Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/473 E. 2023/483 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/473 Esas
KARAR NO: 2023/483
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/06/2022
KARAR TARİHİ: 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ——- yılından itibaren cari işleme dayalı ticari iş ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan 31.7377,47 TL cari alacağının bulunduğunu, müvekkilinin davalı taraftan işbu alacağını talep ettiğini ancak davalının ödemediğini bu nedenle müvekkilinin davalı aleyhine —— sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
—— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 31.737,47 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 16/02/2022 tarihinde tebliğ olduğu, borçlunun ödeme emrine aynı gün itiraz ettiği takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı anlaşılmıştır.
İlgili —– müzekkere yazılarak tarafların —– istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere —— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup taraf usulüne uygun tebligata rağmen defterlerini sunmadığından talimat mahkemesince rapor tanzim ettirilmeksizin dosya iade edilmiştir.
Davacı yanın defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak ve rapor tanzim etmek üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi ——– hazırlamış olduğu raporda özetle; davacı yanın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, sahibi lehine delil mahiyetinde olduğunu, davacının defter kayıtlarına göre davacı tarafından davalıya 6 adet fatura düzenlendiğini davalının bu faturalara itiraz etmediğini, davalının bu faturaları —- olarak bildirdiğini, davacı defter ve kayıtlarına göre davalıdan 31.737,47 TL alacaklı olduğunu beyan etmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibari ile; ——- sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının: taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı yanın davacı tarafa borçlu olup olmadığı davalının——-takip dosyasına yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.Bu cihette mahkememizce taraflara defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davalı taraf defterlerini sunmamıştır. Usulüne uygun tutulmuş ve lehine delil niteliğine haiz davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile davalının davacıya 31.737,47 TL borcu bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı defter ve kayıtları ile alacağını ispatlamıştır.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ———
Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının——- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.167,99 TL karar ve ilam harcından 383,58 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 1.784,41 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 383,58 TL peşin harcı toplamı: 464,28 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.649,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu ——-Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023