Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/759 E. 2023/562 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/759
KARAR NO : 2023/562

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (haksız fiilden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.08.2019 tarihinde davacıya ait —- plakalı araç ile yine aynı mevkide seyir halinde olan davalı sigortalı şirket ile sigortalanmış—– plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı tarafça sigortalanan %100 kusurlu bulunduğunu, davacıyı zarara uğratmak amacıyla herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafa bildirim yapıldığını, davacının borcu tahsil etmek amacıyla 28.08.2019 tarihide borçluyu temerrüde düşürdüğünü ancak borcunu 27.12.2021 tarihinde icra kanalı tahsil edebildiğini, davacının davalıdan talep ettiği Hasar tazminatının temerrüde düşürdüğü tarihteki alım gücü ile tahsil edeceği tarihteki alım gücü de aynı olmayacağını ve davacının zarara uğrayacağını, dosyada tahsil edilen faiz oranı ile alacaklı davacının zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını, davacının uğradığı zararın daha fazla artmaması adına dosyanın bilirkişiye gönderilmesini, davacının alacağını zamanında tahsil edilmemesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep etmektedir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin mümkün olmadığını, başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur.
Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir. Ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlar uyarınca, sadece ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeni ile paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmanın munzam zararın ispatı için yeterli değildir. Kaldı ki ekonomik olumsuzluklar karine olarak kabul edilip davacıyı somut zarar ispat yükümlülüğünden de kurtarmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29/03/2022 tarih — Esas —- karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır.(—- BAM —-HD ——
Bu açıklamalar ışığında, davacı tarafın munzam zararını ispat edecek her hangi bir delil ibraz etmediği bu itibarla Türk Borçlar Kanununun 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan zararın, somut ve davacının durumuna özgü, somut vakıalarla ispatlanması gerektiği ancak davacı tarafça somut vakıalara dayanılarak bir zararın gerçekleştiği ileri sürülüp kanıtlanmadığı, bu nedenle davacı tarafından kendi duruma özgü şekilde somut olarak ispat edilememiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —- (Sicil no:—– Hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.