu 2.389,30 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, arta kalanın davacı üzerinden bırakılmasına,
6) Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7) Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.705,28 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ——-sorumluluğu 1.637,06 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
8) Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 32,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9) Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre (% 98,12 kabul) 1.334,43 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı —— sorumluluğu 1.281,05 TL ile sınırlı olmak kaydıyla), kalan (% 1,88 Ret) 25,57‬ TL’sinin davacıdan tahsili hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10) Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2023