Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/437 E. 2023/264 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/437 Esas
KARAR NO : 2023/264

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin aralarındaki ticari faaliyetler nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu işbu alacağın tahsili için ——Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibini devamına davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.Davaya konu uyuşmazlık yıllarına ilişkin tarafların BA-BS formları ilgili verdi dairelerinden istenilerek dosyamız arasına alınmıştır.—— Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 27/12/2021 tarihinde 92.642,93 TL miktar üzerinden ilamsız takip başlattığı ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği borçlunun 10/01/2022 tarihinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği itiraz üzerine dosyanın yetkili icra dairesine gönderildiği 19/02/2022 tarihinde yeniden ödeme emri düzenlendiği işbu ödeme emrine borçlunun 31/01/2022 tarihinde itiraz ettiği takibin durduğu itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.Dosya taraf defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davacı tarafın defterlerinin usule uygun tutulduğunu delil niteliğine haiz olduğunu davalı tarafın defterler üzerinde sunmadığı içini inceleme yapılamadığını davacının yukarıdaki ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı tarafından davalı adına elektronik ortamda düzenlenen 1 adet toplam 92.642,93 TL. tutarındaki —– açıklamalı E-Fatura davalının hesabına borç kaydedildiğini, davacının 19/01/2022 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 92.642,93 TL alacağı bulunduğunu, faturanın 92.642,93 TL olmasına rağmen Yevmiye defter kaydında 92.642,91 TL olduğu, farkın bilgisayar kaydında kuruş yuvarlamasından kaynaklandığını, davacının 19/01/2022 icara takip tarihi itibariyle davalıdan 92.642,91 TL alacağı bulunduğunu ancak davacı icra takibinde 92.642,93 TL asıl alacak talebinde bulunduğunu davacı tarafından davalı tarafa satışı yapılan mallara ait 13.08.2021 tarih ve —– seri no.lu sevk irsaliyesinin ile davalı taraf adına —–teslim edildiğini teslimi yapılan mallara ait 13.08.2021 tarih ve —- seri no.lu 92.642,93 TL tutarında e-fatura düzenlendiğini işbu faturaya davalının herhangi bir itirazının bulunmadığını görüleceği üzere; davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 1 adet toplam 78.510,96 TL +KDV tutarlı fatura e-fatura olarak davalı adına elektronik ortamda düzenlendiği ve ilgili vergi dairelerinin yazılarında e-belge olarak 1 adet toplam 78.510,96 TL tutarında Mal ve Hizmet Satışlarına ait belge düzenlendiğini beyan etmiştir.Davalı vekili rapora karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde ticari defterlerin vergi dairesinde olması nedeniyle sunulmadığını beyan etmiş ise de mahkememizin 15/11/2022 tarihli oturumunun (—–) nolu ara kararında “davalı tarafın Mahkememiz yargı çevresi içinde bulunduğu anlaşılmakla, duruşma tutanağının ve HMK’nın 220/3. maddesi uyarınca “Belirlenen inceleme gün ve saatinde dava konusu döneme ilişkin tüm ticari defter, kayıt ve dayanak belgelerinizi sunmanız, sunmadığınız ve buna gerekçe olarak delilleriyle kabul edilebilir bir mazeret bildirmediğiniz veya belgenin elinde bulunduğunuzu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul ve veya icra etmezseniz, delilleri sunmaktan kaçınmış sayılacağınız ve duruma göre diğer tarafın beyanının ve delillerinin kabul edilebileceği hususu ihtaren bildirilir” şeklinde ihtarlı davetiye çıkarılmasına karar verildiği işbu ara kararın 29/11/2022 tarihinde davalıya tebliğ edildiği davalının belirlenen inceleme günü tarihine (kesin sürede) kadar işbu mazereti mahkememize bildirmediği anlaşılmakla itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibari ile; için——İcra Dairesi —— Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK.’nun 67/1. maddesine göre, alacaklı itirazın iptali davasını, itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir. Buradaki bir yıllık hak düşürücü sürenin, borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (tefhim v.s) öngörülmemiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20/10/2020 tarih,——sayılı kararında da; İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının tabi olduğu bir yıllık hak düşürücü sürenin, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edildiğini, açık kanunî düzenlemeye göre dava açma süresinin itirazın tebliği ile başlayacağını, İİK’nın 67/1. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olmasının itirazın tebliği anlamına gelmeyeceğini, belirtmiştir.Somut olayda 31/02/2022 tarihli itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği bu nedenle 1 yıllık hak düşürücü sürenin henüz başlamadığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı yasal deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı defterlerinin lehine delil vasfında olduğu diğer taraftan davalının defterlerini sunmadığı davalıya defterlerini sunmadığı takdirde diğer tarafın defterlerinin aleyhine delil sayılacağının ihtar edildiği bu kapsamda davacı defter kayıtları doğrultusunda davacının davalıdan 92.642,93 TL alacaklı olduğu sabittir kaldı ki diğer taraftan davalı tarafça işbu fatura vergi dairesine bildirilmiş olup faturaya itiraz edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmış olup davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. ——Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının —— Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.328,44 TL karar ve ilam harcından 1.118,90 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 5.209,54 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.822,87 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 1.118,90 TL peşin harcı toplamı:1.199,60 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.720,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapıla bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —– (Sicil no:—— Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.