Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/503 E. 2022/634 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/503 Esas
KARAR NO: 2022/634

DAVA :Tespit
DAVA TARİHİ:10/02/2020
KARAR TARİHİ:14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen —- tarihli —- hisse devir sözleşmesinde ve bastırıldığı iddia edilen hisse senedi geçici —– yer alan imzaların müvekkile ait olmadığını, davacı müvekkil,—-ortağı olduğunu, müvekkil ile davalı arasında hisse devir sözleşmesi yapılmadığı gibi yapıldığı iddia olunan sözleşmede belirtilen bedel de davacıya ödenmediğini, bu nedenle hisse devri için yasal şartları taşımadığından geçerli bir hisse devir sözleşmesi ve geçici —- bahsedilemeyeceğini, hisse senedi geçici —– ön yüzünde imza yetkililerin imzası yer alması gerekmekte olup dava konusu—-böyle bir durumun olmadığını, nama yazılı pay senetlerinin devri ciro ve senedin zilyetliğin devralana geçirilmesiyle yapılabileceğini, bu nedenlerle, taraflar arasında iddia olunan —- tarihli hisse devir sözleşmesinin ve —— tarihli yönetim kurulu kararına istinaden bastırıldığı iddia olunan hisse senedi geçici ilmühaberinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak —- onaylı hisse devir sözleşmeleri göz önüne alınarak huzurdaki davanın usul ekonomisi gereği duruşma günü beklenmeksizin reddi ile, davacının huzurdaki davaya mesnet yarattığı—– tarihli —–şirket hisse devir sözleşmelerinde de belirtildiği şekilde aynı —- pay senedinin aynı bedel üzerinden müvekkile devredildiğinin ve satış bedelinin tamamının alındığının —-huzurunda davacı tarafından kabul edildiği ve imzalandığının görüleceğini, gerek imzalanan sözleşme ile gerek usulüne uygun çıkarılan —- müvekkilin şirkette hissedar olduğu açık olmasına rağmen anılan şirketçe bu zamana kadar mezkur hisse devirleri —- işlenmediği ve —- tescil ve ilanınında yapılmadığını, davacının geçerli bir hisse devir sözleşmesi ve —- bulunmadığına ilişkin iddialarının da bir mesnedi bulunmadığını, davacının her ne kadar—- — yetkililerinden en az —- tarafından imzalanması gerektiğini belirtmiş ise de çıkarılan—– altında şirketin münferiden tek imza yetkilisi ve—olan davacının ismi ve—- arkasında da imzası bulunduğunu, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davacının haksız ve mesnetsiz davasının tüm taleplerinin reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Yargılama önce Mahkememizin—- sayılı esasında görülmüş, davanın reddine dair karar verilmiştir.Mahkememiz kararının istinaf edilerek incelenmesi neticesinde, —- karar sayılı ilamı ile;
“Davacı, dava dışı —- bir kısım paylarının davalıya satışına ilişkin —- tarihli —- hisse devir sözlemesi ve bu sözlemeye göre bastırıldığı iddia edilen hisse senedi geçici—- geçersizliğinin tespitini istemiştir. Davalı, pay devrine dayalı olarak şirkete karşı —- olduğu anlaşılan —– mahkemesinde dava açmıştır. Dosya kapsamındaki belgelerden dava dışı —- yerleşim yerinin—- olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bu dava tarihi itibariyle şirketin sicil kaydının dosyaya getirilmemesi nedeniyle şirketin dava tarihindeki merkezi belirlenememiştir.— sayılı ilamında belirtildiği üzere, dava, hisse devri sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti talebine ilişkin olup, HMK’nun 14/2. maddesi uyarınca şirketlerin kendi işlerine —- olmak üzere ortağı aleyhine veya ortağın bu sıfatla diğerine veya şirkete karşı açacağı davalarda şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Kesin olan bu yetki kuralına göre davanın şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Anılan maddede düzenlenen yetki kesin yetki kuralı olup, dava şartı niteliğindedir. Bu edenle mahkemece şirketin dava tarihindeki muamele merkezinin belirlenerek dava şartı olan kesin yetki kuralı ile ilgili bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak HMK’nın 138. maddesine göre, dava şartı değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu husus istinaf sebebi yapılmamış olsa bile, HMK’nın 33, 115/1 ve 355.maddeleri uyarınca resen dikkate alınmıştır.” şeklindeki gerekçe ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına dair karar verilmiştir.Anılan kaldırma kararı sonrasında yargılamaya Mahkememizin işbu esası üzerinden devam olunmuştur.Dava, taraflar arasında düzenlenen —–tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi altında davacıya atfen atılan imza ile—–tarihli yönetim kurulu kararına istinaden bastırıldığı açıklamasını içeren hisse senedi geçici —– arkasında davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığından bahisle —– tarihli sözleşme ile anılan—- geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkememizce, yukarıda anılan kaldırma kararı gereğince, dava dışı şirketin dava tarihi itibariyle sicil kaydının dosyaya getirilmesi sağlanmış, yapılan tetkikte adresinin —- olduğu belirlenmiştir.HMK’nun 14/2 maddesinde yer alan kesin yetki kuralı kapsamında davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiş, yetkili Mahkemenin tayini yönünden ise —- ile mevcut bulunan — mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin — tarihli ve — sayılı kararı dikkate alınmıştır.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yetkili— gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili Mahkemece değerlendirilmesine,Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren —hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.