Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/896 E. 2023/604 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1015
KARAR NO : 2023/606

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2022
KARAR TARİHİ : 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile davacı arasında ticari iş ilişkisi çerçevesinde düzenlenen faturaya konu borcun, davalıca ödenmesi gerekirken bugüne kadar davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, bunun üzerine davalı hakkında —-İcra Müdürlüğü’nün—-esas sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak bakiye 114.397,76 TL asıl alacak ve işlemiş faizinin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, davalının itirazlarının haksız olduğu ve kötü niyetli olduğunu, fatura tarihi 09.02.2022 olduğunu, davalı 09.05.2022 tarihinde mesnetsiz bir şekilde bu kez de borcu ödememek için gizli ayıp olduğu iddiasında bulunduğunu, bunların tamamının davacının alacağını sürüncemede bırakmak amaçlı yapıldığı, davalı siparişini 16 Eylül 2021 tarihinde Eylül ayındaki birim fiyat üzerinden 500 gram baklava kutu 5.350 adet, 1000 gram baklava kutusu 3520 adet, 500 gr. baklava çantası 3825 adet 1000 gramlık baklava çantasından 3670 adet sipariş üretim için onaylanmış ve davacı şirket tarafından üretime geçildiğini, 17 Kasım 2021 tarihinde ürünlerin artık teslim alınmaması üzerine davalıya bilgi verildiğini, gelip alacaklarını beyan etmeleri üzerine davacı iyi niyetli olarak bir süre daha beklediği, 22 Aralık 2021 tarihinde davacı tekrar sipariş teslim alınacağı konusunda oyalandığı, davacı bu süreçte bu malzemeleri başka iş için kullanabilecekken üretimi tamamlanmış ürünler için Eylül 2021 ‘den Şubat 2022’ye kadar bekletilmiş olduğunu, davacı 09.02.2022 tarihinde ödenmesi gereken fiyat üzerinden faturayı karşı tarafa gönderdiğini, davalının borca itiraz dilekçesinde anlaşmaya uygun olmayan ücretlendirme yapıldığı iddiasını da kabul etmediklerini, fatura tarihindeki birim fiyata göre faturalandırma yapıldığını, ancak davalının, icra takip dosyasına sundukları açık faturadan dolayı borçlu bulunduğunu, davalı itirazında davacı şirkete borcu olmadığından bahisle borca itiraz ettiği, davalının davacıya belirtilen faturadan dolayı borçlu olduğunu, davalı alım, satım işleminden kaynaklanan borcunu davacı şirkete zamanında ödeyemediğini, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda sundukları ayrıntılı cari hesap dökümü ve ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde davalı şirketin davacı şirkete olan borcunu ödemediğini, davacı şirkete takipte belirtilen —- fatura no.lu 09.02.2022 tarihli fatura alacağı 114.397,76 TL borcu olduğu açık ve net olarak ortaya çıkacağını, uygun görülecek teminat karşılığında davalının taşınmazları ve araçları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, borçlunun borca ve icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin—-İcra Müdürlüğü—- Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faiziyle ödeme) takip konusu alacağın % 20’sindan az olmamak üzere tazminata mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
—-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 22/04/2022 tarihinde asıl alacak olarak 114.397,76 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 07/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde ürünlerin anlaşmaya aykırı üretildiği, ücretlendirmenin yanlış yapıldığı ileri sürülerek borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —-tarafından düzenlenen 01/06/2023 tarihli raporda ; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi, bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; davacı —-2022 yılına ilişkin Envanter defterinin açılış/ kapanış tasdikleri ile GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının süresinde yapıldığı, T.T.K’ nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre süresinde usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin kendi defter kayıtlarının birbirini doğruladığının görüldüğü, davalı —–huzurdaki davaya katılmadığını, cevap dilekçesi sunmadığını, 05.05.2023 tarihinde Mahkeme kaleminde yapılan incelemeye katılmadığını, ticari defterlerini ibraz etmediğinden defter kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığını, davacının alacak talebi ve teslim tesellüm yönünden; davacının —-. İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı 22.04.2022 takip tarihli 114.397,76 TL tutarlı asıl alacak talebine ilişkin yapılan incelemede; davacı şirketin raporun 4.b.bölümünde incelenen kendi ticari defter kayıtlarında, davalı açık hesabında takip tarihi itibariyle 114.397,76TL tutarında alacaklı gözüktüğü, davacı şirketin kendi defter kayıtlarında davalı açık hesabında takip konusu fatura haricinde herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, takibe konu edilen alacak talebine ilişkin dosya kapsamında yer alan fatura içeriğinde yazılı malların davalı tarafa teslimine ilişkin dosya kapsamında davacı vekilinin sunmuş olduğu 08.02.2022 tarih, —-seri nolu sevk irsaliyesinde davalı şirket adına malları teslim alan bölümünde —-isim imzasının bulunduğunun görüldüğünü, tüm bu hususlar çerçevesinde; davacının —- İcra Dairesinin —- Esas sayılı 22.04.2022 takip tarihli 114.397,76 TL tutarlı asıl alacak talebini somut olarak ispat etmesi gerektiğini, davacı/alacaklının takip öncesi için faiz talebinin bulunmadığını, taleple bağlılık kuralı gereği bu hususta ilave bir değerlendirme yapılmadığını, kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; işin ticari iş olması, temerrüt faiz taraflarca önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında 3095 s.k m.2/2 kapsamında faiz talep edebileceğinin, gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğunu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığını bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 114.397,76 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafa 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, takibe dayanak fatura ile ilişkili düzenlenen sevk irsaliyesi altında teslim alan bölümünde adı yazılı kişinin davalı ile irtibatı hususunda isticvap tutanağı ve davetiyesinin usulüne uygun şerh ile birlikte davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın duruşmaya katılmadığı, sevk irsaliyesi altındaki imzanın davalı şirketten sadır olduğu maddi vakıasının ikrar edilmiş sayılması gerektiği kanaatine varıldığı, davalı taraf takibe itiraz dilekçesinde ürünlerin anlaşmaya uygun olmadığı ileri sürmüş ise de yargılamada aykırılık iddiası kapsamında ispata yarar delil ibraz etmediği, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 114.397,76 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KABULÜ ile, — İcra Dairesinin —–Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun 114.397,76 TL asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen 114.397,76 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 7.814,51TL’den peşin olarak yatırılan 1.381,64TL nin mahsubu ile 6.432,87‬ TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.381,64 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 92,20TL ilk dava masrafı, 2.000,00TL bilirkişi, 285,00 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.377,2‬0 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 18.159,66 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.