Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/895 E. 2023/874 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/895 Esas
KARAR NO:2023/874
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/11/2022
KARAR TARİHİ:07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı borçlunun, tanzim edilen faturalar ile sabit bakiye kalan borcunu ödemediğinden hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirket, şirket kayıtları incelemesi neticesinde herhangi bir bedel belirtmeksizin takibe konu borç miktarı kadar davacıya borcunun olmadığını iddia ettiğini, davacı ile davalı şirket arasında makine bujisi alım, satımından kaynaklanan ticari iş ilişkisinin bulunduğu, davacı teslim ettiği malların irsaliyeli elektronik faturalarını süresi içerisinde düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalı şirket, almış olduğu malların bedelini belli aralıklarla davacının bildirdiği banka hesabına —– yoluyla toplu şekilde ödemeler yaptığını, ancak davacı, yapmış olduğu hesaplamalar neticesinde, ödemelerin eksik yapıldığını, bakiye kalan —— bedelli teslim ettiği makine buji ücretinin kendisine ödenmediğini fark ettiğini, davalı taraf borca tam olarak itiraz etmiş olmakla birlikte takibe konu miktar kadar borcu olmadığını belirterek taraflar arasında makine bujisi alım, satıma dayalı bir borç ilişkisinin varlığını kabul etmiş olduğunu, bu sebeple aralarında borç doğuran bir hukuki ilişkinin varlığının ikrar edildiği, davalı borçlunun, icra takibine konu bedeli ödemekten imtina etmesi ve hakkında açılan icra dosyasına tam itiraz etmesinin kötü niyetli olduğu, işbu hususun ispatı açısından davacıya ait banka hesap hareketlerinden de görüleceği üzere ödemelerin eksik yapıldığının açık olduğunu, tarafların aralarında makine bujisi alım, satımı yaptıkları ——— tarihleri aralığındaki davacı banka hesap hareketlerinin celbini talep ettiklerini davanın kabulü ile ilgili icra dosyasındaki kısmi itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, davalının haksız ve kötüniyetle yaptığı itirazı nedeniyle İİK m.67 hükmü kapsamında hükmolunacak alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının davaya konu icra takibine dayanak olarak bildirdiği belgelerin davalı tarafa tebliğ edilmediği, davacı şirketten öğrenildiği üzere ödeme emrinde bildirilen bakiye bedellerin gerçeği yansıtmadığını, mevcut durumda; ödeme emrinde söz konusu borcun tam olarak neden kaynaklandığı, talep edilen alacak kalemlerinin neye ilişkin olduğu ve hangi tarihte ne şekilde tahakkuk ettiği açıkça belirtilmediğini, borca konu miktarların hangi sebepten kaynaklandığı açıkça belirtilmemekle faiz oranları da yasal mevzuata aykırı olarak işleme konulduğunu, davacı şirketin iddia edildiği gibi kötü niyetli olmayıp tebliğ edilen ödeme emriyle bildirilen, kaynağı belirsiz borca bahsi geçen miktarın haksız olması sebebi ile itirazda bulunma zarureti doğduğunu, bunun üzerine davacı taraf itiraz karşısında itirazın iptali yoluna gidildiği, huzurdaki dava haksız ve kötü niyetli olmakla davalı şirketin baskı altında bırakılmak istendiğini, davacı şirketten öğrenildiği üzere her ne kadar davacı yanca tek taraflı olarak tanzim edilen faturalar mevcut ise de, davalı şirkete fatura kesilen mal ve hizmet teslimi yapılmadığı, işbu husus tarafların ticari kayıtlarında mevcut teslim, tesellüm tutanaklarının, irsaliye faturalarının incelenmesi halinde ortaya çıkacağı, davalı şirketin takipte alacaklı görünen tarafa takipte anılan miktar kadar borcu bulunmadığını, takip dayanağı davalı şirkete tebliğ edilmemekle takibin dayanaktan yoksun olduğunu, alacaklının dava dilekçesinde değinmiş olduğu hususlar alacağını ispata yarar vaziyette olmadığını, fazlaya ilişkin dava, talep ve delil sunma hakları saklı tutarak davacı tarafından açılmış itirazın iptali davasının reddini, işbu davanın açılmasında haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.——- sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 01/09/2022 tarihinde asıl alacak 2.147,60 Euro= 39.123,68 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 16/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 16/09/2022 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi ———- tarafından düzenlenen 27/04/2023 tarihli rapora göre; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi, bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup, Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin 2022 yılı ticari defterlerinin açılış onaylarının süresinde yapıldığı, Yevmiye defteri kapanış onayının yasal süresinin 30.06.2023 olması sebebiyle henüz kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, T.T.K’nu ve V.U.K’ nu hükümlerine göre ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin kendi defter kayıtlarının birbirini doğruladığının görüldüğünü, davalı şirketin 2022 yılında e-defter kullanıcısı mükellef olduğu, raporun 4.a.2 bölümünde incelenen 2022 yılı Envanter defterinin noter onayları ile GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i kebir e-defter beratlarının süresinde alındığı, T.T.K” nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirketin kendi defter kayıtlarının birbirini doğruladığı görüldüğü, davacının Alacak Talebi Yönünden: Davacının takip konusu fatura alacağına ilişkin her iki tarafın ticari defter kayıtları ve dosya kapsamında sunulan diğer deliller irdelendiğinde; 01.09.2022 takip tarihi itibariyle, davacı şirketin kendi defterlerinde 2.147,60 EUR karşılığı 36.085,59 TL tutarında alacaklı, davalı şirketin ise kendi defterlerinde davacı açık hesabından 2.153,94 EUR karşılığı 36.465,95 TL tutarında borçlu gözüktüğü tespit edildiği, tarafların defter kayıtları arasındaki uyumsuzluğun EUR tutarlı fatura ve ödeme işlemlerinin farklı EUR kur kullanarak kayıt yapılmasından kaynaklandığı, defter kayıtlarında irdelendiğinde takip dayanağı faturanın her iki tarafın kendi defterlerinde lehte ve aleyhte kayıtlı olduğu tespit edildiğini, raporun 4.c. bölümünde davalı şirketin incelenen —- bildirim formlarında, davacı —– yılında 2 adet fatura karşılığı ——— bildiriminde bulunduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak “alım” yazmayacağı, beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiğinin değerlendirildiğini, tüm bu hususlar çerçevesinde; davacının—– sayılı dosyasında ——– asıl alacağına ilişkin ispat karinelerinin oluştuğu tespit edilmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 2.147,60 EUR karşılığı 36.085,59 TL tutarında alacaklı, davalı şirketin ise kendi defterlerinde davacı açık hesabından 2.153,94 EUR karşılığı 36.465,95 TL tutarında borçlu olarak göründüğü, HMK. 221. maddesi gereği —–formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——–davalının —–bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının—–formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—— davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —– davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 2.147,60 EUR kadar alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KABULÜ ile,——— sayılı dosyasında davalı/borçlunun 2.147,60 Euro asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen 2.147,60 Euro (takip tarihi itibariyle 39.123,68 TL) asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Alınması gerekli karar harcı 2.672,53 TL’den peşin olarak yatırılan 479,68 TL nin mahsubu ile 2.192,85‬ TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4)Davacı tarafça yatırılan 479,68 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5)Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi, 223,25‬ TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.315,45‬ TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6)Davalı tarafça sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7)Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8)Dava şartı arabuluculuk kapsamında Hazine tarafından ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
9)Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/11/2023