Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/715 E. 2022/937 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/715 Esas
KARAR NO : 2022/937

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıya ait ——— plaka nolu araç ile davalı sigortalı tarafından sigortalı — plaka nolu aracın sebep olduğu —- tarihli kaza nedeniyle hasarlandığını, —— —– aracın kusurlu olduğunun bildirildiğini, Karayolları Trafik Kanunu madde 99’da “———– belirlenen belgeleri, sigortacının —- ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde—- sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde olduğunu, davacının —— davalı———- başvuru yapılmış olmasına rağmen —– emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödemediğini, müvekkilinin haklarını(tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, ödemekle ———-olduğu tazminatı sürüncemede bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiğini, tahsil edilmesi gereken tazminat alacağının yasal süresinde tahsil edilemediğini, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizini aşan zararın ortaya çıkmış olması nedeni ile müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının——– davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, söz konusu başvuru kapsamında hasarın meydana geldiği olayın—— gerçekleştiğini, —– yoluna başvuru ve mahkeme nezdinde ikame edilen — başvurusunun ise kaza tarihi üzerinden 2 yıldan fazla bir zaman geçmesinden sonra gerçekleştirildiğini, bu hususla birlikte huzurdaki uyuşmazlık kapsamında ——– başvuru ve dava ikame edilmesine kadar ki — zamanaşımının kesilmesi gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, netice olarak, huzurda görülen uyuşmazlık kapsamında karşı yanca talep edilen munzam zararın, öncelikle kesin hüküm nedeniyle reddine, aksi halde 2918 sayılı KTK ve ilgili mevzuat uyarınca— kalması, ek olarak ——ispat dahi edilememiş olması nedenleriyle reddine, aksi halde karşı yanın işbu talebine ilişkin mahrum kaldığı munzam zararı gösteren somut deliller dosyaya sunulmadığı için ispatlanamamış davanın reddine karar verilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı yanın avans faiz talebine itiraz ettiklerini, mağdur aracın müvekkili şirket ile arasındaki ilişki ticari bir nitelik arz etmemekte ve tazminat talebi de haksız fiilden kaynaklandığını, KTK’nın tazminatın biçimi ile ilgili Borçlar Kanunun haksız fiil hükümlerine yollama yaptığı ve borçlar kanununda düzenlenen haksız fiil sorumluluğunda uygulanacak faizin yasal faiz olduğu, ayrıca müvekkili şirketin işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olduğu dikkate alındığında davacı vekilinin—- haksız olacağı, bu nedenle,——-talebinin ve davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı TBK 112. Maddesi kapsamında munzam zararın tazminine ilişkindir.
Davaya konu araçların————– —— sayılı dosyaları celp edilerek incelenmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Davacı vekili,—————- kazasında davalının sigortaladığı——- ——— verdiği zararı ödemekle zorunlu olan davalının tazminatı sürüncemede bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiği, tahsil edilmesi gereken tazminat alacağının yasal süresinde tahsil edilemediği, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizini aşan zararın ortaya çıkmış olması nedeni ile müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararın tazmini için eldeki davayı açmıştır. Munzam zarar TBK 112. Maddede düzenlenmiş olup “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmüne haizdir.Munzam zarar talep edebilmek için, bir para borcunda borçlunun temerrüde düşmesi, borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının ortaya çıkması, borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olması ve borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasında—- bağının bulunması gereklidir. Yine — zararın tazmin edilebilmesi için davacı —– iddia edenin uğranılan zararın varlığı ile miktarının kanıtlanması gerektiği, bu zarar kanıtlandığı takdirde borçlunun ancak kendisinin geç ödemeden kaynaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi halinde zararı ödeme yükümlüğünün ortadan kalkacaktır.——–
——. sayılı kararına göre; Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında—- zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana——— nitelendirilemeyeceği gibi —- dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır.
Bu itibarla davacı tarafından ileri sürülen,—— mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan —— olgulara dayalı ————— zarar talebi, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemez.——-dönemlerde var olan ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, tek başına davacının temerrüt faizi dışında bir zararının varlığının ispatı değildir. Dolayısıyla ekonomik şartlar sebebiyle ortaya —- —————- oluşu, ——– alma gücünde meydana gelen azalma gibi olumsuzluklar, bir karine olarak kabul edilip davacıyı, kendi somut durumuna özgü vakıalarla oluştuğu iddia olunan zararı ispat yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi davacıya bu yönde herhangi bir ispat kolaylığı da sağlamaz.
Hâl böyle olunca, TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen —– olumsuzlukların —- ———-dışında davacının durumuna —– vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır. Ancak mahkemece yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından yukarıda belirtildiği şekilde bir zarar olgusunun ileri sürülüp yasal çerçevede ispatlandığı söylenemez.”
————————belirtildiği üzere; munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 194. maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır. Bu —- olumsuzluklardan olan ———————— değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında —— zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen—– olumsuzlukların —————-gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Başka bir anlatımla —– paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, davacıyı ispat yükünden kurtarmayacağı gibi herhangi bir ispat kolaylığı da sağlamaz.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte incelendiğinde——— bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan ————-dayalı olarak ileri sürülen —————- alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında —– kanıtı olarak ileri sürülemeyeceği ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından talep ettiği zarar olgusunun kendi durumuna özgü ve somut bir şekilde ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcının başlangıçta alındığı anlaşıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde ——– nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6———-ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.