Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/563 E. 2023/830 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/563 Esas
KARAR NO:2023/830
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 14/03/2017
KARAR TARİHİ: 26/10/2023

——maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.DAVA:Davacı vekili; 27/01/2017 tarihinde sürücü —–sevk ve idaresinde bulunan —- plakalı araç ile meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkillerinin müşterek kızları —- vefat ettiğini, ——————- tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu ancak yasal süre içinde herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaysıyla şimdilik her bir davacıya ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

ll. CEVAP:Davalı vekili; usulüne uygun başvuru yapılmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davada öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiği, sorumluluklarının sigorta araç sürücüsünün kusur oranında ve azami poliçe limiti ile sınırlı olduğu, kazada sigortalı araç sürücüsünün yaşsal sınırlar üzerine alkollü olması nedeni ile işleten rücu haklarının saklı olduğunu, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/01/2017 tarihinde sürücü —- sevk ve idaresinde bulunan——-araç ile meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkillerinin kızının —– vefat ettiğini, —- sorumlu olan ——- tarihinde KTK mad. 97 gereği yazılı başvuruda bulunulduğunu, fakat yasal süre zarfında, başvurularına sorumlu ——— tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, trafik kazasında kızını kaybeden müvekkillerin mahrum kaldığı destek tazminatı için şimdilik 1.000TL anne için de 1.000 TL baba için 2.000TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek olan ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, herhangi bir tazminat hesaplanması durumunda; hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacı yana herhangi bir tazminat ödenmesi halinde ise, sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olması sebebiyle, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ————- gereği sigorta ettirene rücu haklarının bulunduğunu usulsuz açılan davanın reddini talep etmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda “Davanın kabulü ile,——- yönünden 59.008 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ———– yönünden 88.140,06 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 14/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine… ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf üzerine mahkememiz kararını inceleyen,——–sayılı ilamı ile; “Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin Üniversite öğrencisi olduğundan üniversitede almış olduğu eğitime uygun mesleği yapacağı veya diğer değişik işlerde kazanç sağlayacağı kabul edilerek ve buna uygun emsalleri bildirilen emsal ücret ortalaması göz önüne alınarak yapılan hesaplamanın—— uygun olduğu anlaşıldığından desteğin gelirinin asgari ücretten hesaplanması gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.Ancak mahkemece ceza dosyası celp edilerek sonucuna göre kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve kusura ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan kolluk ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan destek ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, destek ile sürücünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de dosya ve ———- sisteminden dosyaya aktarılan emniyette alınan ifade tutanakları içeriğinden, taşımanın desteğin veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.BK’nın 52. maddesi gereği hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan, davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yine aynı şekilde takdiri indirim nedeniyle tazminattan indirilen miktar yönünden yargılama giderleri yönünden de oranlama yapılamayacağının gözden kaçırılmış olması doğru olmamıştır.” gerekçeleriyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar vermiştir.Kaldırma kararı üzerine mahkememiz dosyası yeni esas kayıt edilerek, yargılamaya devam olunmuştur.27.01.2017 tarihi saat 00:40 da meydana gelen trafik kazasının meydana geldiği yerin; iki yönlü iki şeritli şehir içi yol olduğu, azami hız limitinin 50 km/h olduğu, gün durumunun gece, hava durumunun açık, yol zemininin kuru, yol çalışması ve görüşe engel cisim bulunmadığı, iki araçla kaza olduğu, eğimsiz düz yol olduğu, karşı şeride geçme nedeni ile kafa kafaya çarpışma gerçekleştiği, çarpışmanın etkisi ile otomobil aracın çarpma noktasından 16 metre geriye savrulduğu, otobüs aracında 16 metre ileride şarampole doğru sağa eğimli olarak durabildiği, yerde fren izleri olmadığı, kaza sonucu araçlardan birinde yolcu olan ——-olay yerinde ——- olduğu, araçtan savrulmadığı, dışarıya fırlamadığı, bedeninin sağ ön yolcu koltuğunda olduğu olay yeri inceleme tutanaklarından ve kaza tespit tutanağından anlaşılmıştır.
Olay hakkında bilirkişiden kusur raporu aldırılmıştır.04.04.2023 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, ——Plakalı Otomobil Aracın Şöförü Olan ———2918 Sayılı Kara Yolları Trafik Kanununun da Madde 84, 36 ve 48’i ihlal ihlal ettiği, otomobil sürücüsü onur yalçının aracı kullanma yetkisi olmamasına rağmen sürücü belgesi olmadan kazaya karışan aracı kullandığı, bu kullanmada yasal sınır olan 0,50 promil alkol miktarından çok yüksek olan 304 promil alkollü olarak aracı kullandığı, kendi istikametinde ilerlemekte iken karşı şeritten gelen aracın şeridine girerek, karşı şeritten gelen araca çarpması ile kazanın meydana geldiği Yukarıda açıklanan maddeleri ihlali nedeni ile ——plakalı araç asli ve tam olarak %100 kusurlu olduğuna,—- Plakalı Otobüs Aracın Şöförü Olan ——- kazanın oluşumunda üzerine atfı kabul kusuru bulunmadığına,—–Plakalı Otomobil Araçta Yolcu Olan Müteveffa —- kazanın meydana gelmesinde üzerine atfı kabul kusuru bulunmadığına, kanaat getirilmiştir.———-sayılı kararında “Kamu düzeniyle ilgili durumlarda, kazanılmış usulî haktan söz edilemeyecektir. Bu niteliği dikkate alındığında asgari ücretteki değişiklikler de usulî kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde bulunup aynı davada ve yargılamanın her aşamasında hâkim tarafından re’sen gözetilmesi gerekir. —– kararında da aynı yaklaşım benimsenmiştir. Tazminat hesabında hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınmasının nedeni tazminatların hesaplanma yöntemiyle ilgili olup tazminat miktarının belirlenmesi ileriye dönük varsayımsal hesaplamaları gerektirmesi ve gerçek belli iken varsayıma dayalı hesaplama yapılıp buna göre karar verilmesinin mümkün olmaması esasına dayalıdır. Bu durumun “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesine uygun olduğu ——-sayılı kararında da belirtilmiştir.Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması mahkemenin vereceği ilk hükümle ilgili olup bu hükmün yeniden rapor alınmasını gerektirmeyen bir nedenle bozulması hâlinde yeni verilecek hüküm tarihini esas alan bir hesaplama yapılması gerekmeyecek ancak bozma nedeni tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektiriyor ise bu takdirde alınacak raporda sonradan değişen ücretler esas alınarak önceki rapordaki miktarlar itibarıyla varsa usulî kazanılmış hak oluşturan durumlarında gözetilmesi gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik maddi tazminat hesabı noktasında temyiz itirazı bulunmadığı veya —– maddi tazminat hesabı yönünden bir aykırılık görülmediği takdirde bu raporun esas alınması gerektiği konusunda usulî kazanılmış hak oluşacağından farklı bir hesaplama içeren yeni rapora göre karar verilmesi usulî kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.Mahkememiz kararı kusur raporu alınmamasından ve müterafik kusur indiriminin yargılama giderlerinde değerlendirilmesi nedeniyle bozulmuştur.Bu kapsamda mahkememizin istinaf edilen önceki kararında hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik maddi tazminat hesabı noktasında istinafı bulunmadığı, bölge adliye mahkemesince de maddi tazminat hesabı yönünden bir aykırılık görülmediğinden, ilk hesap raporunun hükme esas alınması gerektiği konusunda usulî kazanılmış hak oluşacağından, mahkememizce 16.04.2018 tarihli rapor hükme esas alınmıştır. Diğer bir ifadeyle istinaf kaldırma ilamıyla hesap raporundaki bozulmayan hususlarda davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş olup, mahkemizce buna uygun olarak düzenlenen 16.04.2018 tarihli rapor hükme esas alınmıştır. 16/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle, —– tarafından davacılara ödenen rücuya tabi bir ödemenin bulunmadığı, davacı müteveffanın babası —— talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 73.760,00-TL, davacı müteveffanın annesi ——– talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 110.175,08-TL olduğu, kaza tarihinde müteveffa son sınıf öğrencisi olduğu, yaşıyor olsa idi bahar döneminde mezun olacağı ve kütüphaneci olarak işe başlama tarihinin eylül 2017 olacağı öngörüsü ile ———- göre hesaplama yapıldığı görülmüştür.Müteveffanın yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ile arkadaş olduğu, birlikte alkol aldıkları dolayısıyla sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği anlaşıldığından mahkememizce bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1- —— yönünden 59.008,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ——- yönünden 88.140,06 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 14/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 10.051,68 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL TL peşin harç ile 1.121,40 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 8.898,88 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı .———davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı——— davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacı——– alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 17.900,00 vekâlet ücretinin davacı ———- alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacılar tarafından yatırılan 1.184,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davacılar tarafından yatırılan 4.475,10 TL yargılama giderinden davanın red(%55,41)ve kabul(%44,59) oranına göre hesaplanan 1.995,47 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 110,82 TL ‘sinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2023