Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/622 E. 2023/500 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/622 Esas
KARAR NO : 2023/500

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, Müvekkili —–. tarafından —– ve ——- aleyhine başlatılan icra takibine karşı borçluların haksız olarak itiraz etmesi sonucu duran takibin devamı için iş bu itirazın iptali davası ikame edildiğini, dava konusu uyuşmazlık TTK 4/1 uyarınca her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı için görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, söz konusu uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkeme HMK 16/1 uyarınca haksız fiilden zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu doğrultuda zarar gören davacının yerleşim yeri adresi “—– olduğu için yetkili mahkeme —– Mahkemeleri olduğunu, işbu davaya konu uyuşmazlığın sebebini müvekkili şirkete ait —– marka—– model —— plakalı araç ile davalı araç sürücüsünün idaresindeki—– plakalı araç arasında —— meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası oluşturtuğunu, müvekkili şirkete ait araç kurallara uygun bir şekilde cadde üzerinde seyir halindeyken,——plakalı davalı araç sürücüsünün U dönüşü yaparken müvekkil şirkete ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, çarpmanın sonucunda müvekkili şirkete ait aracın sağ ön kısımlarında ciddi hasarlar meydana geldiğini, tramer sorgu sonucuna göre “Davalı araç sürücüsü Karayolları Trafik Kanunu 84/1-i bendi uyarınca %96 kusurludur ve müvekkilinin zararını kusuru oranında gidermekle yükümlüdür.” Müvekkil şirket aracında meydana gelen hasarın tespiti için 213.78-TL tutarında ekspertiz ücreti ödediğini, yapılan hasar tespiti sonrasında araç hasar onarım bedeli olarak 2.374,42-TL müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davalı sigorta şirketi, müvekkili şirkete 1.187.06 TL tutarında ödeme de bulunduğunu, kalan bakiye hasar bedeli ve ekspertiz ücreti olan 1.401.20-TL nin tahsili için davalılar aleyhinin —–. İcra Müdül —— sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalılar/Borçlular tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiğini, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup büro dosya numarası —–arabuluculuk numarası——olan arabuluculuk dosyasında anlaşmaya varılmaması neticesinde 31.05.2022 tarihinde son arabuluculuk tutanağı düzenlendiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi gereğince “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesine göre “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Karayolları Trafik Kanunu 97. Maddesi gereğince zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Bunun üzerine kazada davalı araç sürücüsü kusurlu olduğundan karşı aracın trafik sigortacısına başvuruda bulunulmuştur. Davalı sigorta şirketine ——- No’lu 10.12.2018 tarihli vansıtma fatura ile birlikte talebe ilişkin başvuru yapıldığını, davalı taraf yasal evraklar ile likit bir alacağa karşı kötü niyetli olarak borcu olmadığı yönünde itiraz etmiş olup müvekkilimizin alacağını almasında gecikmeye sebebiyet vermiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle sabit olan hasar tazminat meblağı doğrultusunda yapılan takibe ödemeyi geciktirme amacıyla haksız itirazda bulunan kötü niyetli davalı aleyhine alacak rakamının 9620sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, Haklı ve hukuka uygun davanın kabulüne, borçlunun takibe, asıl al. ferilerine ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptaline, —– İcra Müdürlüğü ——. sayılı icra dosyasındaki takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı talebimizin kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.

ll. SAVUNMA:
Davalı ——-Sigorta vekili; cevap dilekçesinde, Müvekkili Şirket’in poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamında azami poliçe limiti ile sınırlı olduğu, Zorunlu trafik sigortası bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde Yapılan Değişiklik ile trafik sigortalarına – ilişkin açılacak maddi tazminat davasına ilişkin düzenleme yapıldığı, yeni düzenlemeye göre davacı tarafından yapılmış geçerli bir başvuru söz konusu olmayıp, Mahkeme huzurunda ikame edilen başvuru anılan dava şartını haiz olmadığından ötürü, ilgili davanın başkaca hiçbir incelemeye gerek duyulmaksızın reddinin gerektiğini, davacıların tüm belge ve delilleri taraflarına tebliğe çıkartılmadığından dolayı, öncelikle dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin tarafımıza tebliğe çıkartılmasını talep ettiklerini, Motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. Maddesinde düzenlenmiş olup, dava konusu kaza dava zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazlarımız doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, söz konusu trafik kazası sebebiyle müvekkili şirket tarafından 1.187.08-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme neticesinde işbu dava konusu hasara ilişkin hiçbir sorumluluklarının kalmadığını, davacıya toplam maddi zararının ödenmesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte karşı tarafça sunulan ekspertiz raporunda belirtilen araç hasarı ve değer kaybına ilişkin tutarların fahiş olduğunu, Fatura ibraz edilip edilmediği belirsiz olduğundan işçilik tutarı açısından KDV hariç hesaplama yapılması gerektiğini, başvuran sahibince fatura sunulmadığından, afaki olarak talep edilen parça ve işçilik bedelinin gerek mevzuat hükümlerince gerekse de sigorta prensiplerine aykırı olacağı, KTK Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın “B.2.Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı maddesinde; “2.2. Hak sahibi aracının, bu madde uyarınca Hazine Müsteşarlığınca belirlenen ölçütleri karşılayan, dilediği onarım merkezinde onarılmasını talep edildiğini, bu durumda sigortacı, araç kaza tarihi itibariyle anlaşma olduğu onarım merkezinde onarılsaydı uygulanacak parça, tedarik, işçilik ve diğer hususlara göre belirlenecek bedele göre ödeme yapabilir.” düzenlemesi bulunmakta olduğundan parça fiyatları üzerinden iskontosuz bir şekilde hesaplama yapılması istenin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olacağı, müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçe, trafik poliçesi olup bu poliçe ile şartların yerine gelmesi halinde, sigortalı aracın neden olduğu doğrudan zararlar karşılanmakta olup, müvekkili şirketin ekspertiz ücretine ilişkin herhangi bir teminatı ve sorumluluğunun bulunmadığı, her ne kadar davacı kurum söz konusu kaza sonucu şahıslara belirli bir miktar ödeme yapmışsa da müvekkili şirket açısından bu alacak likit nitelikte olmadığından icra inkar tazminat talebinin haksız nitelikte olduğu; Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesi uyarınca aleyhimize hüküm kurulması halinde müvekkil Şirket dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceği, sonuç olarak; öncelikle zamanaşımı def’imiz ve gerekçeli itirazlarımız dikkate alınarak Mahkemeniz nezdinde görülen olan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı yanın taleplerinin dava tarihinden önce ödenmiş olması sebebiyle huzurdaki davanın reddine, Aleyhe hüküm kurulması halinde kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve —– Dairesi’nden rapor alınmasına, Araç hasarına ve ekspertiz ücretine ilişkin taleplerin reddine bir an için aksi kanaatte olunması halinde uzman sigorta eksperinden rapor alınmasına, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı—– vekili; cevap dilekçesinde, “—– plakalı aracımla —— aracıyla kaza yaptığını, rapor tutulduğunu, gerekli bütün belgeler sigorta şirketine bildirildiğini, kaza sonucu suçlu bulunduğundan dolayı kendi aracının masraflarını kendi ödediğini, karşı taraf (——-) bildiğim kadarıyla ve olması gerektiği gibi sigorta şirketinden ödemesini aldığını ve konu kapanmış diye bildiğini, sonra bana —- tarafından bir icra kâğıdı gönderildiğini,—–sorduğumda —– Sigortanın eksik yatırdığını söylediğini, —— Sigortayla görüştüğünde paranın tam yatırıldığını söylediklerini, kendisinie icra kâğıdı gelene kadar ne bir ödeme belgesi ne de borcunun olduğuna dair bir evrak gönderilmediğini, zaten taraflarında kabul ettiği gibi eğer eksik bir ödeme varsa bunu da sigorta şirketinin ödemesi gerektiğini, kendisinin kaç TL ödenmesi gerektiğin ve kaç TL ödeme yapıldığını bildiğini, kazanın —– olduğunu ve kendinin —– ikamet ettiğini, fakat mahkeme —-açıldığını, kendinin—–gelecek maddi durumunun olmadığını, ifadesinin gerekmesi halinde kendisini —– ifade etmek istiyorum” şeklinde belirtmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu uğranılan araç hasar tazminatı ve ekspertiz ücreti istemine ilişkindir. Davalı şirkete sigortalı —– plakalı araç ile davacıya ait —–plakalı araç arasında 30/10/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, kazanın oluşmasında kusur oranının tespiti ile, davacıya ait araçta anılan kaza nedeniyle hasar oluşup oluşmadığı, mevcutsa hasar miktarının ne olduğu ve hasar bedelinin davalının sorumlu olup olmadığının, ayrıca ekspertiz ücretinden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi hususundadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında ;
30.10.2018 tarihinde saat 15.30 sularında davalı —- sevk ve idaresindeki—–plakalı aracı ile —–. üzerinde U dönüşü yaptığı esnada—— plakalı aracın sol yan kısımları ile kendisi ile aynı yol güzergâhı üzerinde ve sol tarafında cadde üzerinde seyir halinde bulunan mülkiyeti davacı —– ait ve dava dışı —— sevk ve idaresindeki ——plakalı aracın sağ kısımlarına aracı ile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,01.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere;—– plakalı aracın davalı sürücüsü —— 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47/d ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin Madde 95/d bendinde açıklanan; “Araç ve hayvan sürücüleri ile yayalar yolu kullanırken; olarak Karayolları Trafik Kanununda ve Karayolları diğer kural, yasak, zorunluluk ve yükümlülüklere uymak zorundadırlar.” Kurallarını ihlal ettiği ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 67/ a,b ve ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmelik Madde 137/b-2e bendinde açıklanan; Manevralarda aşağıdaki kurallar uygulanır. a) Sürücülerin, park vapmış taşıtlar arasından çıkarken, duraklarken veya park yaparken taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır, b) Yönetmelikte belirtilen şartlar dışında geriye dönmek veya geriye gitmek yasaktır. İzin verilen hallerde bu manevraları yapacak sürücüler, karayolunu kullananlar için tehlike veya engel yaratmamak zorundadır, kurallarını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğuna,—– plakalı aracın dava dışı —— olayda herhangi bir kusuru bulunmadığına kanaat getirilmiştir.
Buna göre, 30.10.2018 tarihinde meydana gelen kazanın, .—– plaka sayılı araç sürücüsünün kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı, —— plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—– plaka sayılı araç sigortacısı Sigorta Şirketi; Sigortalısının kusuru nazarında, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasarları 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazmin etmekle yükümlü olması, nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalıların sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Hasar Bedeli ve Ekspertiz Ücreti Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
01.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda ; Kaza kapsamında değiştirilmesi planlanan parçaların hasar ile uyumlu olduğu, oluşan hasarların iskontolar düşüldükten sonra yaklaşık, KDV dahil 2.374,42-TL fiyata kaporta ve boya yapılarak onarımının yapılabileceği, tutarın eksper raporundaki tutar ile uyumlu olduğu, dava dosyasındaki belgelere göre —— toplamda KDV dahil 1.187,08-TL EFT gönderdiği dikkate alındığında “——- numaralı hasar dosyasına istinaden KDV dahil 1.187,34-TL eksik bakiye alacağının kaldığı belirtilmiştir.
Denetime elverişli 01.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda, kaza neticesinde davacıya ait araçta 2.374,42 TL hasar meydana geldiği, kaza sonrası davalı sigorta şirketince 1.187,08 TL ödeme yapıldığı, eksik kalan 1.187,34 TL bulunduğu, yukarıda sorumluluğu çizilen davalının, bu zarardan sorumlu olduğu, davacı vekilince 213,78 TL ekspertiz, 1.187,42 TL bakiye hasar bedeli için takip yapıldığı talebinin yerinde olduğu değerlendirilmekle, davalının takibe itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. (Yargıtay —–HD —–Bu kapsamda, alacağın likit olmaması, alacağın tespitinin bilirkişi raporu sonrasında anlaşılması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmemesi nedeniyle, icra inkar tazminatı talebi yerinde görülmemiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının —–İcra Müdürlüğü’nün——Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına
2-İcra İnkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 95,72 karar ve ilam harcından 80,70 TL peşin harç mahsubu ile bakiye 15,02 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.401,20 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 80,70 TL peşin harç toplamı: 161,40 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.657,50 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalının yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucuya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı.