Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/549 E. 2023/787 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/549 Esas
KARAR NO :2023/787
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/07/2022
KARAR TARİHİ: 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesindeT

Taraflar arasında ticari ilişki mevcut olduğunu ——- yılında yapılan ticaretler neticesinde davalı tarafın müvekkili firmaya ödenmemiş 12.605,60 TL borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için —– ile takip başlattığını davalının haksız olarak borca itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20’den az olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın, zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.—— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde özetle; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine asıl alacak + işlenmiş faiz olmak üzere toplam 13.195,21 TL alacak üzerinden takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 09/05/2022 tarihinde tebliğ olduğu borçlunun 12/05/2022 tarihinde borca itiraz ettiği takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı anlaşılmıştır.

Tarafların — formları ilgili kurumlardan istenilerek dosyamız arasına alınmıştır.

Dosya taraf defter kayıtlarında inceleme yapmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi —– hazırlamış olduğu raporda özetle; davacı yanın defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, davalı yanın ise defterlerini sunmadığını davacı yanın kendi defterlerine göre 50.385,19 TL alacaklı olduğunu, davacı şirketin 22 adet fatura karşılığında 23.573,00 TL satış bildiriminde bulunduğunu davalı şirket tarafından 7 adet fatura karşılığında toplamda 7.154,00 TL alış bildiriminde bulunulduğunu ancak işbu faturaların hangi yıla ait olduğunun tespit edilemediğini, takibe konu 13 adet faturanın mevcut olduğunu faturalardaki teslim alan imzasının davalıya ait olduğunun kabul edilmesi halinde davalının ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığını ve alacak miktarının 12.605,60 TL olacağını, takip öncesi davalının temerrüde düşürülmediğini beyan etmiştir.Dava faturadan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının: Taraflar arasında bir sözleşme bulunup bulunmadığı, davacının sözleşmeden doğan edimlerini ifa edip etmediği, davacının, davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı, davacı tarafça yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali gerekip gerekmediği hususunda toplanmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında davacının edimini yerine getirip getirmediği davalının takibe konu faturaları ödeyip ödemediği——- yapılan itirazın haksız olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davanın fatura alacağından oluşan alacağın tahsili için yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devamı için açılan itirazın iptali talepli olduğu, mahkememizce tarafların defterlerinin incelenmesi için dosyanın bilirkişiye sevk edildiği, davacı tarafından incelemeye sunulan ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun davalının ise usulüne uygun tebligata rağmen incelemeye gelmediği ticari defterlerini ibraz etmediği, takip incelendiğinde dayanağının “fatura alacağı” olduğunun açık olduğu sabittir. Davacının 13 adet fatura için takip başlattığı davalının ise 7 adet fatura karşılığında toplamda 7.154,00 TL alış bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı fatura konusu hizmeti almadığını iddia etmiş ise de defterlerini incelemeye sunmadığı gibi 7 adet fatura karşılığında toplamda 7.154,00 TL alış bildiriminde bulunmakla işbu miktar yönünden resmi kayıtın aksine hizmet almadığını eş belge ile ispatlamak zorunda olan davalı bu yönde delil dosyaya sunmamıştır. Öte yandan kalan miktar yönünden usulüne uygun defter tutmayan davacı alacağını ispatlayamadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ———-Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜ ile;
1-Davalının ——— sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile, takibin 7.154,00 TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Hükmedilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 488,69 TL harçtan peşin alınan 149,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 339,39 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 7.154,00 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.451,60 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 488,69 TL peşin harç toplamı: 569,39‬ TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %43,25 ve kabul %56,75 oranına göre hesaplanan 904,31 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu ——– Hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 885,3‬0 TL’sinin davalıdan, 674,7‬0 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023