Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/777 Esas
KARAR NO: 2023/489
DAVA:Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Tazminat)
DAVA TARİHİ: 06/10/2022
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emekli maaşını almak için davalı — şubesinde bulunan ——-hesabını kullandığını ayrıca banka tarafından hesap açılırken davalı banka tarafından müvekkiline—— tanımlandığını, müvekkilinin 30.07.2022 tarihinde kredi kartı borcunun ödenmediğini fark ettiğini müvekkilinin yapmış olduğu araştırma neticesinde internet bankacılığı üzerinden haberi olmaksızın dolandırıcılık yapıldığını anladığını davalı bankanın açıkça ilk bakışta dolandırıcılık işlemi olduğu anlaşılan bankacılık işlemlerine karşı gerekli önlemi almayarak müvekkilini zarar uğrattığını beyan ederek şimdilik 2.000,00 TL maddi zararının 26.07.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zarardan bankanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını şifreyi korumanın müşterinin sorumluluğunda olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava tazminat isteminden ibarettir.
———Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre Tüketici:” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” olarak, aynı yasanın 3/1-l maddesine göre Tüketici işlemi: “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Bu yasada yapılan en esaslı değişiklikler tüzel kişilerin tüketici kavramının dışında tutulması ve tüketici işlemi kavramının kapsamının genişletilmesidir. Buna göre tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Böylece uygulamada ortaya çıkan ve tüketici sözleşmelerinin kapsamının daraltan yorumların da önüne geçilmiş olacaktır.”olarak belirtilmiştir.Yukarıda kısaca içeriği özetlenen yasal düzenleme nedeni ile davalı 28 Kasım 2013 tarih ve 28835 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi olarak tüketici konumundadır. Aynı Yasa’nın 3/1-l maddesine göre uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan tüketici işlemidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83/2 maddesinde” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”hükmü yer almaktadır.Somut olayda uyuşmazlık konusunun; dava dilekçesi kapsamındaki anlatımlara göre davacının emekli olup, emekli maaşını davalı bankadan aldığı, bu hesaba bağlı kredi kartı bulunduğu, davacının tacir olmadığı, kredi kartının ticari nitelikte olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olup, mahkememizin görevli olmadığı, tüketici mahkemelerinin görevli oldukları değerlendirilmiştir.6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğunun TESPİTİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın görevli ——- Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
5-Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
6-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023