Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/486 E. 2022/598 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/486 Esas
KARAR NO:2022/598
DAVA:Kıymetli Evrak İptali
DAVA TARİHİ:27/06/2022
KARAR TARİHİ:30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin kardeşi ——keşide etmiş olduğu ve yedinde bulundurduğu —- nolu,—- tanzim tarihli, —– bedelli—– şubesine ait çeki lehtar —– teslim etmek üzere teslim aldığını ancak sonrasında kaybolduğunu belirterek bahse konu çekin iptalini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.—— tarih, —-Sayılı kararında da belirtildiği üzere;—- 647/1. maddesi; “Mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak kurulması amacıyla kıymetli evrakın devri için her hâlde senet üzerindeki zilyetliğin devri şarttır.”şeklindedir.—- 651/2 maddesi; “Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.”şeklindedir.—-818. maddesinin atıf yaptığı  757/1. maddesi “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki —- muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.” hükmünü haizdir. Senedin iptaline karar verilebilmesi için senedin ziyaı sırasında veya ziyaın öğrenildiği tarihte senet üzerinde hak sahibi bulunmak gerekir. Kıymetli evrak hukukunda senet üzerinde hak sahibi olmaktan anlaşılan, senede malik bulunmaktır.—–Nama yazılı senetlerin devri konusunda, kıymetli evrakın devrinde şart olan bir hususun, zilyetliğin devrinin gerçekleşmiş olması icap eder.Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu tür davalarda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu konusunda, mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulmasını yeterli saymak gereklidir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi nedeniyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getirecektir. Kaldı ki, dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabilecek ve kendilerine karşı istirdat davası açılabilecek, ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir. Dolayısıyla mahkemeyi tereddüde sevk eden hususlar, esasen anılan davalarda tartışılacaktır.
Çek iptal işlemleri öncelikle mahkemeye bir dilekçe verilmesi ile başlamaktadır.İptal ve ödemeden men talebinde bulunan kişi, zayi olan çekin zilyedi olduğunu gösterir delillerini mahkemeye sunmalıdır. Örneğin çekin önü ve arkasının yer aldığı bir fotokopisi önemli bir ispat aracıdır.—– Sayılı —- Kanunu’nun 790. maddesinde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda, davacı vekili tarafından, dava konusu çekin müvekkilinin keşideci olan kardeşi —- tarafından lehtar —- verilmek üzere kendisine iletildiğini, bu esnada çekin kaybedildiğini ileri sürmüş, çekin ön veya arka yüzüne ilişkin görüntü içerikli belge sunmamıştır. Çek teslim bordrosunda —- seri nolu, —- tanzim tarihli, ———bedelli —– şubesine ait çekin lehtar —– teslim edilmek üzere teslim edildiği yazılmaktadır. Çek ile ilgili başkaca bilgi ve belge olmadığından ve davacının beyanları gözetildiğinde davacının yetkili hamil olduğu tüm dosya kapsamında ispatlanamamıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, davamızda davacı vekilinin de beyan ettiği üzere dava dışı keşidecinin yine dava dışı —— lehtar göstererek çeki keşide ettiği, çekin lehtar ——- teslim edilmek üzere keşideci tarafından davacıya verildikten sonra kaybedildiği, yani çekin daha keşidecinin elindeyken kaybolduğu, lehtara zilyetliğin devredilmediği, lehtarın çekte cirosunun da olmadığı, davacının lehtar ya da ciranta olmadığı, başka bir deyişle çek üzerinde yetkili hamil yani çekte mündemiç hakka sahip olmadığı, senet üzerinde bir hakkının bulunmadığı ve hak sahipliği durumunun söz konusu olmadığı, davacının en fazla keşidecinin yardımcısı konumunda bulunduğu, bu durumda da davacının yetkili hamil olmadığı dolayısıyla da işbu davayı açma ehliyetini haiz olmadığından —– 114/1-d ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle —– 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine,
Davacının ihtiyati tedbir (ödeme yasağı konulması) talebinin reddine,
2-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Alınması gerekli karar harcının başlangıçta alındığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren— hafta içinde —- 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,—– ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların —– yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.