Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/671 E. 2023/571 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/671 Esas
KARAR NO : 2023/571

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız—–. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan alacağının tahsili için 02.08.2022 tarihinde —- İcra dairesinde ——- Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği de davalının süresinde icra takibine itiraz ettiğini ve takibi durduğunu, icra takibini 02.08.2022 tarihinde açtıktan sonra davalı tarafın 06.08.2022 tarihinde 32.963,70TL bedelli yatırdığını, bu bedelin icra dosyasına bildirildiğini, tahsil harcının ödendiğini ve borcundan düşüldüğünü, davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine, yargılama gider, masraf ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; dava dilekçesinde belirtilen iddiaları kabul etmediklerini, davacı tarafın müvekkilinden alacaklı olduğunu, verdiğini iddia ettiği ürünleri davalıya teslim etiğini ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirketin davacıdan aldığı ürünleri bedelini ödemiş olduğunu başkacada borcu bulunmadığını, haksız ve dayanaksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.—–.İcra Müdürlüğünün—–sayılı dosyasının tetkikinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik 41.963,80 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 08.05.2023 tarihli raporda, taraların ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, şirketlerin defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalı şirketten 41.963,34 TL alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, davalıdan aralarındaki ticari ilişki kapsamında cari hesaptan kaynaklı olarak alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiği, ticari defterlerin taraflar lehine delil olabileceği, zira uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olduğu yani iki tarafında defter tutma yükümlülüğü bulunduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari defterlerine geçirilmesi gereken bir işten doğmuş olduğu, davacının defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olduğu bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmıştır.
TTK 82.maddesi gereğince, kural olarak ticari defterler tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak kabul olunur. (Yargıtay —-.HD ——Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere inceleme günü verildiği, tarafların ticari defterlerine göre davacının takip miktarı kadar alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan, dava dilekçesinde dava öncesi takip sonrası 06.08.2022 tarihinde davalı şirketçe 32.963,70 TL ödendiğini, bildirmiştir. Takip tarihinden sonra yapılan ödemenin alacağın hangi bölümünden mahsubu gerektiği kanusunda TBK 100/1. madde hükmü gözetilmelidir. TBK 100/1. maddeye göre borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Bunun karşı anlamına göre borçlu faiz ve masrafları ödemede gecikmiş ve özellikle vadesinde borcu ödemediğinden temerrüt faizi işlemeye başlamış ise yapılan ödemelerin öncelikle masraf ve faizlerden mahsubu gerekir.(—-BAM—-HD—–
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; icra takibinin yapıldığı tarihten itibaren temerrüt faizinin uygulanması ve takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu gerektiği, uyuşmazlığa konu asıl alacak miktarı kadar borç takip tarihinden 4 gün sonra ödendiğinden 4 günlük faiz hesabı yapılıp takipten öncesi için işlemiş faiz istemi de bulunmadığından, hesaplanan 4 günlük faiz (takip 02.08.2022 ödeme 06.08.2022 tarafların kabulünde olan asıl alacak miktarı 41.963,80 TL takip sonrası ticari faiz 4 gün = 79.33 TL) miktarı üzerinden mahsuben 9.079,33 TL üzerinden takibin devamı gerektiği, davacı vekilinin talebi gereği taleple sınırlı olarak 9.000,00 TL üzerinden hüküm kurulmuş, asıl alacak (41.963,80) miktarı üzerinden icra vekâlet ücreti, harç ve masrafların da icra müdürlüğünce hükmün infazında gözetilmesi yönünde karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. (Yargıtay —–.HD —–Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının—–.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 06.08.2022 tarihinde 32.963,70 TL haricen tahsil gereği, 9.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2- Asıl alacak 41.963,80 TL üzerinden icra vekâlet ücreti, harç ve masrafların da icra müdürlüğünce hükmün infazında gözetilmesine,
3-Hükmedilen asıl alacağın %20’sine tekabül eden 1.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 614,79 TL karar ve ilam harcından 153,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 461,09 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 234,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 62,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.562,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
10-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı.