Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/995 E. 2023/801 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İ
stanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :2022/936 Esas
KARAR NO: 2023/802
DAVA :Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 23/11/2022
KARAR TARİHİ: 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

:Davacı vekili dava dilekçesinde

Müvekkil —— yurtdışından bir satıcıdan mal almak üzere anlaştığını ve davalı —- aracılığı ile —–işlemiyle mal bedelini satıcıya göndermek istediğini, —- tarihinde müvekkili şirketin euro hesabından 33.485.-euro gönderilmesi talimatının verildiğini, 28/06/2022 tarihinde gönderilen ve alınan e-postalarla ——- işlemine ilişkin evrak teati gerçekleştiğini, talimatta alıcı isminin sehven yanlış yazıldığından müvekkili tarafından düzeltme yapılmasının talep edildiğini, 06/07/2022 tarihinde ise düzeltme maksadıyla doğru alıcı isminin davalı ——- iletildiğini ve bankanın bu e-postayı dikkate alarak işlemleri takip ettiğini, davalı bankanın 08/07/2022 tarihinde müvekkiline gönderdiği e-posta ile; işlemin karşı banka tarafından reddedildiğini ve—— talimatı verilen tutarın müvekkili şirket banka hesabına iade edileceğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili ile satıcının görüşerek ve karşılıklı anlaşılarak mal alım-satım anlaşmasından vazgeçildiğini, müvekkilinin 20/07/2022 tarihinde söz konusu tutarın hesaba iade işlemlerinin henüz gerçekleşmemiş olması sebebiyle durumun kontrol edilmesi ve bilgi verilmesi amacıyla davalı bankaya tekrar e-posta gönderdiğini, 20/07/2022 tarihli maile istinaden şirket yetkilisi ——– telefon ile arandığını ve iade edileceği bildirilen tutarın alıcı hesabına gönderildiğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket söz konusu tutarın iade edilememesinden kaynaklanan sorumluluğun bankaya ait olacağını bildirdiğini ve davalı bankadan paranın iadesini istediğini davalı bankanın buna yanaşmadığı gibi müvekkilinin taleplerini de hiç dikkate almadığını, davalı bankanın hukuki sorumluluğu çerçevesinde herhangi bir adım atmadığını ve hiç bir sorumluluk üstlenmediğini, arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamdığını; güven kurumu niteliğindeki bankaların yapmış olduğu bildirimlere itibar edilmesi gerektiği, bu bildirimlerin müşterileri için bağlayıcı nitelikte olduğunu, müvekkili şirket ile davalı banka arasında gerçekleşen olayda müvekkili şirketin banka tarafından yapılan bildirime itibar edildiğini, davalı bankanın kendi beyanına aykırı davrandığını ve bir zararın doğmasına sebebiyet verdiğini, bu durum karşısında sağduyulu ve çözüm odaklı davranmayarak müvekkilinin mağduriyetine sebep olacak şekilde bir tutum sergilediğini belirterek haklı davalarının kabulüne, müvekkilinin zararının emtianın zayi olduğu tarih olan 21.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek—– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:

Davalı vekili cevap dilekçesinde

davacının tamamen kendisinin bulduğu/belirlediği bir satıcıdan satın aldığını beyan ettiği malın bedelini gönderdiğini ancak söz konusu işlemden vazgeçtiğini ve peşin ithalat bedeli transferini geri alamadığını iddia ederek kendi eylemlerinin sonuçlarını haksız olarak müvekkili bankaya yüklemeye çalıştığını ve iddia ettiği zararı, satıcıya, ödemeye, iadeye ve diğer hususlara ilişkin herhangi bir taahhüdü ve sorumluluğu bulunmayan ve ticari ilişkinin tarafı da olmayan müvekkili bankadan tahsil etmenin haksız gayreti içerisine girdiğini, peşin ithalat bedeli transferi işlemlerinde bankaların konumunun sorumsuz aracılık faaliyetinde bulunmaktan ibaret olup bu işlemlere ilişkin tüm riskin amire (ithalatçıya/alıcıya) yani davacıya ait olarak gerçekleştirildiği, bankaların; satıcıların mali durumlarına, icraatlarına, ticari itibarlarına, iyi niyetlerine, ödemeye, satıcının bankasının uygulamalarına ve diğer hususlara ilişkin hiçbir sorumluluk ve yükümlülüklerinin bulunmadığını bu bakımdan müvekkili bankaya hadisede herhangi bir sorumluluk yüklenmeye çalışılmasının hukuken mümkün olmadığını, peşin ithalat transferi ödeme işlemlerinde ulusal ve uluslararası düzenlemelere, yeknesak kurallara, genel bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olarak gerçekleştiren ve “sorumsuz aracılık faaliyeti” yürüten müvekkili bankaya husumet yönetilmesinin mümkün olmadığı gibi hadisede herhangi bir kusur ve sorumluluk atfedilmeye çalışılmasının da hukuken mümkün olmadığını, iddia konusu alım-satım ilişkisinin taraflarının davacı ve dava dışı satıcı—–yerleşik ——-olduğunu, söz konusu alım-satımın yapılıp yapılmayacağına alım-satıma konu malların davacıya satılıp satılmayacağına, satıcı dava dışı ——–söz konusu malları tedarik etme/gönderme kabiliyetinin bulunup bulunmadığına, satıcının bankasının uygulamalarına, ticaretten vazgeçme durumunda peşin ithalat bedelinin akıbetine ve sair bir çok hususun değerlendirilmesine hiç kuşkusuz davacı tarafından karar verildiğini, davacı gerçekten malları alamamışsa, dava dışı satıcı peşin ithalat bedelini iade etmemişse dahi bu, davacının kendi ticari değerlendirme ve kararlarında basiretli davranmadığını (kusurlu olduğunu), satıcıyı satıcının bankasını belirleme ve değerlendirmede alım-satım ilişkisinin şartlarında açık hataya düştüğünü ortaya koyduğunu, tacir olması hasebiyle basiretli davranmakla yükümlü olan davacının yurtdışı ticaret/ithalat/ihracat gibi süreçler hakkında da bilgi sahibi olması gerektiğini, davacının peşin ödeme talimatının sonuçlarının satıcının (havale alıcısı) unvanının yanlış yazılmasının sonuçlarının, peşin ithalat bedelinin satıcının (havale alıcısı) bankası tarafından reddedilmesinin sonuçlarının, peşin ithalat bedelinin satıcının (havale alıcısı) bankası tarafından reddedildiği tarihten sonra verilen yeni talimatın sonuçları şüphesiz biliyor olması gerektiğini, davacının söz konusu alım-satım ilişkisinde uğradığını iddia ettiği zararı bu alım-satım ilişkisinde hiçbir taraf sıfatı bulunmayan müvekkili bankadan talep etmesinin kötüniyetli olduğunu, müvekkili banka tarafından gerçekleşen işlemlerin ulusal ve uluslararası düzenlemelere, yeknesak kurallara, genel bankacılık uygulama ve teamüllerine ve en önemlisi davacının talimatlarına uygun olarak gerçekleştiği, süreçler, gerçekler, olağan hayat hadiseleri ve sair tüm durumlar birlikte değerlendirildiğinde davacının iddialarının ve taleplerinin uygulamada eşine belki de hiç rastlanılmayacak ilişkiler ve tertipler ile haksız çıkar elde etme amaçlı ve dahası suç oluşturan eylemler olduğunu; müvekkili banka şubesi tarafından gönderilen e-postanın bizzat davacı tarafından yapılan işlemlerin yine davacıya bildirilmesinden ibaret olduğunu, davacının peşin ödeme talimatının sonuçlarının, satıcının (havale alıcısı) unvanının yanlış yazılmasının sonuçlarının, peşin ithalat bedelinin satıcının (havale alıcısı) bankası tarafından reddedilmesinin sonuçlarının, peşin ithalat bedelinin satıcının (havale alıcısı) bankası tarafından reddedildiği tarihten sonra verilen yeni talimatın sonuçlarını şüphesiz bilmesi/biliyor olması gerektiğin——– tarihli son güncellemeden sonra, 06.07.2022 tarihinde yeni bir talimat verdiğini bilen/bilmesi gereken davacının bu talimatına istinaden peşin ithalat transferi işlemlerine devam edileceğini bilmesi gerektiğini, davacının para transferi işlemlerinden yaklaşık 20 gün sonra peşin ithalat transferinden vazgeçtiğini bildirmesi ve tutarın iadesini talep etmesinin süreçten anlaşıldığı kadarıyla davacının satıcı ve alım-satım işlemlerine ilişkin yaşamış olduğu bir kısım problemleri müvekkili banka üzerinden çözmeye çalışmak, bu işlemler ile ilgili sanki ortada bir ihtilaf varmış ve bu sorunun müvekkili Bankadan kaynaklıymış gibi bir algı yaratmak amacıyla tasarlanmış, haksız kazanç elde etmeye matuf ve açıkça kötüniyetli bir girişim olduğunu, iptal edilen bir alım-satım ilişkisinde satış bedelini iade etme sorumluluğunun bilindiği gibi münhasıran satıcı’ya (havale alıcısına) ait olduğunu, davacının her alım-satım ilişkisinde olduğu gibi ödenmediğini iddia ettiği bedel için alım-satım ilişkisine, poliçeye ve varsa diğer hukuki imkânlara dayalı olarak ancak ve ancak alıcı aleyhine yasal yollara müracaat edebileceğinin (etmesi gerektiği) tartışmasız olduğunu belirterek müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığından huzurdaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, müvekkili bankaya atfedilecek herhangi bir kusur ve sorumluluk bulunmadığından haksız ve hukuka aykırı olan davanın tüm talepler yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:

Dava, davacının Euro hesabından davalı bankaya sehven alıcı adı yanlış bildirilen yurt dışında yerleşik 3. Kişi firma hesabına para gönderme işleminden kaynaklı oluştuğu iddia edilen zarara yönelik tazminat davasıdır.
Taraf teşkili sağlanmış, taraf delilleri celp edilmiş, uyuşmazlığın çözümü için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi rapor içeriğine göre; dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişi Heyetine verilen görev ile anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme Mahkememize ait olmak üzere; davacı —————- ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğunu; davacı —-incelenen kayıtlarına göre; ——- hesabında; davaya konu edilen —— tarihinde davacı —– davalı —– Hesabından ——gönderildiği; —– Avansları Hesabında; —– tarihinde davacı tarafından davalı ——-firmasına 33.485,- Euro gönderildiği, 30.07.2022 tarihinde ise yapılan ithalat ——– sonucunda avans hesabının kapatıldığı; dava konusu para transfer işlemininin davacı şirketin yazılı talimatı ile gerçekleştirildiği, davalı bankanın aldığı talimata istinaden para transfer görevini yerine getirdiği, dava talimatında belirtilen havale lehtarı ile para gönderilen lehtarın aynı olduğu; dava konu işlemin tamamiyle davacının eyleminden kaynaklandığı, davalı bankaya isnat edilebilecek kusur tespit edilemediği bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriklerine göre; davacı firmanın davalı bankanın müşterisi olduğu, davacının davalı nezdinde Euro hesabının bulunduğu, davacı tarafça davalı bankaya 28/06/2022 tarihli talimat ile ———- isimli 3. Kişi firmaya gönderilmesini talep ettiği, davalı bankanın talimata istinaden para gönderimi için evrak işlemlerinin yapıldığı, paranın bildirilen alıcıya gönderildiği, davacı tarafça alıcının ünvanının sehven yazıldığı ileri sürülerek davalı bankadan düzeltme istediği ancak düzeltme işleminin yapılamadığı, hesabına para gönderilen yanlış alıcı tarafından iadenin yapılmadığı, oluşan durumun tamamen davacının eylem/ işleminden kaynaklandığı, davacı tarafça HMK 31. Madde kapsamında zarar iddiasının açıklattırıldığı, özetle iade edilmeyen – boş yere gönderilen para nedeniyle satış sözleşmesinin gerçekleşmemesinden kaynaklanan mahrum kalınan kar ve diğer masraflar olarak açıklama yapıldığı ancak davacının oluştuğunu iddia ettiği zararın tazmininde açıklanan gerekçeler kapsamında davalı bankanın sorumluluğundan söz edilemeyeceği kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL harcın, peşin olarak yatırılan 853,88 TL den harçtan mahsubu ile kalan 584,03 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2023