Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/562 E. 2023/368 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/562 Esas
KARAR NO : 2023/368

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, Davacı müvekkil —– Şubesi ——arasında 06.11.2017 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri/Genel Kredi Taahhütnamelerine istinaden müvekkil banka tarafından adı geçen borçluya kredi kullandırıldığı, davalı —— imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan kredilere müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, borçlu şirket taraflar arasındaki sözleşmede geri ödeme yükümlülüklerine aykırı davranarak ödemelerini yapmadığından 15.03.2021 itibariyle hesabın kat edildiği, kredi borçlusu ve kefile —–. Noterliğinin 07.07.2021 tarih ve ——yevmiye numaralı ihtarname ile hesabın kat edildiğinin ve 7 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, usulüne uygun ihtara rağmen talep edilen meblağın ödenmemesi üzerine —— Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün ——Esas sayısı ile ilamsız takibe——ödeme emrine, işlemiş faize, fer ‘ilerine, takibe ve borca itiraz edildiği, davalı borçluların borca itirazlarının haksız olduğu, davalı borçluların faiz ve faiz oranına itirazlarının da haksız olduğu, banka defter ve kayıtlarının HMK 193 gereği yazılı delil anlaşması niteliğinde olduğu,” beyan edilerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun ——Banka Alacakları İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı dosyaya yaptığı itirazın iptali ile takibin toplamda 29.535,93 TL yönünden diğer şartlarla aynen devamına, dava değerinin %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere davalı borçlunun icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi, talep edilmiştir.

ll. SAVUNMA:
Davalı vekiline usulüne uygun tebliğ yapıldığı ancak cevap verilmediği görüldü.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.——Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasının tetkikinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik 39.535,94 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalılardan talep edilip edilemeyeceği, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
Davacı —– Şuhesi ile dava dışı —– arasında 06.11.2017 tarih ve 250.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, Davalı —– aynı limit dahilinde borca müteselsil kefil olduğu,Davaya konu icra takibinde talep edilen alacak tutarları davacı banka tarafından davalıya kullandırılan 1 adet Borçlu Cari Hesap, 1 adet Ticari Kredi Kartı ve 1 adet Ticari Kredili Mevduat Hesabı hesabından oluşmakta olduğu,Davacı banka tarafından dava dışı —–. ile Davalı ——Noterliğinin 17.03.2021 tarih ve —— yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek takipten önce, toplam 35.020,28 TL’nin ödenmesi için 7 gün süre verildiği, ihtarnamenin davalıya 20.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, Davacı banka tarafından yine aynı kişilere karşı bu kezde —– Noterliğinin 07.07.2021 tarih ve —— yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderilerek, takipten önce, toplam 37.536,34 TL’nin ödenmesi için 1 gün süre verildiği, ihtarnamenin davalıya 09.07.2021 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği, anlaşılmıştır.Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bu kapsamda düzenlenen, 28.03.2023 tarihli bankacı bilirkişi raporunda; Kredili mevduat hesabı için 4.877,25 TL asıl alacak, 621,29 TL 14.06.2021 öncesi akdi faiz, 189,92 TL 14.06.2021 sonrası kredili mevduat hesabı, 40.56 BSMV,
Cari hesap için, 20.677,06 TL cari hesap asıl alacağı, 2.921,39 TL, 14.06.2021 öncesi akdi faiz, 897,58 TL 14.06.2021 sonrası akdi faiz, 55.53 TL BSMV,Kredi kartı için, 7.395,72 TL kredi kartı alacağı, 757.56 TL, 14.06.2021 öncesi akdi faiz, 287.99 TL 14.06.2021 sonrası akdi faiz, 52.28 TL BSMV, 362,51 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 39.126,64 TL olarak hesaplandığı, görülmüştür.Rapor denetime elverişli ve yerinde olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınmıştır.Bu kapsamda, davaya konu icra takibinde talep edilen alacak tutarları davacı banka tarafından davalıya kullandırılan 1 adet Borçlu Cari Hesap, 1 adet Ticari Kredi Kartı ve 1 adet Ticari Kredili Mevduat Hesabı hesabından oluşmakta olduğu, davalının dava dışı şirketin borcuna müteselsil kefil olması nedeniyle hesaplanan borçtan sorumlu olduğu saptanmakla, rapordaki miktarlar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davacıca yapılan takibe davalının itirazının iptaline karar verilmiştir.

Kefalet Şartları Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması, ayrıca aynı yasanın 584. maddesi gereğince kefilin evli olması halinde yazılı eş rızasının da alınması zorunludur. Dava konusu kefaletnamede tarih, kefil olunan miktar ve kefaletin türü de el yazısı ile yazılmış olup, davalıların, takibin dayanağı olan genel kredi sözleşmesindeki kefil sıfatıyla atılan imzalarına bir itirazları olmadığı gibi, yargılama sırasında sözleşmedeki yazıların kendilerine ait olmadığı da iddia edilmemiştir. Kefaletnamelerde tarih, kefil olunan miktar ve kefaletin türü de el yazısı ile yazılmış olup, bu haliyle davalıların kefaleti TBK’nın 583 ve 584.maddelerindeki şartları haiz olup geçerlidir.
6098 SY. TBK’nın 584 üncü maddesi gereğince, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. 28.03.2013 tarih 6455 sayılı Kanunun 77 nci maddesi ile 584 üncü maddeye üçüncü fıkra olarak:“Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler…. için eşin rızası aranmaz” hükmü eklenmiştir. Davalı asıl borçlu olan şirketin yetkilisi ve ortağıdır. Bu sözleşme için eşinin rızasına gerek yoktur. Taraflar arasındaki sözleşme, kefalete ilişkin diğer şekil şartları da taşımaktadır ve her iki davalının kefaletleri geçerlidir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. (Yargıtay —–HD ——)
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının—– Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün——-sayılı sayılı dosyasının vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
Takibin;
Kredili mevduat hesabı için 4.877,25 TL asıl alacak, 621,29 TL 14.06.2021 öncesi akdi faiz, 189,92 TL 14.06.2021 sonrası kredili mevduat hesabı, 40.56 BSMV,
Cari hesap için, 20.677,06 TL cari hesap asıl alacağı, 2.921,39 TL, 14.06.2021 öncesi akdi faiz, 897,58 TL 14.06.2021 sonrası akdi faiz, 55.53 TL BSMV,
Kredi kartı için, 7.395,72 TL kredi kartı alacağı, 757.56 TL, 14.06.2021 öncesi akdi faiz, 287.99 TL 14.06.2021 sonrası akdi faiz, 52.28 TL BSMV,
362,51 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 39.126,64 TL üzerinden AYNEN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl Alacağın (32.940,03 TL) %20 sine tekabül eden icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.672,74 TL harçtan peşin alınan 675,18 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.997,56‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 675,18 TL peşin harç toplamı: 755,88‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinden davanın red %1,04 ve kabul %98,96 oranına göre hesaplanan 1.608,18 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın red (%1,04 ) ve kabul (%98,96 ) oranına göre hesaplanan 1.306,33 TL’sinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili, 13,67‬ TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.