Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/94 E. 2023/274 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/94 Esas
KARAR NO : 2023/274

DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —— 02.04.2018 tarihinde kambiyo senetlerine ilişkin icra takibi başlattığını akabinde takibin kesinleşmesi üzerine borçlu —–nezdinde bulunan—– Şubesi —— nolu banka hesabındaki mevcut para ve alacaklar ile haciz yazısından sonra da hesaba intikal edecek (yani haciz müzekkeresinden sonra hesaba geçecek) olan para ve alacaklara da haciz koyulduğunu bu kararın 0.04.2018 tarihinde söz konusu bankaya tebliğ edildiğini davalı bankanın müzekkereye muhalefet ettiğini “mevcut durum itibariyle —— ait banka hesabında 111,41 TL bulunduğunu, buna ek olarak; doğmamış, ümit ve ihtimale dayalı alacakların haczinin hukuken ve Yargıtay kararları gereği mümkün olmadığını ve bu sebeple icra dairesinin haciz kararının gereğinin yerine getirilmesinin mümkün olmadığını” iddia ettiğini ancak davalı bankanın cevabında haksız olduğunu beyan ederek şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak kanuni faiz ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın nezdindeki—— nolu hesabında/hesaplarında 111,41 TL mevcut olup, bu bakiye üzerine haciz şerhinin işlendiğini borçlunun banka nezdinde başkaca herhangi bir hakkı, malı veya alacağı olmadığını müvekkili bankadan müstakbel/ doğmamış alacaklara haciz koymasının beklenemeyeceğini ayrıca davada asliye hukuk mahkemeleri olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.—– İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya rapor tanzim etmek üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; bankanın usulüne uygun verilmiş haciz müzekkeresine muhalefet etmediğini, haciz ihbarnamesinin tebliği anında hesapta bulunan tutardan başkaca sorumluluğunun bulunmadığını beyan etmiştir.
Dava ticari bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Uyuşmazlık, müstakbel alacakların haczi kavramı içinde, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borca yeter bakiye bulunmayan borçluya ait banka mevduat hesabına ileride yatacak paraların haczinin de mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Uyuşmazlığın çözümü için müstakbel alacak kavramının içeriği belirlenmelidir. İİK’nun 88. maddesinde üçüncü kişide mevcut olanın haczi mümkün iken, 89. maddede düzenlenen haciz ihbarnameleri ile borçlunun borçlusu konumundaki üçüncü kişinin elinde o anda bulunan mal, alacak ve diğer hakların haczedilmesi mümkün olduğu gibi, borcun tamamen ödenmesine kadar geçecek sürede (işçi ve memurların işveren nezdindeki ücret alacakları, aylık kira bedeli, yüklenici lehine tahakkuk eden hak edişler vb. gibi) üçüncü kişi nezdinde oluşacak, müstakbel alacakların da haczi mümkün kılınmıştır. “Takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacaklar denir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedebilmek için, bir hukuki ilişkinin mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlusunun belli olması yeterlidir .(——).Ancak, borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacak, bu halde haciz müzekkeresinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacaklar haczedilebilecektir. Zira bu halde, borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet yoktur. (——
Borçlunun bankada mevduatı var ise, bankaya gönderilen haciz yazısı İİK.’nun 89. maddesinde yazılı birinci haciz ihbarnamesindeki şartları ihtiva etmese bile geçerli ve yeterli olup, borçlunun mevduatı haczedilmiş sayılır. Haciz yazısını alan banka, artık borçluya ödeme yapamaz. Sadece icra dairesine ödemede bulunabilir. Haciz müzekkeresini alan bankanın, takip borçlusuna ait mevduatı icra dairesi yerine, mevduat sahibine ya da başka birisine ödemesi hali, takip alacaklısına karşı sorumluluğunu gerektirmektedir.Ancak ; haciz müzekkeresinin tebliği anından sonra hesaba gelen paraların müstakbel alacak teşkil etmesi halinde hacizli olduğu kabul edilebilecektir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedebilmek için, bir hukuki ilişkinin mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlusunun belli olması gerektiği yukarıda açıklanmıştır. Borçlusu (ödeme yapacak) belli olmayan , sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, hesaba gönderilen paranın müstakbel alacak olarak kabulü mümkün olmadığından bankanın haciz müzekkeresine aykırı hareket etmediği kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —- (Sicil no:——) Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.