Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/649 E. 2023/519 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/649 Esas
KARAR NO : 2023/519

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/09/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —–plakalı araç ile davalı araç sürücüsünün idaresindeki—— plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası yaşandığını çarpmanın etkisiyle müvekkili şirkete ait aracın savrularak yol kenarındaki kaldırıma çarptığını bu şekilde aracın hasara uğradığını kazada davalı taraf araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin araçta meydana gelen hasarın tespiti için 257,18 TL tutarında ekspertiz ücreti ödediğini yine araç hasar onarım bedeli olarak 9.884,09 TL bedelin müvekkili tarafından ödendiğini davalı sigorta şirketinin 7.363,16 TL tutarında ödeme de bulunduğunu bakiye hasar bedeli ve ekspertiz ücreti olan 2.779,28 TL‘nin tahsili için davalılar aleyhine için —–. İcra Müdürlüğü——-Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ancak davalıların haksız olarak takibe itiraz ettiklerini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
—— vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının başvurusu üzerine ekspertiz incelemesi yapılarak 7.363,16 TL hasar bedelinin davacıya 10.03.2019 tarihinde ödendiğini, davacının talep ettiği bedelin fahiş olduğunu ayrıca faizin dava tarihinden başlaması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
—– vekili cevap dilekçesinde özetle; —– plakalı aracın 30.06.2021 yılında —– Tarafından devralındığını bu nedenle—–kiralama yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini yine müvekkili —– iş bu aracı uzun süreli olarak kiraya verdiğini kaza tarihinde kiracının aracın zilyedi olduğunu bu nedenle müvekkili yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini öte yandan davacının araç hasar bedelinin ödendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.—–. İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlular aleyhine 2.779,28 TL asıl alacak 856,60 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 3.653,91 TL üzerinden takip başlattığı ödeme emrinin davalı —–25/10/2021 tarihinde —- 13/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçluya tebliğ edilmediği, borçluların süresinde itiraz ettiği takibin durduğu itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
—— Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçların tescil bilgileri istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde;
Davalı Sigorta Şirketinden poliçe ve hasar dosyası istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya rapor tanzim etmek üzere makine uzmanı ve sigortacı bilirkişiye heyet halinde tevdi edilmiş olup heyet hazırlamış olduğu raporda özetle; “Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, Şeride tecavüz etme” kurallarını ihlal eden sürücü —– sevk ve idaresinde bulunan —–plakalı araç ile meydana gelen trafik kazasının oluşumunda etkenlik arz ettiği için asli ve tam kusurlu olduğunu, sürücü —–yönünden ise atfı kabil kusur bulunmadığını, ——plakalı araçtaki hasar bedelinin 9.884,10 TL olduğunu, 7.363,16 TL ödeme yapıldığını bakiye kalan bedelin 2.778,12 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Dava trafik kazasından maddi tazminat alacağına ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: meydana gelen kazada davacıya ait araçta zarar meydana gelip gelmediği geldiyse, zarar ile kazanın uyumlu olup olmadığı, zararın oluşumunda tarafların kusur durumu ve oranlarının ne olduğu, kaza nedeniyle ortaya çıkan zararın ve hasar onarım bedelinin ne olduğu bu itibarla eksik ödeme yapılıp yapılmadığı —– İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesi uyarınca, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Aynı kanunun 50. maddesi uyarınca, zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.Kazaya karışan araçla ilgili araç kiralama sözleşmesi bulunmakla öncelikle işletenin kim olduğunu belirlemek gerekmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesi uyarınca, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olur.
Aynı kanunun 3.maddesi uyarınca da işleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut olayda; —— vekili kazaya karışan davalı aracı uzun süreli olarak kiraya verdiklerini bu nedenle aracın işleteni olmadıklarını beyan etmiş olup tarafın sunmuş olduğu kira sözleşmesinin 11/11/2018 tarihinde yapıldığı ve iş bu sözleşmesinin her yıl ek protokolle uzatıldığı, aracın bakım, onarım ve muayene gibi masraflarından sözleşme gereği kiracının sorumlu tutulduğu, anlaşıldığından araç işleteni kiracı kabul edilerek davalı ——yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Davalı sigorta yönünden; —– plaka sayılı araç sigortacısı sigorta şirketi, sigortalısının kusuru nazarında, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasarları 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazmin etmekle yükümlü olduğundan alınan bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen %100 kusur oranında zarardan sorumludur.
Davalı —–yönünden ise davalının KTK madde 84 kapsamında kusurlu olduğu bu kapsamda meydana gelen kazadan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporu doğrultusunda bir kısım ödeme yapıldığı bakiye hasar bedelinin 2.778,12 TL olduğu anlaşılmakla bu bedel üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. (Yargıtay—–HD ——) Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, alacağın likit olmaması nedeniyle, icra inkar tazminatı talebi yerinde görülmemiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı —– yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Davalıar —– yönünden davanın kısmen kabulü ile;
Davalıların —– İcra Müdürlüğü——Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin 2.778,12 TL üzerinden takibin icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte devamına fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
İcra İnkar Tazminat talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 189,77 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 109,07 TL karar harcının davalılar —— tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.778,12 TL vekâlet ücretinin davalılar —–tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar —– – davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 2.778,12 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —- verilmesine,
6-Davalı ——-davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1,16 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı—— verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam: 161,40 TL’nin davalılar ——tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 347,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 3.347,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 3.346,10 TL’nin davalılar —— tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar ——-tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —–(sicil no—–Hazine tarafından ödenen 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.599,33 TL’sinin davalılar—–, 0,67 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.