Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/501 E. 2023/362 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/501 Esas
KARAR NO:2023/362
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/07/2022
KARAR TARİHİ:27/04/2023

—— adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:Davacı vekili; dava dilekçesi ile davacıların davalıya bir borcu bulunmadığını, alacaklı sıfatındaki davalının davacıların kendisine teminat amaçlı vermiş olduğu senedin üzerini doldurarak, icra takibine konu ettiklerini, —–yılında davacı şirketin —–plakalı aracı kiraladığını, devamında da bir-iki araç daha kiralandığını,—- plakalı aracı kiralandığı dönemde, davalı şirketin ünvanı da ———– olduğunu, araç kiralarken kira sözleşmesi dışında, sözleşmenin alt tarafındaki boş senede de imza atıldığını, senetlerin, teminat amaçlı olarak verildiğini, davacılar olan kiralayan ve kefilin boş senede ve sözleşmeye imza attıklarını, davalıca boş olan senedin doldurulduğunu ve takibe konulduğunu, senedin aslında teminat ve trafik cezaları için verildiğini, davalı tarafın senedin bu kısmını keserek senedi icra takibine koyduğunu belirterek davanın kabulü ile, davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ve—–İcra takibinin iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA: Davalı vekili; davacıların davalı davalıya olan senet borcunun tahsili için ———— dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça dosyaya sunulan dekontların senet borcuna müteakip yapılan ödemeler olmadığını, ispat yükünün davacılarda olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili, dava dilekçesi ile davacıların davalıya bir borcu bulunmadığını, alacaklı sıfatındaki davalının davacıların kendisine teminat amaçlı vermiş olduğu senedin üzerini doldurarak, icra takibine konu ettiklerini, —yılında davacı şirketin —- davalı şirketten —- plakalı aracı kiraladığını, devamında da bir-iki araç daha kiralandığını, —-plakalı aracı kiralandığı dönemde, davalı şirketin ünvanı da ————olduğunu, araç kiralarken kira sözleşmesi dışında, sözleşmenin alt tarafındaki boş senede de imza atıldığını, senetlerin, teminat amaçlı olarak verildiğini, davacılar olan kiralayan ve kefilin boş senede ve sözleşmeye imza attıklarını, davalıca boş olan senedin doldurulduğunu ve takibe konulduğunu, senedin aslında teminat ve trafik cezaları için verildiğini, davalı tarafın senedin bu kısmını keserek senedi icra takibine koyduğunu belirterek davanın kabulü ile, davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ve——– İcra takibinin iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile davacıların davalı davalıya olan senet borcunun tahsili için ———– Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça dosyaya sunulan dekontların senet borcuna müteakip yapılan ödemeler olmadığını, ispat yükünün davacılarda olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık; ——— İcra takibine konu senedin teminat senedi olup olmadığı, davacıların araç kiralama ücretini ödeyip ödemedikleri, takip dosyasına konu senetten kaynaklı davacıların davalıya borcu bulunup bulunmadığı hususundadır.
Davacı vekili, borcun araç kira sözleşmesi ekinde imzalanan senetten kaynaklandığını iddia etmiş ve dava dilekçesi ekinde buna ilişkin sözleşme ve senedi sunduğu, davalı ise davacı yanın senetten kaynaklı borçlu olduğunu savunmuştur.
Öncelikli olarak uyuşmazlık, dava şartları yönünden incelenmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, taraflar arasında davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu sözleşme ve senettten anlaşılacağı üzere, araç kiralama sözleşmesi bulunduğu, buna göre dava 05.11.2014 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına ve kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.———-
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin——– SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli—— SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
6-Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2023