Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/829 E. 2023/1006 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/829 Esas
KARAR NO:2023/1006

DAVA: Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Yönetim Kurulu Kararının İptali)
DAVA TARİHİ:21/10/2022
KARAR TARİHİ: 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Yönetim Kurulu Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı şirketin 16/09/2022 tarihli yönetim kurulu toplantısında müvekkili hakkında “taahhüt edilen sermaye pay bedellerinin kalan kısmının ödenmesi için karar alınmış ödenmemesi halinde ihtara gerek kalmaksızın faizi ile ödemekle yükümlüdür” şeklinde karar alındığını, kararın aynı gün —— aynı gün bildirildiğini —— tarihli yönetim kurulu kararının —- yayımlandığını sonra——— sayfasında yönetim kurulu kararında olmamasına rağmen “iskat işlemine ilişkin ihtar” şeklinde bir ilan daha yayımlandığını iskat işlemine ilişkin ihtar yapılması, şirketin malvarlığının korunması ve sermayenin korunması hakkındaki emredici hükümlere aykırı olduğunu anonim ortaklığının temel yapısını dikkate almayan bir yönetim kurulu kararı olduğunu beyan ederek şirketin 16/09/2022 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında alınan kararın ve bu karara dayanılarak yapılan ticaret sicil gazetesi ilanlarının kanuna ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olması sebebiyle butlan olduğunun tespiti veya iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle;
iptali istenen kararın Türk Ticaret Kanunun 481. Maddesi gereğince yönetim kurulu tarafından kanunun kendisine yüklediği yükümlülük nedeniyle alınmış bir karar olduğunu esas sözleşmede başka bir yöntem belirlenmediğinden yönetim kurulu tarafından ilan yoluyla ödeme çağrı yapılmasına karar verildiğini 21.08.2020 tarihli genel kurulunda sermaye artırımına karar verildiğini davacı tarafından sermaye artırım kararı alındığın artırılan sermayenin ¼’ü peşin geri kalanı 24 ay içinde ödeneceği pay sahipleri tarafından taahhüt edildiğini genel kurul kararının 27.08.2020 tarihli ———- yayınlanmış olduğunu pay sahiplerinin 27.08.2022 tarihinde sermaye koyma borçlarını ödemeleri gerektiğini davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen tek pay sahibi olduğu için yönetim kurulunun —– nolu kararı gereği karar alındığını iptali istenen ——- sayılı yönetim kurulu kararının konusu; sermaye koyma borcunu süresinde yerine getirmeyen pay sahibini ödeme çağrı isteminden ibaret olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.——- sayılı soruşturma dosyası dosyamız arasına alınmıştır.—– sayılı soruşturma dosyası dosyamız arasına alınmıştır.—— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.Dosya rapor tanzim etmek üzere alanında uzman mali müşavir bilirkişiye ve ticaret hukuku uzmanı bilirkişiye heyet halinde tevdi edilmiş olup heyet hazırlamış olduğu raporda özetle; davalı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davalı şirketin ortaklar pay defterinin incelenmesinde ortaklarının ——– tespit edildiğini, defterlerin incelemesinde davacının —— ödenmemiş sermeye borcunun bulunduğunun tespit edildiğini, davalının——— yazısında; davalı şirketin ——– tarihli almış olduğu karara istinaden bildirim yapıldığının görüldüğünü, kararın —– yayınlandığını,—- tarihinde ise iskat işlemlerine ilişkin ihtarın yayınlandığını — tarihli kararın iptal edilebilirlik ya da butlan şartını taşımadığını belirtmişlerdir.Dava, 16/09/2022 tarihli yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının: Davalı şirketin 16/09/2022 tarihli yönetim kurul kararının TTK hükümlerine aykırılık içerip içermediği, kararın iptali şartlarının oluşup oluşmadığı şeklinde olduğu belirlendi.Davacı tarafından ayrıca, ödemeye çağrıya ilişkin usulde genel kurulun yetkisindeki bir hususun yönetim kurulu tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. Genel kurulun görev ve yetkileri TTK madde 408’de gösterilmiştir. Burada ve TTK’nın çeşitli hükümlerinde belirtilen hususlar dışında anonim şirketin yönetimi TTK madde 365 gereği yönetim kurulunun görev ve yetkisindedir. Ödemeye çağrı başlıklı TTK madde 481(1) hükmü şu şekildedir: “Payların bedelleri, yönetim kurulu tarafından, esas sözleşmede başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, pay sahiplerinden ilan yoluyla istenir. İlanda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilir”. Hükümde işaret edildiği üzere, ödemeye çağrı yönetim kurulu tarafından yapılan işlemlerdendir. Bu hususta ayrıca bir genel kurul kararı alınması gerekmediğinden, davacının bu noktadaki iddialarının gerçeği yansıtmadığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafından ayrıca, ıskata ilişkin bir içerik barındırmamanın ve eşit işlem ilkesine aykırılığın, 16 Eylül 2022 tarihli yönetim kurulu kararının butlanına veya iptal edilmesine yol açtığı iddia edilmiştir. Yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin olarak TTK madde 460(5) ve TTK madde192(2) gibi özel düzenlemeler haricinde genel bir iptal edilebilirlik düzenlemesi yoluna gidilmemiştir. Diğer bir ifadeyle, TTK’da yönetim kurulu kararlarının iptali kural olarak kabul edilmemiş, iptal halleri istisnai olarak düzenlenmiştir ———-TTK maddeleri incelendiğinde, şirketlerin yeniden yapılandırma ve kayıtlı sermaye sisteminde sermaye artırmaya ilişkin yönetim kurulu kararlarının iptal edilebilirlik şartlarının düzenlendiği görülmektedir. Dava konusu yönetim kurulu kararının, TTK çerçevesinde iptal edilebilir kararlar arasında olmadığı kanaati oluşmaktadır. Yönetim kurulunun hangi kararlarının batıl olduğu ise, sınırlı sayıda olmamak üzere, TTK madde 391’de gösterilmiştir. Hüküm şu şekildedir:
“(1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle;
a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,
d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır.”Dava konusu yönetim kurulu kararı incelendiğinde, sermaye artırımından itibaren 24 aylık sürenin geçmiş olması sebebiyle, ödemeyi gerçekleştirmeyen pay sahibine karşı ödemeye çağrı kararı alınmasına ilişkin olduğu görülmektedir. Bu hususun, sermayenin korunması ilkesine uygun olduğu, anonim şirketin temel yapısına aykırı düşmediği, pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği, diğer organların devredilemez yetkilerini ihlal etmediği kanaatine varılmıştır. Bu noktada, davacı tarafından ayrıca ileri sürülen eşit işlem ilkesine aykırılık iddiasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Iskat süreci ile eşit işlem ilkesinin bağlantısına ilişkin olarak ———— görüşünü şu şekilde ifade etmektedir: “sermaye taahhüdünün kalanının kısmen veya tamamen ödenmesine ilişkin çağrının eşit işlem ilkesine uygun olması şarttır. Bakiye borcun ödenmesi çağrısında, bazı pay sahiplerinin kapsam dışında tutulması veya farklılığı, çağrı konusu tutarın miktarında veya ödeme şartlarında yahut uygulanacak yaptırımlarda yapılması ilkeye aykırıdır—– tarafından verilmişse, ilkeye aykırılığın sonucu TK m. 391’de açık bir şekilde ifade edilmiştir. Anılan madde uyarınca, eşit işleme aykırı kararlar batıldır———TTK madde 357 uyarınca pay sahiplerinin “eşit şartlarda eşit işleme” tabi tutulması gerekmektedir. Anonim şirket genel kurulu, yönetim kurulu ve yönetimle yetkili kişiler, pay sahiplerine eşit davranma yükümlülüğü altındadır ———-İlke, pay sahipleri arasında eşitsizlik yaratılmasını yasaklamaktadır. Ancak belirtilen yasak, pay sahiplerine her durumda mutlak anlamda eşit davranılacağı anlamına gelmemekte, nispi eşitlik ilkesine dayanmaktadır ——- Bu kapsamda, pay sahiplerinin eşit durumda bulunmaması hâlinde veya haklı gerekçelerin varlığında, pay sahiplerine farklı muamelelerde bulunulabilir ———Bu noktada, davacı pay sahibinin diğer pay sahipleriyle aynı durumda olup olmadığı incelenmelidir. Davalı şirketin —– incelenmesinde, ortaklarının ——-oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca, mali bilirkişi tarafından yapılan incelemede, Davalı şirkete ait ticari defterlerinin incelenmesinde, dava dışı şirket ortağı —– sermaye ödemelerini yapmış olduğu, bakiyenin 0,00 TL olduğu görülmüştür. Öte yandan, Davalı şirkete ait ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı şirket ortağı ——- ödenmemiş sermaye borcunun bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla, Davalı şirketin pay sahiplerinin birisi tüm sermaye taahhütlerini ödemiş olmasına rağmen, davacının pay taahhütlerinden doğan borcunu ödemediği tespit edilmiştir. Bu sebeple, Davalı şirket tarafından, davacı adına ödemeye çağrı yapılması amacıyla karar alınması, eşit işlem ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği kanaatine ulaşılmıştır ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE-
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2023