Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/745 Esas
KARAR NO: 2023/962
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/09/2022
KARAR TARİHİ: 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı yanın davalı yandan alacaklı olduğunu, davalı yanın fatura borcunu ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, her ne kadar takibe itiraz edilmişse de, davalı yan tarafından davacı yana ——— tutarında ödeme yapıldığı, kısmi ödemelerin alacağın varlığını dolaylı olarak ikrar ettiğini, davalı yanın haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline karar verilmesi amacıyla huzurdaki davanın ikame edildiğini, davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Usulune uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
—– tarihinde davacı tarafından davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, yetki itirazı üzerine takibin —— sırasına kaydedildiği, işbu takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine asıl alacak 51.257,00 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 07/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi——-tarafından düzenlenen rapora göre; dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait incelenen ticari defterler ve dosya üzerinde yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı tarafından incelemeye sunulan 2022 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davalı tarafın incelemeye gelmediği ticari defterlerini ibraz etmediğini, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 03.06.2022 tarihi itibarıyla 51.257,69 TL alacaklı olduğunu, takip sonrası, dava öncesi, davalı yan tarafından davacı yana 13.06.2022 tarihinde 15.000,00 TL, 19.08.2022 tarihinde 15.000,00 TL ödeme yapıldığı, ödemelerin TBK 100 maddesi gereği dikkate alınması ile; dava tarihi olan 28.09.2022 tarihi itibarıyla davacı yanın davalı yandan ——– işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.097,93 TL alacaklı olduğunu, dava tarihi olan 28.09.2022 tarihinden sonra, davalı yan tarafından davacı yana 14.10.2022 tarihinde 21.258,00 TL ödeme yapıldığını, dava sonrası yapılan ödemenin icra müdürlüğü tarafından hükmün infazında re’sen kapak hesabında dikkate alınması gerektiğini, davacı yanın 32.774,67 TL asıl alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.1) istinaden dava tarihi olan; 28.09.2022 tarihinden itibaren yıllık % 9,00 oranında yasal faiz talep edebileceğini, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin kabulüne karar verilmesini bildirmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 51.257,69 TL alacaklı olduğu, takip sonrası, dava öncesi, davalı yan tarafından davacı yana 13.06.2022 tarihinde 15.000,00 TL, 19.08.2022 tarihinde 15.000,00 TL ödeme yapıldığı, bu tür ödemelerin TBK 100. maddesi gereği dikkate alınması ile davacının dava tarihi itibariyle iptalini isteyebileceği itiraza konu alacak tutarının belirlenmesi gerektiği, dava tarihi olan 28.09.2022 tarihi itibarıyla davacı yanın davalı yandan 32.774,67 TL asıl, 323,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.097,93 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, dava tarihi itibariyle davacının 21.257,69 TL alacağa yönelik itirazın iptalini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, dava tarihi olan 28.09.2022 tarihinden sonra, davalı yan tarafından davacı yana 14.10.2022 tarihinde 21.258,00 TL ödeme yapıldığı, bu ödeme ile davanın konusuz kalmadığı zira toplam ana para olan 51.257,69 TL davalı yanca ödenmiş ise de asıl alacağın ferilerinin ödenmemiş olduğu, dava tarihi sonrası ödemenin ise icra müdürlüğünce infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafa 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——— davalının ——– bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının —– formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği ——, davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ——– davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 21.257,69 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
Davalının——— sayılı dosyasında davalı/borçlunun 21.257,69 TL asıl alacak yönünden itirazının iptali ile bu miktar ile sınırlı olarak icra takibinin aynı koşullarda DEVAMINA,
Davalı tarafın dava tarihinden sonra 14/10/2022 tarihinde yaptığı 21.258,00 TLlik ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında değerlendirilmesine,
2-İptaline karar verilen 21.257,69 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.452,11 TL’den peşin olarak yatırılan 363,03 TL nin mahsubu ile 1.089,08 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 363,03 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi, 170,50 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.762,70 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023