Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/766 E. 2023/239 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/539 Esas
KARAR NO : 2023/130

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili davacı ile—–ve —– inşaat yapımı ve hisse satımına ilişkin “Adi Ortaklık” yapmak üzere anlaştıklarını, bu anlaşmaya göre “——-” arsa malikleri ile sözleşmenin akdedilmesine kadar tüm süreçlerin, hazırlıkların ve işlemlerin davacı —— tarafından yapılmış olduğundan, şirket tarafından bu emeğe ve hakka karşılık 200.000,00 TL ödeme yapılacağını, işbu ödemenin —— Şubesine ait keşidecisi — keşide tarihi 31.10.2019, —— seri no.lu çek ile yapıldığını, davacı müvekkilinin, davalı ve hissedarları ile yaptığı adi sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, bankalarla ticari problemi olması nedeniyle, sözleşmeye konu ortaklığın yapmakta olduğu inşaatın yapım gider ve masraflarına harcanmak üzere kardeşi —– hesabı olan ——-Şubesi aracılığıyla, davalı şirketinde imza altına aldığı ekstreler ile kabulünde olduğu gibi değişik tarihlerde toplamda 1.125.000,00 TL tutan EFT ile yüklenici firma adına yetkilisi ——ve davalı şirketin hesabına gönderdiğini, davalı şirketin üzerinden inşa edilen binada yapılan işlerin, diğer taşeron firmalar ile yapılan sözleşmeler, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında davalı şirket ile müvekkilinin ortaklığının açıkça belirtilmiş ve sözleşmelerde çoğunlukla müvekkili ile davalı şirketin adına düzenlendiğini, buna karşılık davalı firmanın yükümlülüklerini borçlarını yerine getirmediğini, arsa sahipleri ile davalı arasında imzalanan sözleşme uyarınca yapımına başlanan inşaatın, davacı müvekkilinin banka kanalıyla gönderdiği ödemelerin ve inşaatın temelinden 4 adet dairenin satışından elde edilen gelirlerin neticesinde tamamlandığını, arsa sahibi sözleşme uyarınca devri gereken daireleri davalı yükleniciye devrettiğini, davalının ise müvekkiline söz konusu daireleri aynen vermediği gibi bu oranda mali değer yönünden karşılığını da vermediğini, adi ortaklığın varlığını inkar ederek mezkur dairelerden 1 adet dublex dışında kalan tüm daireleri sattığını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı bu davranışı neticesinde müvekkilinin büyük mağduriyete uğramış olduğundan sözleşme doğrultusunda adi ortaklığın tasfiyesi ile müvekkilinin zararlarının giderilmesinin gerektiğini, söz konusu inşaatın yapılarak arsa maliklerine teslim edilmesinin, sözleşme doğrultusunda davalı şirkete 12 adet bağımsız bölümün verilmesi, bu bağımsız bölümlerin davalı firma tarafından üçüncü kişilere satışlarının yapılması nedeniyle, adi ortaklığın tek taraflı olarak davalı şirket tarafından sonlandırıldığı ve müvekkiline herhangi bir bedel ödemekten kaçınıldığı için, öncelikle adi ortaklığın tarafı davalı şirketin müvekkili davacıya şantiye kurulumu, tüm inşaat işleri yapımları, takibatları, malzeme alım ve işçilerin takibi, dairelerin satış ve pazarlaması işleri karşılığında ödeyeceği 150.000,00 TL bedelin ödenmesi, satış yapılmamış ise bağımsız bölümlerin katkı payı oranında paylaştırılması, satışlar yapılmış ise bağımsız bölümlerin rayiç bedellerinin bilirkişi tarafından tespiti, davalı şirket tarafından satılan dairelerden iade edilen KDV bedellerinde bu bedele eklenerek toplam bu bedelden tarafların katılım paylarının çıkarılarak kalan bedel üzerinden finansman katkı oranında tespit edilecek bedelin en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte TBK 643. madde gereğince müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bu hususta müvekkilinin davalı firmaya ihtarname de keşide ettiğini, ancak bu güne kadar müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek adi ortaklığın tasfiyesi ile sözleşme doğrultusunda, müvekkilinin alacağının tespiti ile kazancın paylaşımı, maliyet bedeli üzerinden vergi iadesi ile şimdilik 5.000,00 TL belirsiz alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, —– İli, —– İlçesi,—– Mahallesi, 15 Pafta, 2625 parsel sayılı taşınmaz üzerine arsa sahipleri ile yapmış olduğu, —-. Noterliğinin 25.05.2015 tarih ve ——- yevmiye düzenlenme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaat yaptığını, sözleşmesinin müvekkili şirket adına olduğu gibi inşaatının da müvekkili şirketin tek başına yaptığını, taraflar arasında yazılı veya sözlü adi ortaklık sözleşmesinin bulunmadığını, davacının adi ortaklık sözleşmesi diye sunduğu belgenin de gerçek olmadığını, kabul etmediklerini, davacının kardeşi ——aracılığıyla gönderdiğini iddia ettiği ödemeleri kabul etmediklerini, müvekkili şirket ve yetkilisi ile ——-arasındaki ilişkinin tamamen davacıdan bağımsız olduğunu, davacının müvekkili şirketten daire satın almak için bir kısım peşinat yerine geçmek üzere ödeme yaptığını fakat daire parasını tamamlayamadığı için ödediği paraların toplu olarak müvekkili şirketin yetkilisi tarafından keşide edilen ve dava dilekçesinde belirtilen 31.10.2019 tarih ve 200.000 TL bedelli çek ile iade edildiğini, davacının çektiği ihtarname ile açtığı dava arasında çelişkiye düştüğünü, ihtarnamede şirketin hissesinin devrini talep eden davacının şimdi adi ortaklık iddiasında bulunamayacağını, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ——. Noterliğinin 08.03.2019 tarih, —— yevmiye no.lu ihtarnamesine —–Noterliğinin 18.03.2019 tarih, —— yevmiye no.lu ihtarname ile cevap verildiğini ve ihtarnamenin tümünün reddedildiğini, davacının ekonomik olarak borca batık ve ticari faaliyette bulunma imkanının bulunmadığını, davacının davasını yazılı deliller ile ispat etmek zorunda olduğunu bu nedenle tanık deliline muvafakatlerinin olmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; adi ortaklık ilişkisi iddiasına dayalı olarak açılan alacak davasıdır.Uyuşmazlık; taraflar arasında——- yapımı işi için adi ortaklık sözleşmesi kurulup kurulmadığı, kuruldu ise davacının sözleşme konusu edimini yerine getirip getirmediği, davalının borca aykırı davranıp davranmadığı, bu itibarla davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.30/10/2020 tarihli bilirkişi rapor içeriğine göre; davalı—– yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; 2015-2016-2017-2018-2019 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, davacı—– dava konusu işlemlerin kendi işletmeleri üzerinden yapılmadığı, şahsi olarak yapmış olduğundan ticari defterlerine adi ortaklığa ilişkin kayıtlarının yer almadığı beyan edilerek ibraz edilmediğinden incelenemediği, Adi Ortaklığın Varlığı Yönünden : Davacının dava konusu projenin gerçekleşmesinde arsa sahipleri ile yapılan anlaşmalar, inşaatın yapılmasında gerekli olan malzemenin temininde alınan tekliflerde her iki tarafın da isim ve imzalarının bulunması, davacı ve davacının kardeşi tarafından dava konusu—— projesine ilişkin arsa sahipleri ve davalı şirket ve yetkilisine gönderilen bir takım ödemelerin davalı şirkete iade edilmesi şeklindeki delillerden sözlü olarak taraflar arasında adi ortaklık kurulmuş olduğu izlenimi doğurduğu,
Davacının Tazminat Talebi Yönünden; Detayları raporun “6-genel değerlendirme “bölümünde açıklandığı üzere; yazılı olarak sözleşme bulunmasa da, davacı tarafından ibraz edilin belgelerde sözlü olarak ortaklığın bulunduğu, ancak adi ortaklıktaki hisse yazılı olarak belirlenmediğinden davacının göndermiş olduğu tutarların inşaatın maliyetine oranlanması suretiyle ortaklık hissesinin belirlenebileceği,
Davacının ise ödemeleri hem kendi hem de kardeşi —–hesabından yaptığı, davalı şirket her ne kadar ——-ile farklı ticari ilişkilerinin bulunduğunu iddia etse de incelenen defterlerinde bu hususta bir kayıt bulunmadığı, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere hesaplamanın hem davacının kendi gönderdiği 122.000 TL’nin, hem de dava dışı kardeşi——- üzerinden gönderdiği paraların toplamının inşaat maliyetine oranlanması ile bulunacak hisse nispetine göre iki farklı hesaplama yapıldığı,
1.Seçenek: Dava dışı ——–tarafından yapılan ödemelerin davacı adına yapılmadığının kabul edilmesi halinde, davacı ——-davalı şirkete adi ortaklık payı olarak yapılan ödemelere istinaden adi ortaklıktan çıkma ve kâr payı alacağının %3,92 olarak hesaplandığı, bu paya karşılık kâr payı alacağının İse 25.554,31 TL olmak üzere davalı şirket den toplam 147.554,31 TL ana para ve kâr payı alacağımn hesaplandığı,
2.Seçenek: Davalı şirket yetkilileri, arsa malikleri ve dava dışı kişilere muhtelif açıklamalı ile dava dışı —-tarafından 491.441,00 TL banka ödemesi ve kardeşi davacı —– tarafından 122.000,00 TL çek olmak üzere toplamda 613.441,00 TL ödeme yapıldığı, işbu ödemelerin tamamının davacı adına yapıldığı kabul edilmesi halinde, adi ortaklık yapının %19,71 olarak hesaplandığı, bu paya karşılık kâr payı alacağımn 128.492,29 TL olmak üzere davalı şirket den toplam 741.933,29 TL ana para ve kâr yapı alacağının hesaplandığı,Diğer taraftan davalı şirket defterlerinde ——Kat karşılığı inşaat projesi için yer alan maliyet ve bağımsız bölüm satışlarının değerinden belirlenmesinin gerçekçi olacağı, bu hususta takdiri Saym Mahkemeye ait olmak üzere bu hesaplamamın alanında uzman İnşaat Mühendisi bilirkişisinden, inşaatın yapıldığı yıldaki —– hesaplama yöntemini, satışların yapıldığı tarihlerdeki rayiç değerleri kullanarak adi ortaklık kârının hesaplanması bakımından teknik rapor isteyebileceği,Adi ortaklığın dava tarihi itibarıyla stokunda kalan, satışı dava tarihi itibarıyla yapılmayan mezkur projenin A Blok —– no.lu dublex dairesinin satılması halinde, işbu daireden de adi ortaklık payına isabet edecek kâr payı tutarının talep edebileceği, hisse nispetinin ise yukarıda belirlenen iki seçenek ya da bayındırlık maliyeti, rayiç bedel satışına göre belirleneceği,Davacı taraf ayrıca, adi ortaklığın tarafı davalı şirketin müvekkili davacıya şantiye kurulumu, tüm inşaat işleri yapımları, takibatları, malzeme alım ve işçilerin takibi, dairelerin satış ve pazarlaması işleri karşılığında ödeyeceği 150.000,00 TL bedelin ödenmesini talep etmiş ise de, dosya kapsamında bu İddiasını ispatlayacak somut yazılı delil bulunmadığından götürü olarak belirlendiğini iddia ettiği ücreti talep edemeyeceği,Adi Ortaklımın KDV Alacağı: Davalı şirketin 31.12.2018 tarihli kayıtlarında 190 devreden KDV hesabında 511.387,05 TL tutarında devreden KDV’ sinin bulunduğu, bu KDV tutarının davalı şirketin hangi proje inşaatından kaynaklandığının ayırt edilemediği, gibi, davalı şirketin KDV iadesine ilişkin talepte bulunmadığı, Sayın Mahkemenin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurmak istemesi halinde bu aşamada indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade alacağından hissesine karşılık gelen tutarı talep edemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma ve beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı —–yapımı ve hisse satımına ilişkin adi ortaklık yapmak üzere anlaştıklarının ve davacının anlaşma gereği arsa malikleri ile sözleşmenin akdedilmesine kadar tüm süreçlerin, hazırlıkların ve işlemlerin davacı yanca yapıldığı iddiası ile adi ortaklığın tasfiyesi ile davacının zararlarının giderilmesinin gerektiği talebi ile eldeki davanın açıldığı, davalı yanca kurulduğu iddia edilen adi ortaklık ilişkisinin kabul edilmediği, inkar edildiği, davacının adi ortaklık hukuki ilişkisini yazılı delilleri ile ispatlaması gerektiği, 04/11/2017 tarihli el yazısı ile yazılı alt kısmında —— isimlerinin yer aldığı, içeriğinde davacının da ortak proje —– Projesi ile ilgili işlemlerin bitirilmesinden sonra şirket hisselerinin —— %33 olacak şekilde anlaşıldığının yazılı olduğu ancak işbu belge aslının davacı tarafça davalı yanda olduğu gerekçesiyle sunulmadığı, ayrıca bahsi geçen belgede davalı şirketin adının da yer almadığı, davacı tarafça davalı şirket ile davacının ortak inşaat yaptığına ilişkin iki adet fotoğrafın 02/07/2020 tarihinde delillerin ibrazı için verilen kesin süreden sonra sunulduğundan esas alınmasına imkan bulunmadığı, davalı yanca sunulan 3. Kişi —–ile davacı ve davalı bilgilerinin yazılı olduğu——Satış Vaadi Sözleşmesi” başlıklı belge örneğinin sunulduğu, aynı mahiyette 3. Kişi —– ile yapılan satış vaadi sözleşmesi aslının davacıda bulunduğu bildirilerek imza incelemesi yapılmasının talep edildiği, davacı yanca tanık dinlenmesinin talep edildiği, senetle ispat kuralı kapsamında davacının iddiasının senetle ispatlanması gerektiği, ancak delil başlangıcı bulunması halinde tanık deliline dayanılmasının mümkün olduğu, yine ilgili sözleşmedeki imzanın davalı yetkilisinden sadır olması halinde delil başlangıcından söz edilebileceği, davalı yetkilisinin isticvap beyanında imzayı kabul etmediği, bu durumda imza incelemesi yoluna başvurulması gerektiği ancak ancak bu belgenin yasal süresinde sunulmadığı, davacı tarafça sunulan belgeler kapsamında iddiasını ispatlayamadığı, ne var ki davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı, bu nedenle davacıya emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere—— yemin delilinin hatırlatıldığı, davacının yemin deliline dayandığı ve sunulan yemin metninin davetiye ile birlikte davalıya tebliğ edildiği, davalı yetkilisince yeminin eda edildiği, davacı ile aralarında adi ortaklık sözleşmesinin bulunmadığının beyan edildiği, davacının iddia ettiği adi ortaklık ilişkisini kesin deliller ile ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar harcından başlangıçta alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile 94,51 TL kalan harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen 90,75 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—- bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.