Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/76 E. 2023/634 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/76
KARAR NO : 2023/634

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket tarafından —- plakalı —- markalı araç, 20.04.2021 tarihinde—– satın alındığı, aracın tüm bakım ve onarım işlemlerinin —–tarafından yapıldığı, aracın motorunun 17.10.2021 tarihinde şirket yetkilisi —— kullanımında iken kendiliğinden kitlendiğini, müracaat edilen yetkili serviste aracın motorunun komple değişmesi gerektiği ve maliyetinin iskontolar dahil 32.280,32 Euro olduğu, toplam rakamın faturanın kesileceği gün belli olacağının şimdilik 200.000 TL ödenmesinin yeterli olacağının belirtildiği; bunun üzerine —–. Sulh Hukuk Mahkemesinde —– dosyası üzerinden delil tespiti davasının ikame edildiği, 07.11.2021 tarihli raporda—–plakalı —–aracın ayıplı olduğu, ayıbın gizli ayıplı olduğu tespit edildiği, akabinde —– Noterliği ——yevmiye numaralı ihtarnamesi ile aracın ücretsiz onarımı aracın kullanılamaması sebebiyle ikame araç ikame edilmesi mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesinin talep edildiği, müvekkili tarafından taleplerin karşılanmaması üzerine —– 405.495,62 TL ödendiği ve aracın tamir edildiği, aracın satın alındığı tarihten itibaren tüm bakımlarının —— tarafından yapılmasına rağmen meydana gelen ve meydana geldiği tarihte araç garanti kapsamında yer aldığı, —- – tarafından tamamen şirket kalite ve prensipleri sebep gösterilerek motorun komple değiştirildiği ve bu prensibin müvekkile maliyeti epey yüksek olduğu, aracın arızalandığı 17.10.2021 den 26.11.2021 tarihine dek aracı kullanamadığını, araçtan mahrum kaldığı süre uzun olup ikame araç bedelinin de davalılardan tahsilini olmak üzere şimdilik 100.000 TL hasar bedeli, 500 TL araçtan mahrum kaldığı süre için toplam 100.500 TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davacı tarafın dava konusu aracı müvekkili şirketten satın almadığını, aracı önceki maliklerden 2.el olarak satın aldığını, davaya konu aracın davacıdan önce malik veya maliklerden evvel nasıl kullanıldığı, bakım yükümlülüklerine uyulup uyulmadığı veyahut bahsi geçen zamanlarda ayıplı olup olmadığının belirsiz olduğunu, bu ihtimal dahilinde gerek satış gerekse aracın söz konusu motor arızasının yaşanmasında herhangi bir rolü olmayan müvekkili şirketin davalı sıfatı olmadığından davada pasif husumet itirazları olduğunu, müvekkili şirketin —– tarafından ithal edilen araçların yetkili satıcısı ve servisi konumunda olduğunu, dava konusu araçta üretimden kaynaklı gizli bir ayıp söz konusu olmadığını, yetkili servis olarak aracın bakım ve onarımlarına ilişkin tüm işlemler eksiksiz ve doğru bir şekilde yerine getirildiğini, —–model otomobilin 18.10.2021 tarihinde serviste yapılan kontrollerde motorun içerisinde yer alan krank milinin sıkıştığı ve hareket etmediği, krank milinin yatak sardığı, motorun dönmediği, tespit edildiği, bu durum ile metal çapakların motor yağı içerisinde motor yağının gittiği tüm noktalara gittiği görülmüş, yağ filtresinde aşırı metal çapak tespit edilmiş, bu sebeple motor içerisinde meydana gelen aşınmalar sebebiyle araçta herhangi bir onarım değil komple motor değişimi yapılmasının öngörüldüğü, müvekkilinin —- uzun yıllardır tüm dünyada uygulanan standart servis prosedürüne göre işlem yaptığını, aracın servis geçmişinin incelendiğinde aracın bakımlarından birinin 9 ay gecikmeli yaptırıldığı, motor yağı değişiminin aksatılması halinde zamanla kirlenen yağ yağlama özelliğini yitirir ve parçaları yıpratmaya başlar sonuç olarak motorda ciddi aşınmalara sebebiyet verir dendiği, aracın garantisinin 2020 yılında sona erdiğini, garanti kapsamında onarım yapılamadığını üretimden kaynaklı bir ayıp sebebiyle aracın yaklaşık 5 yıl gibi uzunca bir süre kullanılmasının da mümkün olamayacağını, müvekkili şirkette ikame araç verilebilmesi için müşterinin arızaya yönelik onarım onayı vermesi gerektiği, somut olayda davacının belli bir süre onarım onayı vermemiş olduğu için ikame tahsisi yapılamamıştır denilerek davanın reddini talep etmiştir.Davalı —–Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmamakta olduğunu, davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususlar kullanım hatasına ve/veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını, dava konusu aracın ikinci el olarak 20.04.2021 tarihinde satın alındığını, arızanın meydana geldiği ileri sürülen tarihe kadar tam verimle çalıştığını ve davacı tarafa fayda sağladığını, aracın davacı tarafından satın alındıktan sonra da kullanıldığını, dava konusu araçta iddia edildiği gibi bir değer kaybı meydana gelmediğini davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —— vekilinin cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin 2. el araç alım-satım işiyle iştigal ettiğini, davacıya ait aracı—-48.511 kmde satın aldığını, satıldığında da 48.550 km de olduğunu, müvekkilindeyken sadece 39 km kullanıldığı ve bunun da aracın atıl kalmaması için yapıldığı, davaya konu aracın davacıya satıldıktan sonra davacı tarafından araçtaki arızanın bildirilmediği, müvekkilinin 20.04.2021 tarihinde 48.550 kmdeyken aracı sattığını, garanti sorumluluğunun 20.07.2021 tarihinde dolduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; ayıplı mal iddiasına dayalı olarak açılan maddi tazminat davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirket adına kayıtlı —-plakalı aracın davalı —–firmasından satın alınması hukuki durumunda bahse konu araçta ayıp bulunup bulunmadığı, var ise gizli / açık olup olmadığı, yapılan onarımın üretim hatasından mı yoksa kullanıcı hatasından mı kaynaklandığı, davacının ayıp ihbar bildirimini süresinde yerine getirip getirmediği, ayıp var ise araçta hasar kaybı meydana gelip gelmediği, yine ayıp var ise ikame araç bedeli talebinin koşullarının oluşup oluşmadığı, bu alacak taleplerini davalılardan talep hakkının bulunup bulunmadığı, var ise bunların oranı ve talep edebileceği tazminat miktarının ne olduğunun tespitine ilişkin tazminat davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
10/10/2022 tarihli kök bilirkişi heyet rapor içeriğine göre; Davacıya ait—–plakalı —– model aracın gizli ayıplı olmadığı, bu nedenle davalılar satıcı ve ithalatçı firmalar —-. ve—–Şirketi kusurlu olmadıkları, araçtaki hasarın davalı —— aracın satın alındığı tarihten yaklaşık altı ay sonra ve 30.000 km’ den fazla bir yol kat ettikten sonra meydana geldiği, bu nedenle araçtaki motor arızasının meydana gelmesinde davalı satıcının kusurunun olmadığı; motorun tamir (rektifiye) edilmesi yerine, teknik olarak daha uygun olan ve değer kaybına sebebiyet vermeyecek diğer çözüm ise motorun fabrikasyon imalat (sandık motor tabir edilen) yenisi ile değiştirilerek aracın onarılması olduğu, davalı servis tarafından yeni orijinal motorun takılması ile yapılan onarımın teknik açıdan uygun olduğu; —– plaka sayılı,—–marka —– model otomobilin motorunun komple orijinal ve yenisi ile değiştirilmesinin yetkili servis tarafından yapıldığı, bu işlemin teknik olarak ana iskelet ve şaside hasar olmadan vidalı parçalarda yapılan değişim ile giderilebilen hasarlar kapsamında değerlendirildiği ve bu kapsamda aracın ana unsuru olan motorun 0 km olarak orijinal yeni motor ile yenilenmesi ve araç ruhsatına işlenmesinden kaynaklı araçta değer kaybı meydana gelmeyeceği, davalı servis —– aracın 06.11.2021 cumartesinden sonra 29.11.2011 pazartesi arasında pazar günleri servisin çalışmadığı değerlendirilerek aracın 19 iş günü serviste kaldığı aracın onarımı sırasında motorun temininin de beklendiği değerlendirildiğinde bu tamir süresinin makul olduğu yönünde görüş bildirilmiş, itiraz üzerine ek rapor aldırılmış, 29/04/2023 tarihli ek raporda özetle; davacı vekili 28.10.2022 tarihli itiraz dilekçesinde, “bilirkişi raporunda yer alan eğer davacıya ait araçta başlangıçtan itibaren yağlama sisteminde, motorda gizli bir ayıp var olsaydı bu durum aracın ilk kullanımında ortaya çıkardı şeklindeki değerlendirme haksız ve mesnetsizdir. Gizli ayıp malın kullanılması ile birlikte ortaya çıkan bir ayıp olup raporda da tespit edildiği üzere müvekkile kusur atfedilebilecek bir husus bulunmamaktadır. Dolayısıyla aracın ilk kullanımında bu durumun ortaya çıkmaması, aracın ilerleyen dönemlerde bu şekilde arızalanması üretimden kaynaklı gizli bir ayıbın olmadığı anlamına gelmeyecektir” dediği, cevabının ise; üretimden kaynaklı gizli ayıpların ne kadar hayati olduklarına bağlı olarak arıza çıkarma süreleri teknik yönden tahmin edilebileceği, bazı ayıplar kendini çok kısa sürede belli ederken bazıları bir müddet kullanımdan sonra anlaşılır hale geleceği, yağlama sistemi sorunları son derece hayati olup kısa sürede kendisini somut olayda olduğu gibi “yatak sarması” problemiyle gündeme getirdiği, bu bakımdan üretimden kaynaklı yağlama sistemi sorunu olan bir aracın davacı mülkiyetinde 6 ay gibi bir süre ve üretimden itibaren 73.666 km kullanılması mümkün olmadığı, aracın geçmiş servis kayıtlarında da böyle bir soruna rastlanmadığı, —-Sulh Hukuk Mahkemesi—–dosyası kapsamında alınan tespit raporunda —- plakalı —– aracın – yataklarının sıkışmış olması sebebiyle motorunun dönmediği belirlenmiş ise de, buradan yola çıkarak aracın gizli ayıp taşıdığına dair kanaat yukarıda açıklanan nedenlerle isabetsiz bulunduğu bildirilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 219. Madde “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”Türk Borçlar Kanunu’nun 227. Madde ” Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmüne amirdir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriklerine göre; davacının —–plakalı —– markalı aracın, 20.04.2021 tarihinde davalı—– satın alındığı, davacının satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle hasar bedeli ve araçtan mahrum kalınan süre karşılığı bedelin tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı, yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda dava konusu araçta davalıların sorumluluğunu doğuracak gizli ayıp bulunmadığı, araçtaki hasarın davalı —–aracın satın alındığı tarihten yaklaşık altı ay sonra ve 30.000 km’ den fazla bir yol kat ettikten sonra meydana geldiği, bu nedenle araçtaki motor arızasının meydana gelmesinde davalı satıcının kusurunun olmadığı; motorun tamir (rektifiye) edilmesi yerine, teknik olarak daha uygun olan ve değer kaybına sebebiyet vermeyecek diğer çözüm ise motorun fabrikasyon imalat (sandık motor tabir edilen) yenisi ile değiştirilerek aracın onarılması olduğu, davalı servis tarafından yeni orijinal motorun takılması ile yapılan onarımın teknik açıdan uygun olduğu;—– plaka sayılı, —– model otomobilin motorunun komple orijinal ve yenisi ile değiştirilmesinin yetkili servis tarafından yapıldığı tespitlerine yer verildiği ve rapora mahkememizce iştirak olunduğu, delil tespiti kapsamında alınan bilirkişi raporunun tek kişi tarafından düzenlendiği, mahkememizce aldırılan raporun ise 3 lü bilirkişi heyetinden alındığı gözetildiğinde çelişkinin giderilmesi yönünde ayrıca işlem yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığı, tüm açıklamalar kapsamında davacının davasının reddine dair karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL karar harcının başlangıçta alınan 1.716,29 TL harçtan mahsubu ile 1.446,44 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa idesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.075,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı taraflara verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin, davalı—–vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.