Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/625 E. 2023/612 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/625
KARAR NO : 2023/612

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı —Sigorta Şirketi tarafından —-poliçe numarasıyla sigortalanmış — ait —- plakalı araç tarafından, 29.11.2019 tarihinde müvekkiline ait —plakalı araca çarpılması sonucu —- ilçesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu müvekkilinin aracında meydana gelen reel değer kaybı bağımsız eksper —- tarafından hazırlanmış olan ekspertiz raporu ile 1.250,00-TL tespit edildiğini, davalıya 31/05/2021 tarihli ihtarname gönderildiğini, 2918 sayılı Kanunun 97.maddesi uyarınca 15 gün içinde yazılı cevap verilmesi veya ihtarnamede belirtilen hesap numarasına ödeme yapılmasını, aksi halde her türlü yasal yollara başvurulacağının bildirilmiş olmasına rağmen davalı tarafça değer kaybına ilişkin bir ödeme yapılmadığını, belirsiz alacak davası niteliğindeki işbu davalarında, alacaklarının belirgin hale gelmesini müteakip artırım hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik; kaza sebebiyle oluşan değer kaybı alacaklarının şimdilik 100,00,-TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminini, vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 29/11/2019 tarihinde —- plakalı araç seyir halinde iken—-ait —– plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen —- plakalı araç müvekkili şirket tarafından 17.01.2019-2020 vadeli —- no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemece müvekkili şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumluluklarının bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ edildiğinde cevap verme ve karşı delil ibraz etme haklarını saklı tuttuklarını, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak —- plakalı araca ait kasko poliçesinin bulunup bulunmadığının sorulmasını, daha önceki kaza kayıtlarının ve ilgili sigortalardan ekspertiz raporlarının istenilmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı araç değer kaybı alacağı istemine ilişkindir. —- plakalı —– adına kayıtlı araç, kazanın meydana geldiği 29/11/2019 tarihinde davalı sigorta şirketi bünyesinde 17.01.2019-2020 vadeli—-no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunmaktadır.
Uyuşmazlık, 29.11.2021 tarihli kazada araç sürücülerinin kusur oranlarının ne olduğu, davacının kaza nedeniyle aracında değer kaybı meydana gelip gelmediği, var ise bunların oranı ve talep edebileceği tazminat miktarının ne olduğu, davacının hakem heyeti tarafından aldırılan rapora ilişkin ekspertiz ücreti talebinin yerinde yerinde olup olmadığı noktasındadır.Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Trafik kazaları kusur/ hasar- değer tespiti uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; dosya muhteviyatında bulunan bilgi ve belgeler birlikte nazara alındığında, kaza yerinin konumu ve mahal şartlarla dikkate alınarak olay değerlendirilip, 29.11.2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında; —–plakalı araç sürücüsü: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için: 8/8 oranında %100 kusurlu olduğunu, sürücü —-sevk ve idaresinde bulunan —- plakalı aracı ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmelikte belirtilen sürücülerin uyması zorunlu kurallara riayet ettiği bu kazanın oluşumunda alabileceği herhangi bir tedbir ve önlem bulunmadığından kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusuru bulunmadığı, 29.11.2019 tarihinde meydana gelen kazada trafik kazası tespit tutanağındaki bilgiler ve dosya içeriğinde bulunan—-plakalı araca ait hasar bilgilerinin, —-plakalı araç üzerinde oluşan hasarlı parçalar ile uyumlu olduğu değerlendirmesi yapıldığını, dava konusu kazada —- plakalı aracın arka kısımlarından aldığı hasar göz önünde bulundurulduğunu, mevcut kazada —-plakalı aracın ön kısımlarından da hasar aldığı görüldüğünü, bu ön kısımlarından aldığı hasar dikkate alınmadığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 88.maddesine göre, maddi hasarlı kazada işleten, sürücü, sigortacı gibi birden çok sorumlu varsa aynı zarardan her biri müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan, zarar görenin/görenlerin, dilediği borçluya başvurup zararın tazminini isteme hakkı olacağını, müteselsil borçlulardan biri tarafından yapılan ödeme tüm borçluların ödeme oranında borçtan kurtulması sonucunu doğuracağı (Y./—.HD. 25.01.2005 Tarih, —-), bu bilgiler dâhilinde— plakalı, —- marka, —–tipi, —– model araçta oluşan değer kaybı bedeli için, derdest davaya konu ettiği ve davalının tazmin etmesini istediği toplam zararının, “ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle; değer kaybı bedeli -1.500,00 TL’ye baliğ olduğu, bu tutarın serbest piyasa koşullarına ve dosya kapsamına uygun olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 04/03/2023 tarihli talep arttırım dilekçesi ile, talebini 1.500,00 TL ne arttırdığını bildirmiş, dilekçe davalı yana tebliğ edilmiştir.Tüm dosya münderecatı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi raporu gözetildiğinde ; 29/11/2019 tarihinde, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü yönetimindeki —— plaka sayılı araç ile davacı adına kayıtlı —- plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, davacı adına kayıtlı araçta değer kaybı olarak 1.500,00 TL hesaplandığı ve rapora Mahkememizce iştirak olunduğu, buna göre, 29/11/2019 tarihinde meydana gelen kazanın,—-plaka sayılı araç sürücüsü —-kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı,—- plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—– plaka sayılı araç sigortacısı davalı sigorta şirketi; sigorta ettirenin, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması, Yargıtay —.HD —— sayılı kararında da belirtilen kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız eylem sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve zararın tümünün olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalıların sorumlu oldukları kabul edilmiştir.

Değer kaybı talebi yönünden yapılan değerlendirmede; değer kaybı; aracın kazadan önceki piyasa değeri ile kazadan sonraki piyasa değeri arasındaki farka verilen addır.Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir. (Yargıtay —-.HD ——Bu kapsamda, yukarıda sınırı çizilen sorumluluk kapsamında davalı / davalılar değer kaybından sorumludur.Değer kaybının hesabı, teknik bir konu olması nedeniyle alanında uzman bilirkişiden rapor, değer kaybına ilişkin rapor düzenlettirilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli —yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve —–esas —– sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanununun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği, iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartların kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartların sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartların birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir Bu kapsamda açılan davalarda TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir. Bu durumda, iptal kararı ile, Genel Şartların yürürlüğe girdiği, 01/ 06/ 2015 tarihinden önceki inceleme ve araştırma metotlarına dönülmesi gerekir. — BAM —-.—-)Bilirkişice genel şartlar öncesi Yargıtay uygulamasına göre rapor tanzim edildiği görülmüştür. Yukarıdaki açıklama gereği, genel şartlar öncesi uygulama nazara alınmıştır. Davacının değer kaybı bedeli için davalıya başvuru tarihinin 04/06/2021 olduğu, 8 iş günü sonrası 17/06/2021tarihinin davalının temerrüt tarihi olarak kabulünün gerektiği, bahse konu her iki aracın kullanım amacının hususi olması nedeniyle yasal faize hükmetmek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile 1.500,00 TL değer kaybı alacağının temerrüt tarihi 17/06/2021 den itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Alınması gerekli 269,85 TL karar harcından başlangıçta alınan 80,70 harçtan mahsubu ile 189,15‬ TL bakiye harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 23,91 TL ıslah harcı toplamı olan 104,61 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 103,70 TL ilk dava masrafı, 1.350,00TL bilirkişi ücreti, 61,00TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.514,7‬0TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, miktar itibari ile kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.