Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/52 E. 2023/69 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/52 Esas
KARAR NO : 2023/69

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/02/2013
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ——– sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme gereğince davacı şirketin — yetkili mercilerden gerekli izinleri almak ve—- sağlamak suretiyle, davalı şirketin —-bulunan —— ve—- bulunan adresine toplam —— ettiğini, ——- sistemini kurduğunu ve düzenli olarak her ay servis sağlayıcı hizmetini verdiğini, davalı şirketin ise, edimlerini yerine getirmediğini, servis sağlayıcı hizmeti karşılığında —- ödenmesinin kararlaştırılan hizmet bedellerine dair herhangi bir ödeme yapılmadığını, sözleşme gereğince üstlendiği kurulum ve ulaşım bedellerini de karşıladığını, davalı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi —— yevmiye no’lu ihtarname ile sözleşmeyi fesih ettiğini bildirdiğini, davacı şirketin sözleşmenin haksız biçimde fesih edildiği tarihe dek vermiş olduğu——— bedelli faturalardan ötürü alacaklı olduğunu, davalı tarafından iade edilmediğinden, ekipmanların davacı şirket tarafından—- sarf edilen —- davalı tarafından karşılanması gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik —- tutarındaki ödenmeyen—– sözleşmenin uygulanması —- ekipmanların —- edilen tutardan şimdilik —– kullanım bedeli —— servis bedeli karşılığı cezai şart alacaklarından şimdilik —-ve sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar mahrum kalınan kâr nedeniyle şimdilik — olmak üzere toplam—- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek — uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında —– davalı şirketin ——- adresine ve — bulunan şantiyelerine “—- kurulması ve düzenli olarak her ay——- hususunda anlaşmaya varıldığını, ancak sözleşmelerin imzalanmasından sonra davacı şirket tarafından yapılan teknik donanım ve ayrıca sözleşme ile taahhüt edilen hizmetlerin sözleşme koşullarına ve işin teknik gereklerine uygun yeterli ve kaliteli şekilde alınmasının mümkün olmadığını, sözleşme ilişkisinin açıklanan koşullarda devam ederken —– yetkilileri tarafından davalının —-merkez adresine gelinerek, davacı —-tarafından verilmiş bulunan —– tarihi itibariyle iptal edildiğinin bildirildiğini ve davacı şirket tarafından tesis edilmiş bulunan—- sisteminin kaldırılacağını ve bundan sonra sistemin kesinlikle kullanılmaması aksi takdirde cezai işlem uygulanacağı hatırlatılarak 05/10/2007 tarihli tutanak düzenlendiğini, durumun böyle olmasına rağmen, davacı şirketin 01/10/2007 tarihi itibariyle düzenlediği —- faturayı ödeme talebiyle davalı şirkete gönderdiğini, ancak davalı —– yetkililerince —- tarihinde —- tutulan tutanaktan bahisle kendilerinden —- alınamadığı, bu nedenle de —- dönemine ait gönderilen faturaları —- tarihli yazı ekinde davacıya iade ettiğini, davacının —– dosyası ile ——– üzerinde ilâmsız takip başlattığını, davalının sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme gereğince davacıya sözleşmedeki mali yükümlülüklerinin teminatı olarak verilmiş bulunan ve davalıya iade edilmemiş bulunan —- sayılı dosya alacağından mahsup edilmesini ve —- ödenmekte olduğunu, —- davalıya tebliğ edilen ilâmsız ödeme emrine davalı tarafından yapılan itiraza ilişkin 29/01/2009 tarihli dilekçesinde, davalının sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme gereğince davacıya, sözleşmedeki mali yükümlülüklerinin teminatı olarak verilmiş bulunan ——- tutarındaki meblâğın, ayrıca avans olarak davacı şirkete verilmiş olan —– karşılığında yapılmış bu tutarın dosya alacağından mahsup edilmesi —– dosyasına ödenmekte olduğu beyan edilerek dosya borcunun — tutarındaki kısmına, faiz talebine ve tüm ferilerine itiraz edildiğini beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
—— numaralı dosyasında görülmekte olan davada “… taraflar arasındaki sözleşmenin —- —- sebebinin; —-bir gün geç yatırılmış olması olduğu, davalının bu durumdan —- tarihinde haberdar olduğu, davacı yanın ruhsatının geçici olarak iptal edildiği, —- davacının hizmet vermeye devam edebileceğinin bildirildiği, davacı yanın davalının ruhsatın iptalini öğrendiği tarih olan —- tarihi ile aynı tarihi taşıyan —- davalıya sağlanan hizmetin aynı şartlarda devam etmesini amaçladığı ve davalının bu hususta bir zarara uğramamasını sağladığı, davacı delilleri arasında yer alan yazışmaların tarihleri dikkate alındığında, davacı yanın söz konusu geçici iptali ortadan kaldırmak adına derhal gerekli başvurularda bulunduğu, ayrıca davacı tarafından —-bir kusuru, hatası —– olmadığının tespit edildiği, tüm bu hususlar gereğince sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı sebebe dayanmadığı anlaşıldığından davacının ıslah dilekçesine konu olan taleplerinin kısmen kabûlü ile —-cezai şart bedeli ile —- ödenmeyen alacaklar bedelinin temerrüt —– temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, T.T.K.’nun 22.maddesi gereğince tarafların tacir olması dikkate alınarak T.B.K.’nun 182.maddesi gereğince cezai şart bedelinden indirim yapılmasına yer olmadığına, davalı tarafından mahsubu talep edilen bedelin —- sayılı dosyasındaki alacak kalemlerinden mahsup edildiği tespit edildiğinden, —- edilmemesine ve davacı uhdesinde bulunan teminat ödemelerinin ilgili mahkeme dosyasının konusunu oluşturduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacının gümrüklüme bedeline ilişkin ödeme belgesi ibraz edemediği anlaşıldığından bu yöndeki talebi ile 5 aylık kullanım bedeline ilişkin başka bir müşteri ile sözleşme ilişkisine girme imkânı yakaladığı ya da cihazları başka bir firmaya kiralaması ihtimali doğduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davacı bu yöndeki taleplerinin reddine ve ayrıca davacı mahrum kalınan kâr bedeline ilişkin talepte bulunmuş ise de; sözleşme konusu işin kendisi açısından —-somut bilgi ve belgeleri ibraz edemediğinden bu hususta hesaplama yapılamadığı, davacı vekili son celsedeki beyanında; bu hususta talep hakları saklı kalmak üzere kar mahrumiyeti yönünden davayı takip etmediğini beyan etmiş olup, davacı tarafından mahrum kalınan kâr bedeline ilişkin somut delil ve belge ibraz edilemediği ve bu yöndeki talebin ispatlanamadığı, davalı vekilinin ise bu yönde davayı takip ettiği anlaşıldığından, mahrum kalınan kar bedeline ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmekle aşağıda ki şeklide hüküm kurulması uygun görülmüştür.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince kısmen olmak üzere taraf vekillerince temyiz edilmiştir. —– sayılı ilamı ile “… sözleşmelerle —— hizmetleri sunmayı üstlenen yüklenicinin lisans ücretini geç yatırmış olması —– tarihinden itibaren iptâl edilmesinde kusursuz olduğu söylenemez. Bu itibarla sözleşmelerin feshinde davalı tamamen kusurlu olmayıp, fesihte tarafların ortak kusurlu olduklarının kabulü gerekmektedir. Zira davalı yanın, davacının ruhsatının iptalini öğrendiği ——– ile —- olması davalıya sağlanan hizmetin aynı şartlarda devam etmesini amaçladığından tarafların ortak kusuruyla sözleşmelerin sonlandırıldığı kabul edilerek davacının her iki sözleşmenin 12. maddesine dayanarak cezai şart talebinde bulunamayacağı nazara alınarak —- reddine karar verilmesi gerekirken davalı sözleşmenin feshinde tamamen kusurlu kabul edilerek cezai şarta hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davacı cezai şart isteminin yanı —- bedeli, söküm bedeli, nakliye bedeli, —————bedelinin de tahsilini talep ettiğinden davacının bu talepleriyle ilgili olarak sözleşmenin feshinde tarafların ortak kusurlu oldukları kabul edilmek suretiyle değerlendirme yapılarak sonuca varılması gerekirken, bu taleplerin de kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davacı uhdesinde bulunan ve—- mahsubu yoluna gidilmemiş olması da kabul şekli açısından doğru görülmemiştir.” şeklinde açıklanan gerekçelerle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Tarafların HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteklerinin de reddine karar verilmiş, yargılamaya —- Esas sayılı dosyası ile devam olunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —- tarafından hazırlanan —- tarihli ek raporda; bozma kararı çerçevesinde davacının kusur oranı %10 kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre —- söküm bedeli, —- üzere toplam — davacı tarafından talep edilebileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizin —– söküm bedeli, —– nakliye bedelinin toplamı —- davacı uhdesinde bulunan —— ödenmeyen alacaklar bedelinin temerrüt tarihi olan—– üzerinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine davacının cezai şart bedeli talebinin reddine, davacının gümrükleme ve 5 aylık kullanım bedeline ilişkin taleplerinin ispatlanamadığından bu husustaki talebinin reddine, davacının mahrum kalınan kâr bedeline ilişkin talebi ispatlanamadığından bu husustaki talebinin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.———– —– sayılı karar düzeltme ————— yönelik bir bedel olduğu dikkate alındığında, fesihte kusur oranına bakılmaksızın sebepsiz zenginleşme kuralınca bedelin tamamının iadesine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile bedelin yarısının tahsiline hükmedilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Dosya mahkememizin—- kaydedilerek açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin —— tarihli duruşmasında Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine ve uyulan — göre; —- bedelinin yapılan imalata yönelik bir bedel olduğu dikkate alındığında, fesihte kusur oranına bakılmaksızın sebepsiz zenginleşme kuralınca bedelin tamamının iadesine karar verilmiş olup diğer hususlar yönünden mahkememizin önceki kararına yönelik itirazlar Yargıtayca red olduğundan ayrıca yargılama yapılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
——- tahsis bedeli,
—- söküm bedeli,
—-nakliye bedelinin toplamı —- davacı uhdesinde bulunan —- ödenmeyen alacaklar bedelinin temerrüt tarihi olan ——- karşılığı TL üzerinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının cezai şart bedeli talebinin reddine,
3-Davacının gümrükleme ve 5 aylık kullanım bedeline ilişkin taleplerinin ispatlanamadığından bu husustaki talebinin reddine,
4-Davacının mahrum kalınan kâr bedeline ilişkin talebi ispatlanamadığından bu husustaki talebinin reddine,
5-Karar harcı 3.876,48 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.794,25 TL harcın mahsubu ile 2.082,23 TL bakiye harcın davalı tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 1.794,25 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafça sarfedilen 19,90 TL ilk dava masrafı 5.854,75 TL tebligat-müzekkere-bilirkişi gideri olmak üzere toplam 5.874,65 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%20 kabul) 1.166,72 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça sarfedilen 100,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 80,14 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
9- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (15) gün içinde Yargıtay temyiz yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.