Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/545 E. 2023/220 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/545 Esas
KARAR NO : 2023/220

DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/07/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekilince verilen dava dilekçesinden özetle; müvekkili Bankanın —-Şubesi’nde adlarına hesap açtıran davalılardan—- ve —–hafta tatili olan 12.02.2022-14.02.2022 tarihleri arasını seçerek müvekkili Bankanın, —–nezdindeki rezervlerini (tahmini 10.432.000,00 TL) FAST (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi) sistemini kullanılarak, başka bankalarda bulunan hesaplara toplam 5217 adet işlem yaparak aktardıklarının tespit edildiğini, müvekkilinin kontrolü ve adli mekanizmanın işlemesini engellemek amacıyla işlemlerin hafta tatili olan cumartesi ve pazar günleri içinde gerçekleştirildiğini, müvekkili bankanın —– rezervleri, farklı bankalar nezdinde açılan davalılara ait farklı hesaplara art arda ve sürekli (işlem başına, dönemin FAST limit tutarı olan 2.000,00 TL gönderilmek suretiyle) işlem yapılarak, aynı zamanda suç işlenmiş ve müvekkili Banka zarara uğratıldığını, davalı olarak belirtilen diğer kişi ve kurumlar da bankalardaki hesaplarını, müvekkili Banka aleyhinde ika edilen ve izah etmeye çalıştığı haksız fiil teşkil eden eylemlerde kullandığını, müvekkili —– sermayesinin tamamı —-ait olmak üzere ulusal düzeyde faaliyet gösteren bir Kamu Bankası olduğunu, aynı zamanda suç teşkil eden fiilleriyle davalı şahıslar; kamu kaynaklarını, kendi lehlerine menfaat sağlamak için kullandıklarını ve kendi lehlerine mal edindiklerini, birinci aşamada 12.02.2022-14.02.2022 tarihlerinde davalılardan —– ait —–IBAN nolu hesaptan ve——ait —– IBAN nolu hesaptan, 12.02.2022-14.02.2022 tarihlerinde;
——adına kayıtlı 7 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 1065 adet işlem ile toplam 2.134.000,00 TL gönderildiğini,
—– adına kayıtlı 5 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 1236 adet işlem ile toplam 2.472.000,000 TL;
——–adına kayıtlı 11 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 1052 adet işlem ile toplam 2.104.000,00 TL;
——adına kayıtlı 5 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 374 adet işlem ile toplam 748.000,00 TL;
——-adına kayıtlı 5 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 309 adet işlem ile toplam 642.000,00 TL;
—— Adına kayıtlı 4 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 319 adet işlem ile toplam 638.000,00 TL;
—– adına kayıtlı 3 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 249 adet işlem ile toplam 498.000,00 TL;
—- adına kayıtlı 6 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 180 adet işlem ile toplam 360.000,00 TL;
—– adına kayıtlı 2 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 120 adet işlem ile toplam 240.000,00 TL;
—– adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 74 adet işlem ile toplam 148.000,00 TL;
—— adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 38 adet işlem ile toplam 76.000,00 TL;
—— adına kayıtlı 2 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 29 adet işlem ile toplam 57.000,00 TL;
——adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 22 adet işlem ile toplam 43.000,00 TL;
——adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 56 adet işlem ile toplam 112.000,00 TL;
——-adına kayıtlı 2 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 21 adet işlem ile toplam 40.000,00 TL;
—– adına kayıtlı 2 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 12 adet işlem ile toplam 24.000,00 TL;
——- adına kayıtlı 2 ayrı banka nezdindeki hesaplara, 20 adet işlem ile toplam 40.000,00 TL;
——adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 35 adet işlem ile toplam 70.000,00 TL;
—— adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 23 adet işlem ile toplam 46.000,00 TL;
——adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 5 adet işlem ile toplam 10.000,00 TL;
——- adına kayıtlı 1 banka nezdindeki hesaba, 5 adet işlem ile toplam 10.000,00 TL gönderildiğini,
Davalılardan —– tarafından diğer davalıların hesaplarına, doğrudan müvekkili Banka hesaplarından izlenebilen işlemlerle ilk aktarımlar gerçekleşmiş olduğunu, bu iki davalı birinci dereceden suçlu ve müvekkili zararından sorumlu olduğunu, diğer davalıların ise, hesaplarına hafta sonu Bankaların açık olmadığı tarihte; yasal FAST işlem sınırlarının üzerinde ve hayatın olağan akışı ile bağdaşmayan nitelik ve ölçüde işlemler ile para gelmesine rağmen; hiç birisi, hesaplarına aktarılan paranın akıbeti veya iadesi talebi ile müvekkiline başvurmadığını, bu itibarla davalıların haksız fiile iştirakleri, haksız fiil konusu parayı yedlerinde bulundurma kararlılıkları ve bu suretle zarar verme kasıtları sabit olduğunu, bu kişilerin hesaplarına bloke ve menkul ve gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiğini, zira ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde, kötüniyetli davalıların haksız fiili neticesinde doğan müvekkili Banka ve dolayısıyla kamu zararının tahsil kabiliyeti kalmayacağını, davalılardan ——bankaları hesaplarından diğer bankalardaki kendi hesapları ve başka kişilerin hesaplarına gönderilen para, ikinci aşamada bu hesaplardan Eft, Fast Havale ve nakit çekim suretiyle hızla başka kişi hesaplarına gönderilmek suretiyle hem paranın izinin, hem de delillerin karartılmaya çalışıldığının öğrenildiğinin, taraflarınca davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu, —– Cumhuriyet Savcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından —— soruşturma sayılı dosyası ile gizli soruşturma yürütüldüğünü, davalıların diğer bankalarda bulunan hesaplarına ilişkin hareketler hakkında ilgili bankalardan bilgi alınamadığından, müvekkili Bankaya ait paranın hareketi, hesaplar arasındaki dolaşımı izlenemediğini, ayrıca hesap hareketlerinin farklı yollar ve kişiler üzerinden arttırılması suretiyle paranın izi yok edilmeye çalışıldığından, bankanın kaynaklarının nihai olarak hangi hesaplara hangi tutarlarda aktarıldığı ve davalıların zarardan sorumluluk tutarları yapılacak yargılama kapsamında tespit edilebileceği, —– Bankalarına ait —– nolu hesabın 12.02.2022-14.02.2022 tarihleri arasındaki —–FAST hesap hareketlerinin celbedilerek, müvekkili Banka hesaplarından —–tarafından hangi banka hesaplarına para gönderildiğinin ve aktarılan tutarın tespiti, davalıların, bildirilen bankalardaki adlarına olan hesaplarına ait 12.02.2022 tarihinden dava tarihine kadar olan hesap hareketlerinin celbi ile müvekkili Bankaya ait paranın hareketinin ve davalıların eylem ve sorumluluklarının tespiti ile bu hesaplar hakkında ihtiyadi tedbir kararı verilerek, varsa henüz hesaplarda bulunan müvekkili bankaya ait paranın başka kişi ve hesaplara aktarılması ve/veya çekilmesinin önlenmesi, davalıların müvekkili bankayı zarara uğratma kasdı ile birlikte hareket etmeleri nedeniyle tüm banka zararının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak, haksız fiil tarihi olan 12.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle, öncelikle davalıların sunulan hesapları üzerine bloke konularak, menkul ve gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkil banka zararının tespitiyle, bu zararın 12.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve fer’ileriyle ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalılar —–vekilince verilen cevap dilekçesinden özetle; dava dilekçesinde davacı tarafın talepleri tam olarak anlaşılmadığı gibi zararın somutlaştırılmadığını, hukuki niteleme olarak birbiri ile bağlantısı olmayan kişiler aynı davada davalı olarak gösterildiğini, usul ve kanuna aykırı olup reddi gerektiğini, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin müvekkilleri yönünden reddine, husumet nedeniyle red kararı verilmesi halinde, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın her bir davalı yönünden tefrik edilerek ayrı davalar olarak devamıma, şartları uymadığı halde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, esastan inceleme yapılacak olması halinde mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın açmış olduğu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaların mesnetsiz olduğunu, davanın müvekkili açısından tümden reddi gerektiğini, gerek usul hukuku açısından hukuka aykırı ve dava şartlarından yoksun, gerekse maddi hukuk ve esas açısından haksız olan davanın reddinin gerektiği içeriğindeki cevapları sunma ve huzurdaki davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiş olduğunu, öncelikle dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurulmadan ve hukuki yarar noksanlığıyla ikame edilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacı tarafın talepleri tam olarak anlaşılmadığı gibi zarar somutlaştırılmadığını, davacının uhdesinde bulunan yazılım programları düşünüldüğünde zararın tespitine ilişkin istemi yersiz ve mesnetsiz olduğunu, açılan davanın usul ve kanuna aykırı olup reddi gerektiğini, öncelikle telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için müvekkillerin hesaplarının tamamını kapsar şekilde verilen ihtiyati tedbir kararından vazgeçilerek davacı tarafın ihtiyati tedbir taleplerinin reddini, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın dava şartı yokluğundan reddini, açıklanan nedenlerle hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı banka 12.02.2022-14.02.2022 tarihleri arasında FAST ödeme yoluyla usulsüz para gönderimi yapıldığının tespit edildiğini belirtmiş hatta isim isim kişilerin kaç işlem yaptıklarını ve kaç TL gönderdiklerini dilekçede açıkça yazdığını, ancak usulsüz gönderim işlemi yapıldığı iddia edilen miktarın net ve belirli olmasına karşın, dava belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davanın esasına girilmeden usul yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini, öncelikle müvekkilin banka hesapları yönünden konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, haksız açılan davanın öncelikle usul yönünden aksi takdirde esas yönünden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; 12.02.2022 tarihinden sonra hesabında tespit ettiği paranın iadesi hususunda bankayı defaten aradığını, bu hususta banka nezdinde tutulan ses kayıtlarının celbini talep ettiğini, paranın iadesi hususunda —– şubesine dilekçe ile başvurduğunu, bahse konu banka nezdinde tutulan kayıtları ve dilekçesinin ilgili banka şubesinden celbini talep ettiğini, davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere halen devam eden soruşturma bulunduğunu, soruşturma sonucunda takipsizlik/beraat alacağından şüphesi bulunmadığını, savcılık dosyası beklenmeden hukuk dosyasına devam edilmesinin de mümkün olmadığını, bu nedenle bahse konu dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
Dava; davalıların haksız fiil iddiasına dayalı olarak bu eylemler nedeniyle davacı bankaya verilen zararın tespit edilerek tahsiline ilişkindir. 18/12/2018 tarihli —–yayımlanan 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”Eldeki dava zararın giderilmesi – tazminine ilişkin tazminat davası olmakla; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır hükmüne istinaden arabuluculuya başvuru dava şartıdır.Ayrıca, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucuk tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesine arabuluculuk son tutanak aslı veya onaylı örneğinin sunulmamış olduğunun tespiti üzerine Mahkememizce 22/11/2022 tarihli celsede arabuluculuk son tutanak aslının ibrazı için yasal 1 haftalık kesin süre verildiği, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtar edildiği, davacı vekilince 28/11/2022 tarihli dilekçe ile; özetle, maddi tazminat taleplerinin yanında haksız fiili oluşturan fiilin ve faillerin tespiti taleplerinin de bulunduğunu, haliyle bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiğini, müvekkili banka, işbu davayla ilgili olarak; haksız fiili işleyen davalıların bir kısmına kendi çabaları ile ulaşabilmişken, davalıların müvekkili bankanın zararının ne kadarından sorumlu olduğunun tespitinin taraflarınca yapılması mümkün olmayıp yargılamayı gerektirdiğini, davalıların ve tazminat sorumluluklarının belirlenebilmesi, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi ve/veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğundan, içerikte yer verilen Yargıtay kararı gereğince de zorunlu arabuluculuk işbu dava özelinde dava şartı olmayacağından ” arabuluculuk yoluna başvurulduğuna dair tutanak sunması için 1 hafta süre verilmesine, aksi takdirde davanın usulden reddedileceğine” dair kararından rücu edilmesini, Mahkememiz aksi kanaatte ise de arabuluculuk yoluna başvurmak için taraflarına süre verilmesini, bu süreç zarfında arabuluculuk sürecinin bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini bildirmişlerdir. Ancak davacı vekilinin emsal olarak sunduğu kararda 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, maddi ve manevi tazminat talepleri yanında, haksız rekabet oluşturan fiilin tespiti ve tecavüzün ortadan kaldırılması (ref’i) taleplerini bir arada ileri sürüldüğünün belirlendiği, haksız rekabet oluşturan fiilin tespiti varlığı halinde işbu tespitin de hükümde yer alması gerektiği ancak eldeki davada asıl talebin banka zararının tazmini ve tahsiline ilişkin olup eda davası olduğu, emsal olarak gösterilen kararın somut davamızda uygulanma imkanının olmadığı, ayrıca arabulucuya dava açılmadan başvurulmuş olmasının gerektiği, dava açıldıktan sonra tamamlanabilir dava şartı olmadığından (emsal —– BAM—–.HD —– esas,—— karar, —- BAM —-HD’nin —–esas,—-karar sayılı ilamları) başvuru için süre verilemeyeceğinden bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerekmiş ve 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. Fıkrası ve TTK 5 /a maddesi ile HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri kapsamında arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.(Davalı —–açısından cezaevinde olduğu uyarısı bulunduğu görülmüş ise de vekilinin bulunması ve 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. Fıkrası da gözetilerek usule dair karar verilmiştir. )6100 sayılı 397. madde 2. Fıkra hükmü; İhtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Şeklinde olup aynı maddenin gerekçesinde ise; usule dair nihai kararın, tedbirin kaldırılması için yeterli bir sebep oluşturmayabileceğinin açıklandığı, her ne kadar davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; işbu davada verilen kararın usule ilişkin olması gözetilerek, Mahkememizin 26/07/2022 ve 28/08/2022 tarihli ara kararları ile davalıların bildirilen banka ve hesapları esas alınarak verilen ihtiyati tedbir kararının nihai kararın kesinleşmesine kadar devamına karar vermek gerektiği ancak hak kayıplarının önlenmesi ve tedbir kararının doğru bir şeklide yerine getirilmesi amacıyla davacı talebi ve Mahkeme kararlarında açıkça belirtilen banka ve kişi bilgileri hususu gözetilmeden bazı bankalarca karar gereği dışı tedbir kararı uygulandığı anlaşılmakla 26/07/2022 ve 28/07/2022 tarihli ara kararların doğru bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla tedbir kararlarında yazılı bankalara müzekkere yazılarak herbir bankanın dağıtım listesi ve kişi bilgileri(her bir bankanın kendi nezdindeki adı yazılı kişiler açısından hesaplarını) gözetilerek tedbirin icrasının istenilmesine, belirtilen hususa aykırı daha önce konulan (bankalar nezdinde kısmında adı yer almayan kişilerin hesabına) konulan tedbir işlemlerinin sona erdirilmesine karar vermek gerekmiştir.

KARAR: ( Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere)
1-Davanın TTK 5 /a maddesi ile HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri kapsamında arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Mahkememizin 26/07/2022 ve 01/08/2022 tarihli ara kararları gereğince verilen ihtiyati tedbir kararının nihai kararın kesinleşmesine kadar devamına, ancak davacı talebi ve Mahkeme kararlarında açıkça belirtilen banka ve kişi bilgileri hususu gözetilmeden bazı bankalarca karar gereği dışı tedbir kararı uygulandığı anlaşılmakla 26/07/2022 ve 28/07/2022 tarihli ara kararların dogru bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla tedbir kararlarında yazılı bankalara müzekkere yazılarak herbir bankanın dağıtım listesi ve kişi bilgileri(her bir bankanın kendi nezdindeki adı yazılı kişiler açısından hesaplarını) gözetilerek tedbirin icrasının istenilmesine, belirtilen hususa aykırı daha önce konulan (bankalar nezdinde kısmında adı yer almayan kişilerin hesabına) konulan tedbir işlemlerinin sona erdirilmesine,
3-Alınması gereken 179,80 TL karar harcından başlangıçta alınan 1.707,75 TLnin mahsubu sonucu fazla alınan 1.527,85 TLnin yatırana iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar —–davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin davalı vekili —–ve davalı vekili —-yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.