Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/991 E. 2023/341 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/991 Esas
KARAR NO : 2023/341

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
KARAR TARİHİ : 19/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı—–%28,6 payına sahip ortağı olduğunu, Şirket Yönetim Kurulunun, 12.02.2016 tarihli toplantısında pay sahiplerini Genel Kurul’a çağırma kararı aldığını, toplantı davetleri yapıldığını ve akabinde 02.03.2016 tarihinde Genel Kurul Toplantısı şirket merkezinde gerçekleştirildiğini, fakat anılan Genel Kurul Toplantısının, toplanma prosedürü açısından hukuka aykırı olduğu gibi, söz konusu Genel Kurul Toplantısı’nda alınan tüm kararlar da kanuna, usule, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, —- Yönetim Kurulunun, 12.02.2016 tarihli toplantısında —-sermaye artırımının yapılabilmesi amacıyla esas sözleşmenin değiştirilmesi için olağanüstü toplantıya davet etme kararı aldığını, bu kararın akabinde 15.02.2016 tarihli toplantı daveti taraflarına tebliğ olduğunu, ancak anılan davetiyede “fınansal tablolar, faaliyet raporu vs.” kanunda belirtilmiş olan belgelerin incelenmek üzere hazır edileceği belirtilmediği gibi toplantıya kadar olan süreçte bu belgelerin pay sahiplerinin incelemesine açılmadığını, bu belgelerin toplantı öncesi incelemeye açılması gerekliliğinin hükme bağlandığını, toplantı öncesinde kanunda belirtilen belgelerin pay sahipleri tarafından incelenmesinin önüne geçilerek açıkça kanuna aykırı hareket edildiğini, ayrıca, —– sermaye artırımı yapılmasının kabulüne ilişkin genel kurul kararı kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 73. Maddesinin 2. Fıkrasında sermaye artırımında istenilen belgelerde altı ayı aşmamış bir bilançonun gerekliliği vurgulandığını, —– sermaye artırımı için altı aydan fazla süreli, güncel olmayan bir bilanço kullanmasının kanuna aykırılık teşkil ettiğini, —– sermayesinin dış kaynaklardan artırılmasına ilişkin karar da kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, eğer —–3. Kişilerce ayni sermaye konulması isteniyorsa buna uygun bir şekilde hareket edilmesinin şart olduğunu, alınan sermaye artırımı kararı ile müvekkilinin —– pay oranının azaltılması ve müvekkilinin —– uzaklaştırılması hedeflendiğini, artırım miktarının da bu amaçla ciddi biçimde fahiş tutulduğunu, ortaklara yeni pay alma haklarını kullanımı için verilen 15 günlük süre sonunda kullanılmayan yeni pay alma hakları olduğu takdirde, kullanılmayan bu payların öncelikle—–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—- sayılı dosyasında değer tespiti kapsamında alınan 21.12.2015 tarihli bilirkişi raporu da birçok yönden açıkça hukuka aykırı olduğunu, olaydaki bilirkişi raporunun TTK’ya da açıkça aykırı olup TTK’da aranan hiçbir şartı karşılamadığını, alınan sermaye artırımı kararının bu açıdan da hukuka aykırı olduğunu bildirmiş, herhangi bir hak kaybı yaşanmaması ve telafisi imkânsız zararların ortaya çıkmaması için—– 02.03.2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda —– numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararların uygulanmasının ve ticaret siciline tescil ettirilmesinin işbu yargılamaya ilişkin hüküm kesinleşinceye kadar devam etmek üzere TTK m. 449 kapsamında yürütülmesinin geri bırakılmasına, yapılacak yargılama sonucunda 02.03.2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda 3 numaralı gündem maddesi altında alınan tüm kararların iptallerine ve geçersizliklerinin (butlanının) tespitine, tüm yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekilinin 17/05/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın TTK 437 gereği finansal tablolar ve faaliyet raporu gibi belgelerin genel kurul toplantısından 15 gün önce incelenmek üzere hazır edilmediğini, Genel Kurul davetinde belgelerin şirket merkezinde incelemeye açıldığına dair bir ibarenin olmadığını, sermaye artırımlında kullanılan bilançonun tarihinin 6 aydan fazla olduğunu ve bu nedenle Genel Kurul toplantısının—- nolu gündem maddesi altında alınan tüm kararların iptalini istediklerini, davacı tarafından iddia edilen sermaye artırımında kullanılan bilançonun güncel olmadığı yönündeki beyanların asılsız olduğunu, yeni pay alma haklarının ortakların kullanmamaları halinde öncelikle alacaklılara teklif edilmesi hususunun genel kurulun tasvibine sunulduğunu, ayrı bir genel kurul yapılmasının gerekli olmadığını, davacı yan tarafından iddia edilen vadesi gelmemiş alacakları sermayeye dönüştürüldüğü iddiasının hukuken kabul edilemeyeceğini, sermaye arıtımında dürüstlük kurallarına uygun olarak yapıldığını, işbu sebeplerle usulsüz olarak verilmiş olan ve icra kabiliyeti olmayan konusuz kalan tedbir talebinin reddini, tedbire ilişkin verilen ara kararın kaldırılmasını, yapılacak yargılamada davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilerek karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekillerinin 28/03/2023 tarihli talep dilekçesi ile karşılıklı olarak davadan feragate ilişkin beyan sundukları görülmüştür.Davadan feragat HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile 150,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.