Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/743 E. 2023/85 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/743 Esas
KARAR NO : 2023/85

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——– Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; Müvekkili ——- ili, —— ilçesi —— mah. —-Pafta—- Ada ——- sayılı parselde yer alan 9206,62 m2 alana sahip olan taşınmazın ——Başkanlığı tarafından yapılan 01/07/2015 tarihli ihale ile üzerinde mevcut binalarla birlikte satın alındığını, satın alınan taşınmaz üzeride davalı şirkete ait ——- kulelerin bulunduğunu davalı yanın taşınmazı işgal ettiğini, bu işgal neticesinde müvekkilini maliki olduğu taşınmazı kullanamadığını, karşı tarafça müvekkiline herhangi bir işgal bedelini de ödemediğini, müvekkili tarafından müteaddidin defalarca davalı ile görüştüğünü, taşınmazın tahlise ve ecrimisil ödemesi istediğini, ancak bu girişimlerinden sonuç almadıklarını, müvekkil şirket tarafından taşınmazın davalı tarafından işgal edildiği 2015, 2016 ve 2017 yılları ile ilgili dönemlerine ilişkin faturaları tanzim edildiğini ve davalıya e-fatura olarak gönderildiğini, davalı yanın ise bu faturaları aldığını, fakat yasal süresi içerisinde fatura içeriklerine itiraz etmediğini, tüm bunlarla birlikte—— Noterliği 04/11/2016 tarihli ——– yevmiyeli ihtarnamenin keşide edildiğini, 16/11/2016 tarihinde bu ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini noterlikçe şerh edildiğini, 2015 ve 2016 yılları için müvekkilin mezkur taşınmazındaki davalının işgali nedeniyle kesilen ecrimisil faturalarına dayalı olarak başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali için açılan —–Asliye Hukuk Mahkemesinde—— Esas sayılı dava dosyasına davalı vekili tarafından sunulan 27/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesi dava konusu taşınmazda kiracı olduklarını, kira sözleşmelerinin de devam ettiği beyan edildiğini, davalının faturaya konu dönem içinde taşınmazı kullandığı anılan dilekçesindeki tevil yollu anlatımı ile açık olup, bu konuda ihtilaf bulunmadığı kanaatinde olduğunu, müvekkili tarafından davalının ——- ili , ——- İlçesi —–Mah. —–. Pafta —– ada —— sayılı parseldeki vaki işgalin nedeniyle 2017 yılı için kesilen 30/10/2017 tarih ve ——-nolu KDV dahil 24.560,52 TL tutarlı faturaya istinaden —— İcra Müdürlüğü ——sayılı takibin başlatıldığını, davalı tarafça 06/12/2017 tarihinde borca icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, bunun üzerine yetkili ——- İcra Müdürlüğü ——-sayılı dosyasından davalıya gönderilen ödeme emri üzerine davalı vekili tarafından 05/01/2018 tarihinde borca itiraz edildiğini, yapılan bu itirazın iptalini, takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; taraflar arasındaki ——- ili,——ilçesi ——Mah. —– Üzerindeki su deposunun baz istasyonu kurulmak üzere kiralanması neticesinde meydana geldiğini, dava konusu taşınmazın davacı tarafça 01/07/2015 tarihli ihale ile satın alındığını, davacı tarafın taşınmazın yeni maliki olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığından huzurdaki davaya bakmaya görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davacının önceki yıllara ilişkin talebinin ——. Asliye Hukuk mahkemesinin——- nolu dosyası ile görüldüğünü, bu sebeplerden görevsizlik kararının verilerek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava ile temel uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu işbu sebeple dosya bakımından bekletici mesele yapılmasını, müvekkil şirketin dava konusu taşınmazda işgalci olarak değil kiracı olarak kullanıldığını, bu sebeple müvekkilinden işgal bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, takibe konu faturaların usulüne uygun şekilde müvekkiline tebliğ edilemediğini, bu sebeplerle müvekkili lehine alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretini davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Somut olayda dava; ecrimisile ilişkin fatura dayanak yapılmak suretiyle başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali isteğine ilişkindir.Mahkememizce görevsizlik kararı verilmiştir.
Mahkememizin görevsizlik kararının istinafı üzerinde,—– sayılı ilamı ile
“Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Somut olaya gelince; eldeki davanın 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun (TMK) Eşya Hukuku başlıklı 4. kitabında düzenlenmiş 995. maddesine dayalı ecrimisil ile ilgili başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davası olduğu, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin olmadığı, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, Asliye Ticaret Mahkemelerinin uzmanlık gerektiren ticari davalara bakmakla görevli özel nitelikli mahkemeler olduğu, eldeki davada ise uyuşmazlığın TMK’nun 995. ve devamı maddeleri uygulanmak suretiyle çözüme kavuşturulacağı, taraflar arasında Türk Ticaret Kanunu hükümleri veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlık bulunmadığı hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde davada genel mahkemelerin görevli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi düşünce, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı olacaktır.Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur.” gerekçeleriyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu bildirilmiştir.Anılan istinaf mahkemesi kararı doğrultusunda, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin ——- Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli ——– Asliye Hukuk MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-İstinaf kararı doğrultusunda taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.