Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/58 E. 2023/798 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/58 Esas
KARAR NO : 2023/798
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/01/2022
KARAR TARİHİ: 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
:Davacı vekili dava dilekçesinde : müvekkili şirketin sağlık ve kozmetik ürünleri üretim ve pazarlaması ile iştigal ettiğini, davalı ile müvekkili şirket arasında borç ilişkisi doğmuş olup müvekkili şirketin davalı taraftan alacağı olduğunu, davalının müvekkili şirkete olan borçlarının ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında ———-dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının uzun süredir borcunu ödemediğini, müvekkilinin ve davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucu davalının borcunun olduğunun görüleceğini, davalının faaliyet gösterdiği eczaneyi kapatma ve mal varlığını devretme hazırlığında olduğunun öğrenildiğini, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı tarafa usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi vermemiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
——— takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 11/08/2021 tarihinde asıl alacak 14.980,10 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 25/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından aynı tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi —- tarafından —— düzenlenen rapora göre; takdir Mahkemeye ait olmak üzere raporun tespit ve değerlendirmeler ışığında dava konusu alacak kalemlerine ilişkin olarak; davalı ———6102 sayılı TTK.m. 64/3 ve VUK.m.182 uyarınca 2021 yılı tutulması zorunlu olan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterinin usulüne uygun açılış onaylarının olduğu, 2021 yılı Yevmiye Defterinin 6102 sayılı TTK.m. 64/3’e göre kapanış tasdiklerinin bulunduğunun tespit edildiğini, davalı —— 2021 yılı ticari defter kayıtları ve dava dosyasındaki evraklara istinaden davacı —– davalı—– tutarlı, —- tutarlı, —- tutarlı, —— tutarlı,——– tutarlı olmak üzere toplamda 51.519,98 TL tutarlı fatura düzenlediğinin tespit edildiğini, davalı—– yılı ticari defter kayıtlarına istinaden davalı—– davacı —— tarihi itibariyle 0,00 TL borçlu göründüğünün tespit edildiğini, davalı ——- yılı ticari defter kayıtlarında16.03.2021 tarihinde 16.519,98 TL ve 26.05.2021 tarihinde 35.000,00 TL olmak üzere toplamda 51.519,98 TL ödeme yapıldığına ilişkin yevmiye kaydı yapıldığı, her iki ödemenin de nakit olarak yapılmış olarak kayıtları alındığı ve ödemeye ilişkin davalının ticari defter evraklarında herhangi bir ödeme makbuzu, banka dekontu, vs. tespit edilemediği bildirilmiştir.
Bilirkişi —— rapor içeriğine göre; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacı bilgi ve belgelerinin incelenmesi verilen görev ile sınırlı olarak mezkür suretle tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; davacının davalı ——rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari ilişkisinden hareketle açık cari hesap bütçesi tutarı olan 14.980,10 TL kadar alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 14.980,00 TL alacaklı olduğu, tarafların——formlarının örtüştüğü, davalının ticari defterlerini sunduğu, uyuşmazlık konusu beş adet faturanın davalı kayıtlarına işlenmiş olduğu, davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ———–, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, davalı defterlerinde davacı defterlerinde yer almayan ödemelerin bulunduğu ve bu kapsamda davalının davacıya borçlu olarak görünmediği raporda tespit edilmiş ise de ödemelerin nakit olarak yapıldığı, ödemelere ait belge bulunmadığı, ödeme yaptığını davalının ispatlaması gerektiği, bu yönde ispat vasıtasının bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 14.980,00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, (dava tam kabul olup kısa kararda aşan istemin reddine şeklinde sehven yazılmış, bu durum belirtilmekle yetinilmiştir.) İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULU ile; ——– sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile; takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle, 14.980,00TL asıl alacak üzerinden devamına, aşan istemin reddine,
Hükmolunan asıl alacağın %20 si icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı 1.023,29 TL’den peşin olarak yatırılan 180,93TL nin mahsubu ile 842,36‬ TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 180,93 TL peşin harç/harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 2.100,00 TL bilirkişi, 882,70 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.074,9‬0 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 14.980,10 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2023