Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/93 Esas
KARAR NO:2023/970
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/02/2022
KARAR TARİHİ: 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki anlaşma neticesinde müvekkilinin davalıya ürün teslim ettiğini ve fatura düzenlediğini, ancak davalının ödeme yapmadığını bu nedenle müvekkilinin —— sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu faturalardaki yükümlülüklerini davalı yanın yerine getirmediğini, müvekkilinin işbu nedenle ödeme yamadığını beyan ederek davanın reddine davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir———dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 15.12.2021 tarihinde 94.481,45 TL alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 21.12.2021 tarihinde tebliğ olduğu, borçlunun 23.12.2021 günü borca itiraz ettiği, takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı belirlendi.İlgili vergi dairelerinden tarafların — formları dosyamız arasına alınmıştır.Davacı şirketin ———— mahkememiz yargı çevresi dışında olduğu belirlenmekle davacı ticari defter ve kayıtlarını incelemek üzere —– talimat yazıldı. Mahkemece alınan raporda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinde 94.481,45 TL alacaklı olduğunu belirtmiştir.Davalı yanın ticari defterlerini incelemek üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi —— hazırlamış olduğu raporda özetle; davalı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, davalı defterlerine göre davalının 10.12.2021 davacıya 94.280,85 TL borçlu olduğunu, taraf defterleri arasındaki çelişkinin —– tutarlı faturanın ödemesinin davacının kayıtlarında bulunmamasında kaynaklandığını belirtmiştir.Dava faturadan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının: Davacı yanın faturadan doğan edimlerini ifa edip etmediği, davacının, davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı, davacı tarafça yapılan——- icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali gerekip gerekmediği hususunda toplanmaktadır.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davanın fatura alacağından oluşan alacağın tahsili için yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devamı için açılan itirazın iptali talepli olduğu, mahkememizce tarafların defterlerinin incelenmesi için dosyanın bilirkişiye sevk edildiği, davalı defterlerinde 94.280,85 TL borçlu olduğu sabit olup davalı fatura konusu hizmeti almadığını iddia etmiş ise de ticari defter ve kayıtların aksinin eş belge ile ispatlamak zorunda olan davalı bu yönde delil dosyaya sunmamıştır. Öte yandan —– tutarlı fatura davalı defterinde ödeme olarak kaydedilmiş ise de davalı işbu faturanın ödendiğine ilişkin dosyaya delil sunmadığından davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmıştır.İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.——–Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının ——— sayılı dosyasında vaki itirazının İPTALİ ile, takibin aynen devamına
2-Hükmedilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.454,03 TL karar ve ilam harcından 1.141,10 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 5.312,93 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 1.141,10 TL peşin harcı toplamı: 1.221,80 TL ile aşağıda dökümü yazılı 3.412,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023