Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/65 E. 2022/963 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/65 Esas
KARAR NO : 2022/963

DAVA : Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——dava dışı —— projesi sürecinde olması hasebiyle firma tarafından verilen 20/05/2020 tarihli avans teminat mektubuna teminat olmak üzere davalı banka nezdindeki vadesiz Euro hesabına bloke konulmasına muvafakat verdiğini, bahse konu blokeye muvafakat yalnızca avans teminat mektubuna teminat teşkil etmesi amacı ile olduğunu, avans teminat mektubunun 07/05/2021 tarihinde davalı bankaya hitaben yazılan talep dilekçesi ile ——tarafından iade olunduğunu, söz konusu dilekçede banka hesaplarına konulan blokenin %40’lik kısmının kaldırılması istenmiş ise de davalı banka tarafından “akdedilen nakit, mevduat ve yatırım hesabı rehni sözleşmesi gereği blokenin kaldırılmasının mümkün olmadığı, bloke işleminin şirketin tüm borçlarına karşılık tesis edildiği” ileri sürüldüğünü, iddianın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin kesinlikle böyle bir amaçla bloke konulmasına muvafakat etmediğini, imza atmadığını, bloke işleminin kaldırılmasının talep edildiğini, ancak talebin reddedildiğini, işbu davaya konu blokeye muvafakatin sadece teminat mektubu için olduğunu, bunu alıp——firmanın tüm borçları için teminat verilmesi olarak iddia etmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacının, davalı banka nezdindeki ——- numaralı vadesiz Euro hesabında bulunan 46.850 Euro tutarındaki blokenin kaldırılmasına, yargılama giderinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile dava dışı ——arasında 04.09.2014 ve 25.01.2019 tarihlerinde Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, akabinde dava dışı borçlu firmaya avans teminat mektubu kullandırıldığını, işbu teminat mektubuna karşılık olmak üzere davacı ile müvekkili arasında— Hesabı Rehni Sözleşmesi imzalandığını, dava dışı firma —–ile müvekkili banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin ticari kredi kullandırımına ilişkin olduğunu, davacının müvekkili banka ile akdettiği Rehin Sözleşmesi’nin ilk bendinde işbu sözleşmenin Genel Kredi Sözleşmesi’nin ayrılmaz bir parçası olduğunun açıkça belirtildiğini, bu durumda ticari niteliği açıkça ortada olan mezkur sözleşmelerden doğan ihtilafların ticari dava teşkil edeceği ve ticaret mahkemesinin görev alanına gireceğini, Türk Ticaret Kanunu ilgili maddesinde açıkça belirtildiği üzere; işbu davanın ticari dava niteliğinde olup görevsiz mahkemede açıldığını, ayrıca somut olayda davacının tüketici sıfatına haiz olmadığının da açıkça ortada olduğunu, davacının, dava dışı borçlu firmanın müvekkili banka nezdinde kullanmış olduğu ve ticari saiki tartışmasız olan avans teminat mektubuna karşılık olmak üzere; kendi rızasıyla rehin sözleşmesi akdettiğini, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, dava konusunun bir tüketici işlemi olmadığını, davanın ticari nitelikte olduğunu, bu nedenle işbu davanın öncelikle görev yönünden reddini talep ettiklerini, aksi halde esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; davacının davalı banka nezdindeki ——nolu vadesiz Euro hesabında bulunan 46.850 Euronun üzerinde bulunan blokenin kaldırılması- muarazanın giderilmesine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalı banka nezdindeki ——nolu vadesiz Euro hesabında bulunan 46.850 Euronun üzerinde bulunan blokenin kaldırılması talebi hususlarında olduğu anlaşıldı. Eldeki dava öncelikle—— esas sırasını kaydedilerek görülmüş, ilgili Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle Mahkememizin işbu esas sırasına kaydedilerek tahkikata devam olunmuştur.
Taraf delilleri toplanılmış, uyuşmazlığın çözümü bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 20/06/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı——arasındaki hukuki ilişkinin hesap rehni/mevduat rehni sözleşmesi olduğu, taraflar arasında akdedilen ——Sözleşmesi’nde rehnin kapsamının düzenlendiği, 4. maddenin genel işlem şartı niteliğinde olduğu ve TBK m. 21 hükmü uyarınca geçersiz sayılması gerektiği, dosyaya mübrez, davacının el yazısı ile kaleme alınmış 15.05.2020 tarihli yazıda davacının rehnin kapsamını sadece——verilecek olan teminat mektubu ile sınırladığı, bu yazıya ilişkin olarak davalının cevap dilekçesinde rehin sözleşmesine ek yapıldığının ifade edildiği yani söz konusu yazıdan davalının da haberdar olduğu, nitekim davalı bankanın—— 10.06.2021 tarihli yazısında rehnin teminat mektubu karşılığında verildiğinin açıkça ifade edildiği, sayılan nedenlerle rehne konu edilen asıl alacağın sadece —— verilen 514.730 TL değerindeki teminat mektubu olarak değerlendirilmesi gerektiği, rehnin asıl alacağını teşkil eden teminat mektubunun davalı bankaya iade edilmesi ve davalı bankanın bu hususu açıkça kabul etmesi karşısında rehnin de kendiliğinden sona erdiği, görüş ve kanaatine varıldığını, hukuki tavsif ve nihai kanaat 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 hükmü gereği tamamen Mahkememize ait olmak üzere tespit ve görüş bildirildiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriğine göre; dava dışı —— İle davalı bankanın —— arasında genel kredi sözleşmelerinin akdedildiği, davacı ile davalı ——- arasında, bila tarihli, ——numaralı hesap üzerine, 46.850Euro tutarlı Nakit, Mevduat ve —— Sözleşmesi düzenlendiği, işbu hukuki ilişkinin hesap rehni/mevduat rehni sözleşmesi olduğu, davacı tarafça bu rehnin sadece dava dışı asıl kredi borçlusu olan —— verdiği avans teminat mektubuna teminat olmak üzere verildiği ve teminat mektubu da asıl borçlu tarafından iade olduğundan blokenin kaldırılmasının istenilmesine rağmen davalı bankanın talebi uygun görmemesi nedeniyle eldeki davanın açıldığı, davalı tarafça ise rehnin sadece avans mektubu için verilmeyip dava dışı asıl borçlunun tüm borçları için verildiğinin savunulduğu, davanın tarafları arasındaki sözleşmenin kanunen geçerlilik şekline uygun olup geçerli olarak kurulduğu, temel sorunun bahse konu rehnin hangi amaçla verildiği ile ilgili olduğu, davalı tarafın savunmasına esas olarak dayanak yaptığı aradaki sözleşmenin 4. Maddelerinin genel işlem koşulu içerip içermediği hususunun incelenmesinde; önceden hazırlanmış sözleşme metninin genel itibariyle hiç değiştirilmeden imzalandığı, bu durumun banka tarafından tek yanlı olarak hazırlanıp kabule sunulduğu kanaatine varıldığı, bu haliyle 4. maddenin genel işlem koşulu içerdiğinin anlaşıldığı, bu durumda denetim mekanizmalarının işletilmesinde, davalı banka tarafından sözleşmede genel işlem şartları kullanıldığına dair davacıya açıkça bilgi verildiğinin ve şartların içeriğinin öğrenildiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle rehin kapsamını düzenleyen 4. Maddenin geçersiz sayılmasının gerektiği kanaatine varıldığı, davacının davalıya hitaben yazdığı 15/05/2020 tarihli yazıda ——yetkilisi olduğu —— şubenizden kullanacağı 514.750 TL’lik avans teminat mektubuna konu bloke tutarı olan #257.3754# TL’nin ——-no’lu kendi hesabımdaki mevduat üzerine rehin tesis edilmesini kabul ve rica ederim.” ifadesine yer verildiği, davalı Banka tarafından sunulan cevap dilekçeleri içeriğine göre davacının el yazısı ile yazdığı bu belgenin, taraflar arasındaki “——Sözleşmesi”ne ek yapıldığının ifade edildiği, bu durumda rehne konu edilen asıl alacağın sadece davalı tarafından dava dışı —–tahsis edilen 514.730 TL değerindeki teminat mektubuna ilişkin olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca davalı—— 10.06.2021 tarihli,——sayılı,—— konu başlıklı yazısında “—–Şubemiz ticari kredi ve takip borçlusu —– Firmasına 514.730,00-71L tutarında verilen avans teminat mektubuna karşılık olmak üzere—–ile akdedilen Nakit——Sözleşmesi’ne binaen şahsın mevduat hesabına nakit blokaj uygulanmıştır.” ifadesine yer verildiği, davalının da kabulünde olduğu üzere ve bu haliyle davacının, hesap rehnini sadece ——- teminat mektubu karşılığında tesis ettiği, hesap rehninin asıl alacağını oluşturan teminat mektubunun, risk gerçekleşmeksizin, yani banka herhangi bir ödeme yapmaksızın davalıya iade edildiği, bu durumda rehne konu edilen asıl alacak sona ermiş bulunduğundan, rehin ilişkisinin kendiliğinden sona erdiği göz önünde bulundurularak, davacının rehnin kaldırılması talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; davalı ——nezdindeki —— numaralı vadesiz Euro hesabında bulunan 46.850 Euro tutarındaki BLOKENİN KALDIRILMASINA, muarazının bu şekilde giderilmesine,
2-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacının yatırdığı peşin harç miktarı olan 8.066,01 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL+ 8,50 TL =89,20 TL ilk dava masrafı ——-82,00 TL tebligat-müzekkere gideri, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.771,2‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan ——- uyarınca hesaplanan 68.407,04 TL ——- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.