Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/477 E. 2023/812 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/477 Esas
KARAR NO:2023/812
DAVA:5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:14/06/2022
KARAR TARİHİ:24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava şartı olması nedeniyle ticari ara buluculuk görüşmeleri için —– tarihinde ara bulucu ——– huzurunda görüşmeler yapıldığını, bu görüşmeler sonucunda davalı- borçlu ile herhangi bir anlaşma sağlanamadığını ve dava şartının gerçekleştiğini, huzurdaki uyuşmazlığın ticari esnaf kredi sözleşmesinden kaynaklandığı için nispi ticari dava olduğunu ve mahkememizin görevli olduğunu, davalı borçlunun müvekkilinden ticari mesleki zirai hesap sözleşmesi ile ticari kredi kullandığını, akabinde davalı-borçlunun vade günlerinde borç muaccel hale gelmesine rağmen borcunu ifa etmediğini, bunun neticesinde müvekkil banka borçluya noter vasıtası ile borç ihtarını içeren ihtarnameler kat edilip ödeme süresi verildiğini, davalı-borçlu ile müvekkili arasında Ticari Kredi Sözleşmesinin 10.1 maddesi kredi kullananın vadesi gelmesine rağmen borcunu ifa etmemesini temerrüt hali saymış ve gene aynı sözleşmenin 10.2 maddesinde vadesi gelmemiş taksitler dahil tüm alacakların herhangi bir ihtara kalmadan muaccel hale geleceğini gösterdiğini, buna rağmen borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından borçlu hakkında ——–sayılı dosyası ile yasal takip başlatıldığını ve borçlu vekili aracılığıyla haksız ve mesnetsiz olarak borca itiraz edildiğini, davalı borçlunun takibe konu anapara alacağımıza ve temerrüt faizine yönelik itirazları yersiz olup, talep edilen ticari temerrüt faizi, yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, belirterek, borçlunun —– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.——-sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine —- tarihinde toplam —- takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya—- tarihinde tebliğ olduğu, borçlunun — tarihinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu itirazın alacalı tarafa tebliğ edilmediği belirlendi.Dosya inceleme yapmak üzere alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş olup bankacı bilirkişi ——-hazırlamış olduğu raporda özetle; davacının, temerrüt tarihi itibariyle tespit edilmiş en yüksek ticari kredi faiz oranı yıllık % 32 olduğunu, bu orana % 50 ilavesi ile bulunan ve muaccel hale gelmiş işbu dava konusu ———- numaralı taksitli ticari kredilere uygulanacak temerrüt faiz oranının % 48 olduğunun tespit edildiğini, davacının takip tarihi itibariyle davacı bankanın ———- numaralı taksitli ticari kredilerden kaynaklanan, 81.693,37 TL asıl alacak, 6.691,94 TL temerrüt faizi ve 334,60 TL temerrüt faizinin % 5 gider vergisi olmak üzere, toplam 88.719,91 TL alacağının olduğunu, ———- numaralı ticari kredi kartlarından kaynaklanan, 28.287,60 TL asıl alacak, 3.546,36 TL temerrüt faizi ve 177,32 TL temerrüt faizinin % 5 gider vergisi olmak üzere, toplam 32.011,28 TL alacağının olduğunu belirtmiştir.Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Davalı tarafın HMK 116 maddesinde sayılan ilk itirazda bulunmadığı anlaşıldı.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından hangi tutarda kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin hangi tutarının davalı tarafından ödendiği, davacının bakiye alacağının ne olduğu, kredi hesabının usulüne uygun kat edilip edilmediği, davalıların kredi borcundan sorumlu olup olmadığı, bu itibarla ———- yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalı tarafından ödenmediği, bankanın hesabı kat ederek usulüne uygun şekilde borçluya tebliğ edildiği davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 120.731,19TL olarak tespit edildiği, davacının takip tarihi itibari ile hesap edilenden daha azını talep ettiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.———-Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, ———Esas sayılı dosyasında davalı tarafın yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.771,19 TL karar ve ilam harcından 1.942,80 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 5.828,39 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.202,17 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 1.942,80 TL peşin harcı toplamı: 2.023,5‬ TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.694,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu ———- Hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023