Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/519 E. 2022/911 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/519 Esas
KARAR NO : 2022/911

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan şirketin ihyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle;—– esas sayılı dosyasında tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılması için süre verildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile —— tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.Yargılama önce Mahkememizin——-sayılı esasında görülmüş ve davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.Mahkememizin bu kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine—– Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesinin —–esas ve —– karar sayılı ilamı ile “ilk derece mahkemesinin usulden red kararı isabetli olmakla, davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine” dair karar verilmiştir.——- Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesinin bu kararının temyizi üzerine Yargıtay —–Hukuk Dairesinin——- karar sayılı ilamı ile;
“Dava, 6102 sayılı Kanun’un 547. maddesine göre sicilden terkin edilen şirket hakkında iş mahkemesinde açılan dava nedeniyle şirketin ihyası talebine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince dilekçeler aşaması tamamlanmadan ve ön inceleme duruşması yapılmadan yazılı şekilde verdiği karar, Bölge Adliye Mahkemesince değişik gerekçe ile esastan red edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) iki temel yargılama usulü düzenlenmiştir. Bunlar yazılı (m.118-186) ve basit (m.316-322) yargılama usulleri olup, davanın açıldığı mahkemeye ve uyuşmazlığın niteliğine göre uygulanacak yargılama usulü farklılık göstermektedir. Basit yargılama usulünün nasıl yapılacağı HMK’nın 316 ve devamı maddelerinde, basit yargılama usulünde ön incelemenin nasıl yapılacağı ise aynı Kanunun 320. maddesinde düzenlenmiştir. Belirtilen maddelere göre; basit yargılamada; dava ve cevap dilekçesinin verilmesinden sonra ön inceleme duruşması yapılması (m.320), ön inceleme duruşmasına tarafların meşruhatlı davetiye ile (m.322 ve m.139) ile davet edilmesi ve ön inceleme duruşmasının (m.320) tamamlanması gerekmektedir.
Davanın niteliği gereği mahkemece, basit yargılama usulünü uygulamalı duruşma açılarak tarafların dinlenilmesi ve böylece hukuki dinlenilme hakkı tanınarak karar verilmesi gerekmektedir. Taraflara hukuki dinlenilme hakkının verilmesi Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 36.maddesine göre, teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı hukuki dinlenme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nde de hukuki dinlenilme hakkı adil yargılanma hakkı içerisinde teminat altına alınmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi hükmüne göre, “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirilmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir”.Bu itibarla, mahkemece 23.12.2020 tarihinde tevzi edilen dava dosyasında taraflara tebligat çıkarılmadan ve ön inceleme duruşması açılmadan 04.01.2021 tarihinde dosya üzerinde karar vererek, hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan red kararı doğru görülmemiş, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.” şeklindeki kanaat ile bozmaya dair verilmiştir.Bozma üzerine yargılamaya Mahkememizin işbu esası üzerinde devam olunmuş, Mahkememizce bozmaya uyulmuştur. Mahkememizce bozma kararında işaret edildiği suretle davalı tarafa tebligat çıkarılmış, teati tamamlanınca ön inceleme duruşması icra edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava; —— esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanması amacıyla davalı şirketin ihyası istemine ilişkindir.Mahkememizce davalı şirketin sicil kaydı tetkik edilmiş, davalı şirketin tasfiye kararı aldığı, tasfiye sonu ticaret sicilden terkin olunduğu belirlenmiştir.Bir şirketin, ticaret sicilden terkin edilmesi ile tüzel kişiliği son bulur, aynı nedenle davada taraf ehliyeti de kalmaz. HMK’nın 114/1.d maddesi uyarınca, taraf ehliyetinin bulunması dava şartıdır. Mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
TTK.nun 547/1 maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” düzenlemesi getirilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde açıklanan sebeplerle davalı şirketin yukarıda anılan hükümler gereğince ihyası mümkün olup, davanın yalnızca——-ve tasfiye sonucu terkin edilen davalı şirketin tasfiye memuruna husumet yöneltilerek açılması, bundan başka TTK.’nun 547/1. maddesinde yer alan kesin yetki kuralı nedeniyle ve terkin edilen şirketin sicil adresinin ——- olduğu gözetilerek yetkili Mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir.Terkine ilişkin olarak yukarıda yapılan tespitler ve açıklanan yasal hükümler çerçevesinde taraf ehliyeti bulunmayan davalı şirket hakkında davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.