Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/561 E. 2023/365 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/561 Esas
KARAR NO :2023/365
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 26/07/2022
KARAR TARİHİ:27/04/2023

——adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:Davacı vekili; müvekkilinin ——– veren bir şirket olduğunu tarafla bir takım ticari emtia yönelik lojistik işi üzerinde anlaştıklarını, iş bu sözleşme kapsamında davalı gönderici şirket —— alınan emtialar —– teslim edildiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini, müvekkilinin davalı adına —— fatura tanzim etiğini, borçlu şirketin fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine ——— sayılı dosyası ile icra takibine başlatıldığını, borçlunun yasal süresinde borca itiraz ettiğini, davanın kabulüne, borçlu şirkettin ———— sayılı dosyaya yapmış haksız ve mesnetsiz borca itirazın iptali ve takibin devamına, borçlunun bu itiraz bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’den saz olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde; ——–numaralı kaptan oluşan ——- teslim edilmesi için 10.000 TL ücret karşılığı sözleri hak firma sahibi —- beyle anlaşıldığını, bu ödemenin———- ödendiğini, bu ödemeye rağmen yaklaşık —- tarihinde haberleri olmadan —— navlun bedeli e-arşiv faturası düzenlendiğini, faturanın muhasebeci hatası kaynaklı indirilerek işlendiğini, ————- numaralı —– faturası kesildiğini, karşı tarafında bu faturaya itiraz süresini geçirdiğini, bunun üzerine —————- yevmiye ihtar nolu ihtar ile faturaya itiaz etiğini bildirdiğini, karşı tarafin itiraz süresinin 19.08.2022 itibaren başladığını ve yasal süresini geçtiğini, emsal ——– kararlarına göre geçerli bir icra takibinin olması itirazın iptali davası için özel dava şartı olduğunu, takibin geçerli bir şekilde hazırlamamış olması halinde davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın reddine yargılama giderleri ve kanuni vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. ——–sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik 7.495,00 TL asıl alacak ve 739,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.264,59 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davalı tarafın inceleme gününe katılmadığı ile defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı yanın ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, davacı şirketin defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalı şirketten faturadan kaynaklı olarak 7.495,00TL alacaklı olduğu, belirtilmiştir.Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, davalıdan navlun bedelinden kaynaklı alacaklı olduğunu iddia ettiği bu iddiasını ispatlaması gerektiği, davacı vekilince hizmete dair bir vesika sunmamışsa da ticari defterler taraflar lehine delil olabilecekitir, zira uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olduğu yani iki tarafında defter tutma yükümlülüğü bulunduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari defterlerine geçirilmesi gereken bir işten doğmuş olduğu, davacının defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olduğu bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmıştır.TTK 82.maddesi gereğince, kural olarak ticari defterler tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak kabul olunur. ———- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ———yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——— Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere inceleme günü verilmiş, bu karar davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, davalının ticari defterlerini sunmadığı, bilirkişi raporunun davacının ticari defterlerinin incelenmek suretiyle hazırlandığı, dava konusu alacağın davacı şirketinin defterlerinde ise kayıtlı olduğu ise, bilirkişi raporu ile sabittir. HMK 222/3. maddesine göre davalının ticari defterlerini sunulmaması halinde davacının ticari defterleri lehine delil olarak sayılacağından, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede; Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği ——- anlaşılmakla, anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.———–
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının——— Esas sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 7.495,00 TL asıl alacak, üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alacağın %20 sine tekabül eden icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 511,98 TL harçtan peşin alınan 99,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 412,52 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 7.495,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 739,59 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 180,16 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 1.670,00 TL yargılama giderinden davanın red(%8,98) ve kabul(%91,02) oranına göre hesaplanan 1.500,01 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
11-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın red (%8,98) ve kabul (%91,02) oranına göre hesaplanan 1.201,44 TL’sinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili, 118,56 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı.27/04/2023